İran'ın Amerika'yı bölgedeki provokatif eylemler konusunda uyarması

İran'ın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi, Güvenlik Konseyi toplantısında ABD ve Siyonist rejimin Kızıldeniz'e ilişkin iddialarını reddederek, Amerikalıların her türlü provokatif eylemine karşı uyarıda bulundu.

İran'ın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi ve Daimi Temsilcisi "Emir Said Irevani", 8 Ocak Pazartesi günü Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Güvenlik Konseyi'nin dönem başkanı olan Fransa'nın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi'ne yazdığı bir mektupta “İran, bu toplantıda ortaya atılan asılsız iddiaları kesin olarak kınıyor ve kesinlikle reddediyor ve bu suçlamalar kanıtlanamaz ve delilsizdir.” dedi.
Emir Said İrevani, "Bu bağlamda Güvenlik Konseyi, İsrail rejiminin kan dökmesini, saldırgan eylemlerini durdurmaya ve insani ve insan hakları yasaları kapsamındaki uluslararası yükümlülüklerine sıkı sıkıya bağlı kalmaya zorlamak için kararlı önlemler almalıdır" ifadesini kullandı.
İran’ın BM temsilcisi Said İrevani  sözlerine şöyle devam etti: İran İslam Cumhuriyeti her zaman deniz güvenliğine ve seyrüsefer özgürlüğüne büyük önem vermiş ve uluslararası yükümlülüklerine uyma ve bölgede barış ve güvenliği koruma konusundaki sarsılmaz kararlılığını vurgulamaktadır.
Amerika’nın Birleşmiş Milletler'deki temsilci yardımcısı Chris Lowe, Güvenlik Konseyi toplantısında Kızıldeniz'deki saldırıların gerçek nedenlerine değinmeden, bu saldırıların kabul edilemez olduğunu ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu söyleyerek “Yemen'in uluslararası gemiciliğe yönelik saldırıları dönüm noktasına ulaştı” dedi.
Söz konusu Amerikalı yetkilinin iddiaları, Yemen ordusunun mazlum Filistin halkına destek amacıyla müdahale ettiği ve geçtiğimiz günlerde de Kızıldeniz ve Babülmendep Boğazı'nda bazı gemileri durdurduğu ve bu gemilerin işgal altındaki bölgelere ulaşmasına izin vermeyecekleri konusunda uyarıda bulunduğu bir ortamda ortaya atıldı.

 Yemen ordusunun eylemi, Amerikalı yetkililerin iddialarının aksine bölge ülkelerinin ve bağımsız hükümetlerin Amerika’nın bölgedeki askeri varlığına müsamaha göstermediğini ve Washington'un müdahalelerine son verilmesini istediğini gösteriyor. 
Diğer yandan Amerika hükümetinin Kızıldeniz'de bir deniz koalisyonu kurma yönündeki eylemleri, Washington'un uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerinin açık bir işaretidir. Amerika'nın bölgedeki müdahaleci politikalarının sonu yok ve Washington yetkilileri geçtiğimiz günlerde Batılı müttefikleriyle Kızıldeniz'de bir deniz ittifakı kurulduğunu açıkladı, fakat Beyaz Saray’ın  Fransa, İspanya ve İtalya gibi müttefikleri ve bazı batılı ülkeler bu koalisyondan ayrıldı.
Bölgedeki halk güçleri, son aylarda ve özellikle Filistin direniş gruplarının Gazze'deki operasyonlarının başlamasından sonra, Amerika’nın müdahaleci eylemlerine açıkça karşı çıkıyorlar ve Amerikan ordusunun Irak, Lübnan ve Kızıldeniz'de gerilim yaratmaya devam etmesine izin vermiyorlar. Yemen ordusunun eylemleri, Amerikan yetkililerinin tehditkar tutumlarının aksine, Amerika Donanmasının, Yemen ordusunun donanmasının tepkisi ve saldırılarıyla baş edemediğini de gösteriyor.
İran İslam Cumhuriyeti, dış politikasının ilkelerine dayanarak, yabancı birliklerin bölgeden çekilmesinin gerekliliğini her zaman vurgulamış ve onların varlığının devam etmesinin sorunları ve güvensizlikleri artıracağını görüşünde. Irak ve Suriye de dahil olmak üzere bölgesel yönetimler ABD askeri varlığının sona ermesi gerektiğini vurguluyor. Bölgedeki yeni gelişmeler ve direniş güçlerinin ve halkın yabancı askeri güçleri geri çekme ve müdahalecilerle baş etmedeki rolü bir bakıma krizlerin ve sorunların oluşmasında büyük rol oynayan müdahalelere karşı bağımsızlık ve isteksizlik duygusunu yansıtıyor.