Amerikan ve Siyonist insan hakları, aynı madalyonun iki yüzü
(last modified 2024-05-15T04:06:52+00:00 )
Mayıs 15, 2024 07:06 Europe/Istanbul
  • Amerikan ve Siyonist insan hakları, aynı madalyonun iki yüzü

İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanlığı sözcüsü Nasır Ken'ani, Amerikan ve Siyonist insan haklarının aynı madalyonun iki yüzü olduğunu, biri Negev'de, diğeri Guantanamo ve Ebu Garib'de olduğunu söyledi.

İnsan hakları özellikle 21. yüzyılda oldukça önem kazanan bir kavramdır. Bu önem o kadar büyüktür ki, uluslararası hukukta apaçık bir ilke olan "egemenlik" bile ahlaki bir boyut kazanmıştır. Bir başka ifade ile ilerici "koruma sorumluluğu" ilkesi ışığında, bir hükümetin kendi vatandaşlarına karşı ağır insan hakları ihlalleri yapılması durumunda, prensipte hükümetin egemenliği esas alınmayacak ve o ülkenin içişlerine müdahale ihtimali var.
Bunun en bariz örneği 2011 yılında Libya ülkesine karşı yaşandı ve Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkeleri, koruma sorumluluğu ilkesini öne sürerek bu ülkeye karşı savaşa girerek Muammer Kaddafi hükümetinin devrilmesinde de rol oynadılar. Bu, insan haklarının evrensel önemini göstermektedir. 
Ancak 2011 yılından itibaren Batı Asya bölgesinde yaşanan gelişmeler ve 2022 yılındaki Ukrayna savaşı, insan hakları normlarının başta ABD olmak üzere Batılı güçler tarafından seçici bir şekilde dikkate alındığını gösterdi. 2011'den bu yana yaşanan Suriye krizi, Suudi Arabistan'ın Yemen'e karşı savaşı ve Yemen'deki insani felaketin yanı sıra Siyonist rejimin Gazze'deki soykırımı, temelde insan haklarının hiçbir anlamı olmadığını gösterdi. Ukrayna'daki savaş ve Avrupa ile Amerika'nın yoğun odaklanması, insan haklarının Amerika ve Avrupa açısından seçici ve ayrımcı bir nitelik taşıdığını kanıtlayan bir başka örnektir.
8. ayına giren Gazze'deki mevcut savaşta çok sayıda uluslararası belgeye dayanarak, Siyonist rejim soykırım gerçekleştirmiş ve hatta Siyonist yetkililerin suçları Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde bile soruşturuluyor. Gazze'deki Siyonist suçların başlıca kurbanları Gazzeli çocuklar ve kadınlardır. Siyonist rejim Filistinli esirlere de ağır işkenceler yapıyor. CNN'in yaptığı araştırmanın sonuçları, Siyonist askerlerin Negev'deki gizli bir gözaltı merkezinde Filistinli tutuklulara işkence ve tacizde bulunduğunu gösteriyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nin insan hakları konusundaki tutumu detaylı bir şekilde incelendiğinde, bu ülkenin devlet adamlarının dünyadaki insan hakları durumu konusunda siyasi tercih ve çıkarlara dayalı bir tutum sergilediklerini açıkça göstermektedir, bu da insan hakları sorununun uluslararası düzeyde bir araç olarak kullanılmasına neden olmaktadır.
Buna ilaveten Amerika'daki ağır insan hakları ihlalleri de bu ülkenin temelde insan hakları kavram ve normlarını araç olarak kullandığını gösteriyor. Amerika, dünya nüfusunun yüzde 5’inden azına sahip, insan haklarını savunan bir ülke olarak, gezegendeki toplam hapishane nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sine sahip; üstelik, sistematik ırk ayrımcılığı ateşi, siyahlar gibi etnik-ırksal azınlıkları da etkiledi; ta ki bu %14'lük azınlık, Amerikan hapishane nüfusunun üçte birini oluşturana kadar.
Amerikan polisinin bu ülkedeki üniversitelerin öğrencilerine ve profesörlerine karşı sert muamelesi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki insan hakları ihlallerini gösteren bir başka belgedir. 
Bu konuları dikkate alan İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanlığı sözcüsü Nasır Ken'ani Çafi, X sosyal ağında, biri Negev'de, diğeri Guantanamo ve Ebu Garib'de olmak üzere Amerikan ve Siyonist insan haklarının aynı madalyonun iki yüzü olduğunu yazdı./