Kişisel Züht'ten Siyasi Direnişe: Devrim Liderinin Direniş Sembolüne Dönüşmesinin Sırrı
Parstoday – Kırgızistanlı bir uzman analiz yazısında şu ifadeleri kullandı: “İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamaneyi, kişisel zühtü, manevi otoritesi ve siyasi direnişiyle Batı’nın dayattığı düzene karşı küresel bir direniş sembolüne dönüşmüştür.”
İRNA’ya dayandırılan habere göre, Kırgızistanlı bölge uzmanı Kadir Malikov, Eurasia Today haber sitesinde Pazartesi günü yayımlanan analizinde şu görüşlere yer verdi: Filistin konusunda İslam ülkelerinin genel sessizliğine karşılık, İran tek başına ilkeli duruşunu koruyan ülkedir.
Malikov, Arap ülkelerinin İsrail rejimiyle ilişkilerini normalleştirmesine dikkat çekerek şöyle dedi: Tahran yalnızca hakikati dile getirmekle kalmıyor, aynı zamanda bu sözlerini eylemle de destekliyor. Ancak bu kararlılık ağır bir bedele mal oluyor; İran, süper güçlerin dayatmalarına boyun eğmemesinin bedelini yaptırımlar ve sürekli tehditlerle ödüyor.
Kırgız analist, prensipler uğruna ağır bedel ödemeye hazır olmanın, İran’ı dünya genelinde milyonlarca insan için bir direniş sembolüne dönüştürdüğünü vurguluyor.
Malikov, Tahran’ın etkisinin sadece askeri ve siyasi alanla sınırlı olmadığını, aynı zamanda güçlü bir ideolojik temele dayandığını belirterek şunları ekledi: İran İslam Cumhuriyeti, Batılı güç merkezlerine bağlı olmadan da bağımsız bir devlet kurulabileceğini ve bu devletin kendi halkına güvenlik, yönetim ve kalkınma sağlayabileceğini ispatlamıştır.
Malikov şöyle devam etti: İran’ın bu ideolojik boyutu, düşmanlarını askeri gücü kadar korkutuyor. İran’ın Batı baskılarına karşı başarıyla direnmesi, gerçek bağımsızlık arayışındaki halklar ve ülkeler için bulaşıcı bir örnek olabilir.
Çifte Meşruiyete Sahip Güçlü Bir Liderin Portresi
Malikov, İran'ın manevi liderliğinin temel dayanaklarına değinerek, Ayetullah Seyyid Ali Hamaney’inin sembolik otoritesinin üç temel üzerine kurulu olduğunu belirtiyor:
Züht ve Sadelik: Gösterişsiz bir yaşam, saraysızlık, büyük banka hesaplarından yoksunluk. Bu yaşam tarzı, dünya liderlerinin çoğunun yaşam tarzıyla keskin bir tezat oluşturuyor.
Derin Bilgi ve Vizyon: Fıkıh alanında müctehidlik makamı, felsefe, şiir ve İslam hukuku konularında derin bilgi; gençler, öğrenciler, askerler ve halkla sürekli iletişim.
Dini ve Siyasi Meşruiyetin Birleşimi: Ayetullah Hamaneyi, hem dini bir merci hem de siyasi liderdir. Bu konum, velayet-i fakih anlayışını siyasi otoriteyle birleştiren benzersiz bir pozisyondur. Birçok Şii’ye göre o hem “mercii-i taklit” hem de “veli-i emir”dir.
Malikov’a göre, hatta birçok Sünni Müslüman için bile Ayetullah Hamaneyi, giderek Arap liderlerinin sürekli geri adım atmalarına karşı İslami uyanışın sembolü hâline gelmiştir.
Batı'nın Farklı Bir Modelle Yüzleşme Sorunu
Malikov yazısına şöyle devam ediyor: Batı medyası, Ayetullah Hamaneyi gibi bir figürle başa çıkmakta zorlanıyor. Çünkü geleneksel itibarsızlaştırma yöntemleri onun üzerinde etkisiz kalıyor. Altın saat takmayan, sarayı olmayan ve hakkında yolsuzluk dosyası bulunmayan birini alaya almak kolay değil. Kişisel davranışlar, kararlılık ve fikrî istikrarla şekillenen ahlaki otorite, klasik propaganda savaşlarına karşı oldukça dayanıklıdır.
İmam Humeyni’nin Mirası ve Direniş Kavramı
Malikov, Ayetullah Hamaney’inin yalnızca İmam Humeyni’nin ideolojik mirasçısı olmadığını, aynı zamanda onun düşüncelerini genişlettiğini ve “İslami uyanış” ile “direniş” gibi kavramları kurumsallaştırdığını vurguluyor. Devrim liderinin düşünce yapısı, İslam şeriatı, sosyal adalet ve modern sömürgeciliğe karşı mücadeleyi bir araya getiriyor.
İran Liderinin Küresel Önemi
Malikov analizine şu sözlerle devam ediyor: Ayetullah Hamaney’inin şahsiyeti, ulusal ve mezhepsel sınırların ötesine geçerek tek kutuplu dünyaya karşı bir direniş sembolüne dönüşmüştür. Günümüzde birçok lider kısa vadeli çıkarlar uğruna ilkelerinden taviz verirken, onun kararlılığı özel bir değer kazanmaktadır.
Malikov son olarak şunları ifade ediyor: Bu sadece dini veya siyasi bir
merci değil, aynı zamanda alternatif bir kalkınma yolunun simgesidir. Küresel hegemonya baskısı altında dahi egemenliği ve onuru korumanın mümkün olduğunu ispat etmektedir.
Bu nedenle Batı dünyası, karşısında kişisel istikrar ve örnek yaşam tarzına dayalı bir ahlaki otoriteye sahip derinlemesine bağlı bir lider bulmaktadır. Ve işte bu, İran’ın manevi liderinin küresel direniş sembolüne dönüşmesinin asıl nedenidir.