Ulusal Medya Başkanı: Siyonist Rejimin IRIB’ye Saldırısı, Anlatı Savaşında Yenilginin İtirafıdır
Parstoday – İran İslam Cumhuriyeti Radyo ve Televizyon Kurumu (IRIB) Başkanı Peyman Cebeli, IRIB'in cam binasına binasına yönelik füze saldırısını, direniş medyasının hakikat aktarımına karşı düşmanın çaresizliğinin bir göstergesi olarak değerlendirdi.
Peyman Cebeli, El Alem kanalının “Evrak al-Kuvva” adlı programına verdiği özel röportajda, Siyonist rejime karşı medya savaşında IRIB’in öncü rolünü anlattı. Parstoday’in haberine göre, Cebeli konuşmasının başında dijital çağda savaşın tanımının değiştiğine dikkat çekerek şöyle dedi: “Yeni nesil savaşlarda askeri güç, medya ve psikolojik etkilerle iç içe geçmiş durumdadır. Medyalar artık dostun da düşmanın da kabul ettiği üzere savaş alanının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.”
Cebeli şu ifadeleri kullandı: “İran, anlatı savaşında sahaya en yakın olan ülkeydi ve düşmanın kayıplarını ifşa ederek ve Siyonist rejimin kırılganlığını sansürsüz bir şekilde göstererek, üstün anlatıyı dünyaya aktarmayı başardı.”
Direniş eksenine ait medya organlarının, Batı medyasının içine dahi nüfuz ettiğini ve onlarca yıldır süren yönlendirmeleri değiştirdiğini belirten Cebeli, “Siyonist rejim ve destekçileri, kendi suçlarını haklı çıkarma tuzağına düştüler,” dedi.
Cebeli, hş 26 Hordad 1404 (16 Haziran) tarihinde IRIB binasına yönelik saldırıyı medya savaşında bir dönüm noktası olarak tanımladı ve şunları söyledi: “Siyonist rejim, gerçeğin sesini susturmak ve İran’ın en önemli medya aracını devre dışı bırakmak için bu saldırıyı gerçekleştirdi. Ancak sonuç tamamen tersine döndü.”
Saldırı sonrası yayınların hemen yedek merkezlerden sürdürüldüğünü ve çalışanların, özellikle de cesur sunucu Seher İmami’nin sembolik direniş sergilediğini belirten Cebeli, “IRIB bu saldırıyı yalnızca bir medya olayı olarak değil, siyasi ve uluslararası düzeyde bir savaş suçu olarak gündeme taşıdı. İçeride medya kurumuyla büyük bir dayanışma dalgası oluştu,” dedi.
Cebeli, İran’ın uluslararası medya organlarının Batı kamuoyunu etkilemedeki rolünü vurgularken, bu savaşın önceki savaşlardan farkına dikkat çekti: “Bu kez, her bir Filistinli vatandaş bir muhabir haline geldi ve yeni teknolojilerle canlı yayınlar yaptı. Batı’nın medya tekeli kırıldı; Avrupa başkentlerinde ve Amerikan üniversitelerinde eşi benzeri görülmemiş bir uyanış yaşandı.”
“Bölgemizin halkları Siyonist rejimin gerçek yüzünü biliyordu; ancak Batı’nın yeni kuşağı bu gerçeği ilk kez kendi gözleriyle gördü.”
Röportajın başka bir bölümünde Cebeli, İranlı gazetecilerin çatışma bölgesinin tam kalbinde bulunduğunu ve artık dışardan haber geçmek yerine savaşın sahasının İran’ın içinde olduğunu belirtti. “Düşman, IRIB binasını canlı yayın sırasında hedef aldı; ancak dakikalar içinde yayın devam etti. Bu saldırı açıkça gösterdi ki Siyonist rejim, hedeflerine ulaşma konusunda artık tüm umutlarını yitirmiş durumda ve İran medyası onların önündeki en büyük engel.”
Cebeli, savaş olaylarının medya yansımalarındaki farkı değerlendirirken şu ifadeleri kullandı: “İsrail, savaşın üçüncü gününden itibaren canlı yayın görüntülerini yasakladı ve muhabirleri sahadan uzaklaştırdı. Oysa İran medyası, tamamen özgür bir şekilde alan gerçeklerini; evlerin bombalanmasından kadın ve çocukların şehit edilmesine kadar her detayı yayınladı. İran’da bu görüntülerin yayınlanmasına dair hiçbir yasak ya da çekince yoktu. İşte bu özgürlük, bizi düşmandan ayıran temel farktır.”