Uluslararası ehli beyt -s- sevenleri ve tekfircilerin meselesi zirvesi
Uluslararası ehli beyt -s- sevenleri ve tekfircilerin meselesi zirvesi İslam dünyasının İslamî uyanış alanında faaliyet yürüten 800 kadar alim, fakih, düşünür ve seçkin şahsiyetinin katılımı ile 22 – 23 kasım 2017 tarihlerinde Tahran’da uluslararası oturumlar merkezinde düzenlendi.
İslam dininde tüm sevgilerin odağı ve ana ekseni, Allah tealaya yönelik sevgi ve muhabbettir ve diğer sevgi ve muhabbetler bu odağın etrafında şekillenir. İslam Peygamberi -s- ve pak ehli beytine -s- yönelik sevgi de bu doğrultudadır. Kur'an'ı Kerim ve şii ve sünni rivayetlerin tümünde ehli beyt -s- sevgisine sık sık vurgu yapılmıştır. Bu vurgunun sebebi, ehli beyt -s- fertleri sırf Resulullah efendimizin -s- evlatları olduğu için değil, aynı zamanda bu insanlar erdem ve fazilet sahibi insanlar olduğu ve bir başka ifade ile ilahi cemal ve celal ve sıfatların mazharı oldukları içindir. Dolaysıyla ehli beyt -s- fertlerini sevmek, onlarda tam olarak var olan ve tecelli eden iyilikleri ve güzellikleri sevmektir ve tüm bu iyiliklerin ve güzelliklerin esas kaynağı Allah tealadır. Demek ki ehli beyt -s- fertlerini sevmek ve bu sevgi ve aşkı beyan etmek, Allah tealayı sevmek ve O’na aşık olmayı ifade etmektir. Yine sevgi ve muhabbet insanı mahbubuna doğru sevkettiğinden terbiyevi açıdan da iyilere karşı sevgi beslemek insanı iyiliklere sevkedecektir.
Kur'an'ı Kerim ve rivayetlerde İslam Peygamberi’nin ehli beyti -s- tabiri özel insanlar için kullanılmıştır ve Allah Resulü’nden -s- başka Hz. Ali -s-, Hz. Fatıma -s- ve iki evlatları Hz. Hasan -s- ve Hz. Hüseyin’i -s- kapsamaktadır.
Ehli sünnetin en muteber hadis kitaplarından biri olan Sahihi Müslim’de Ayşe’den şöyle rivayet edilir: sabah vakti Resulullah -s- evden çıktı. Resulullah’ın -s- omuzunda siyah yünden yapılmış bir aba vardı. O sırada Hasan bin Ali o hazretin yanına geldi, Resulullah -s- onu abanın içine aldı. Ardından Hüseyin bin Ali geldi, onu da abanın içine aldı. Daha sonra Fatıma geldi, onu da abanın içine aldı. Ardından Ali geldi, onu da abanın içine aldı ve ardından Ahzab suresinin 33. Ayetini kıraat etti: Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
Ehli sünnetin dört fıkhından biri olan Hanbeli mezhebinin kurucusu Ahmet bin Hanbel de şöyle diyor: Al-i İmran suresinin 61. ayeti olan mübahale ayeti Resulullah’a -s- nazil olduğunda o hazret Ali, fatıma, Hasan ve Hüseyin’i talep ederek yüce Allah’a şöyle arz etti: ey yüce Rabbim bunlar benim ehli beytimdir.
Yüce Allah Şura suresinin 23. Ayetinde şöyle buyuruyor:
Deki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah bağışlayan, şükrün karşılığını verendir.
Bu ayet, meveddet ya da dostluk ayeti adıyla ünlüdür ve bir çok tefsir ve hadis ve tarih kitaplarında bu ayetin ehli beyt -s- hakkında nazil olduğu belirtilmiştir.
Ehli sünnet alimlerinden Siyuti bu ayetin tefsirinde İbni Abbas’a istinat ederek şöyle diyor: bu ayet nazil olduğunda sahabe Resulullah’a -s- arz etti: ya Resulullah, senin akrabaların kimlerdir ki onların meveddeti ve dostluğu bize vaciptir. Allah Resulü -s- şöyle buyurur: Ali ve Fatıma ve onların iki evladı.
Bu ayet doğrultusunda ve İslam ülkelerinde etnikçilik, mezhepçilik ve çeşitli İslamî mezheplerin tekfir edilmesi ve bu bahane ile masum insanların katledilmesi had safhaya ulaştığı bir sırada uluslararası İslamî uyanış asamblesi Uluslararası ehli beyt -s- sevenleri ve tekfircilerin meselesi başlığı altında bir zirve düzenlendi.
Uluslararası ehli beyt -s- sevenleri ve tekfircilerin meselesi zirvesi İslam dünyasının İslamî uyanış alanında faaliyet yürüten 800 kadar alim, fakih, düşünür ve seçkin şahsiyetinin katılımı ile 22 – 23 kasım 2017 tarihlerinde Tahran’da uluslararası oturumlar merkezinde düzenlendi.
İki gün süren Uluslararası ehli beyt -s- sevenleri ve tekfircilerin meselesi zirvesinin ilk gününde beş uzmanlık komisyonu kuruldu ve zirveye katılan 300 kadar alim ve fakih makalelerini sundu ve yaptıkları konuşmalarda görüşlerini beyan etti.
Uluslararası ehli beyt -s- sevenleri ve tekfircilerin meselesi zirvesi İslam dünyasının büyük alimi ve düşünürü ve İran İslam Cumhuriyeti nizamının maslahatını belirleme kurumu Başkanı Ayetullah Haşimi Şahrudi’nin açılış konuşması ile çalışmalarına başladı. Zirvenin açılış törenine İranlı bazı üst düzey yetkililer de katıldı. Zirvenin çeşitli İslam ülkelerinden seçilen başkanlık divanı üyeleri ise zirvenin konusu hakkında birer konuşma yaptı.
Zirvenin açılış töreninin başında Ayetullah Seyyid Mahmut Haşimi Şahrudi zirvenin düzenlenmesinden duydukları memnuniyeti dile getirerek zirvenin Müslümanların arasında dostluk ve meveddet bağlarının güçlenmesine vesile olmasını diledi.
Ayetullah Şahrudi ilahi enbiyanın kalıcı olmalarının sırrı beşeri toplumların kalbini ve duygularını fethetmelerinden ibaret olduğunu belirterek, ilahi peygamberler insanlarla duygusal irtibat kurarak hedeflerini hayata geçirmeyi başardıklarını vurguladı.
Şura suresinin dostluk ve meveddet hakkındaki 23. Ayetine işaret eden ve ehli beyt -s- sevgisi ile tüm ilahi değerlerin insanlara intikal ettiğini söyleyen Ayetullah Haşimi Şahrudi, bu meveddet ve dostluk, insanların arasındaki meveddet ve dostluğu da pekiştirdiğini, nitekim Irak, Suriye, Yemen ve diğer İslam beldelerinde sergilenen hamasetleri başka türlü izah etmenin mümkün olmadığını vurguladı.
İran İslam Cumhuriyeti nizamının maslahatını belirleme kurumu Başkanı Ayetullah Haşimi Şahrudi konuşmasının devamında İslam Peygamberi’nin -s- pak ehli beyt -s- fertleri Allah’ın yeryüzünde seçkin kulları, iman hazineleri, ihsan madenleri ve tüm Müslümanların gelişmesi ve yücelmesi ve kemale ermeleri için hidayet meşalesi olduğunu belirterek şöyle devam etti:
Ehli beyt -s- fertleri sapkınlık, şiddet, radikalizm ve cahillikle mücadele öncüleri ve adalet bayraktarları ve İslam ve Kur'an'ı Kerim’in hakiki müfessirleridir ve ehli beyte -s- sarılmak mümin kulların vahdet güvencesi, insanların Allah tealaya doğru hidayete erme ve sapkınlıktan kurtuluş güvencesidir.
Uluslararası İslamî uyanış asamblesi genel sekreteri Dr. Ali Ekber Velayeti, Uluslararası ehli beyt -s- sevenleri ve tekfircilerin meselesi zirvesinin açılış merasiminde yaptığı konuşmada, İslamî uyanış sürecinin başlaması üzerinden yaklaşık yedi yıl geçtiğini belirterek, İslam ümmetinin siyasi ve sosyal hayatının yeni bir merhalesinin müjdeleyicisi olan İslamî uyanışın istikbar karşıtlığı, siyonist karşıtlığı ve istibdat karşıtlığı gibi üç önemli özelliği bulunduğunu belirtti.
Uluslararası ehli beyt -s- asamblesi üyesi hasmane olan ve barışçıl sayılmayan eğilimleri izlemek ve sulta düzeninin İslam dünyasının büyük bir bölümünü kapsayan ve türlü tehditlere maruz bırakan destekleri ile İslamî düşünceleri, normları, değerleri ve maarifi değiştirmeye çalışmak veya yok etmek istediğini belirterek şöyle devam etti:
İslam düşmanları ellerindeki tüm imkanları kullanarak ve yapabildikleri yere kadar İslam ülkelerini kargaşa, bölünme, zafiyet, fitne ve savaş durumlarında tutmaya ve böylece bu ülkelerin üzerinde sultalarını sürdürmeye ve servetlerini yağmalamaya çalışıyor ve sonuçta Müslümanlara iktisadi, sosyal ve kültürel geri kalmışlığı dayatmak istiyor.
Uluslararası İslamî uyanış asamblesi genel sekreteri Dr. Ali Ekber Velayeti konuşmasını şöyle sürdürdü: İslam düşmanları bu semavi dinden kötü bir imaj sunmak ve aslında İslam öncesi cahiliyenin ihya edilmesinden ibaret olan vahabi modeline göre çocukların kafasını kesmek, erkekleri yakmak ve kadınları esir alarak tecavüz etmek gibi şerefsizce cinayetleri işliyor. Ancak bu şeytani, Amerikancı, siyonist ve suudi cinayetler o kadar nefret uyandırıcı oldu ki bu şerefsizlikleri işleyenler şimdi bu cinayetlerin suçunu birbirinin üzerine yıkmaya çalışıyor.
Dr. Velayeti konuşmasının sonunda ancak tüm bu zalimane uygulamalara karşı geleceğin aydın ve umut verici olduğunu vurguladı.
Uluslararası Ehl-i Beyt -s- Sevenleri ve Tekfirciler Meselesi zirvesine katılan İslam alimleri ve diğer katılımcılar zirvenin ikinci gününde de İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ile bir görüşme gerçekleştirdi.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei “Uluslararası Ehl-i Beyt -s- Sevenleri ve Tekfirciler Meselesi” başlığı altında düzenlenen zirveye katılan konuklarla görüşmesinde İslam ümmetinin vahdeti vaciplerin en vacibi olduğunu belirtti.
İran küresel istikbar ve siyonizm cephesinin Müslümanların arasında savaş çıkarma komplosuna karşı dik durduğunu ve IŞİD’e karşı elde edildiği gibi bu mücadeleden zaferle çıkacağını belirten Ayetullah Hamanei, ancak Amerika ve İsrail İslam’la düşmanlıktan el çekmeyeceğini ve bu duruma karşı uyanık olmak gerektiğini kaydetti.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ehli beyt -s- sevgisi Şii Müslümanlara özel bir durum olmadığını, nitekim İslam Peygamberi’nin -s- varlığı Müslümanların vahdet ekseni olduğunu, Ehli beyt -s- sevgisi de vahdet etkeni olabileceğini, nitekim İslam dünyası bugün bu sevgiye ve gönül birlikteliğine şiddetle muhtaç olduğunu kaydetti.
Ayetullah Hamanei düşmanların esas amacı Müslümanların arasında tefrika çıkarmak ve böylece siyonist rejim İsrail’in gönlünü rahatlatmak olduğunu belirterek, bugün Filistin meselesi İslam dünyasının baş meselesi olduğunu, zira Filistin gasbedilen bir İslam ülkesi olduğunu ve bölge ülkelerinin güvenliğini ihlal etme merkezine dönüştüğünü ve bu yüzden bu kanser tümörü ile mücadele etmek gerektiğini, Filistin, bu ülke milletine iade edildiği gün, o gün İslam dünyasının gerçek bayramı olacağını ve küresel istikbar da ağır darbe yemiş olacağını ve o gün, yakın olduğunu ifade etti.
Uluslararası Ehl-i Beyt -s- Sevenleri ve Tekfirciler Meselesi zirvesinin sonuç bildirisinde katılımcılar da Filistin meselesinin önemine ve kurtuluşuna vurgu yaptı. Katılımcılar ayrıca İran İslam Cumhuriyeti nizamının tutumunu desteklediklerini ve İran İslamî direnişin ekseni olduğunu vurguladı.