Pars Today

İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi, İran İslam Cumhuriyeti nizamı meşru savunma hakkına sahip olduğunu belirterek, Tahran yönetimi savunma politikalarını ve bölgesel tutumunu beyan etmekte hiç bir sorunu olmadığını vurguladı.

Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi Perşembe günü Batılı devletlerin İran’ın savunma gücü ve bölgesel tutumu gibi başlıkları müzakereye açma yönündeki baskıları hakkında yaptığı açıklamada, İran İslam Cumhuriyeti hali hazırda hiç bir konuda Amerikalı ve Avrupalı yetkililerle müzakere etmediğini belirtti. Dışişleri Bakanı Yardımcısı Irakçi ayrıca, kim herhangi bir görüşmede Suriye hakkında İran İslam Cumhuriyeti nizamının tutumunu merak ediyorsa, kendisine gerekli açıklamaların yapılacağını, zira İran İslam Cumhuriyeti Suriye milletini, devletini ve toprak bütünlüğünü koruma  konusunda açık ve net tutumu söz konusu olduğunu vurguladı.

Gerçekte İran İslam Cumhuriyeti nizamının stratejik ve hassas Ortadoğu bölgesine yönelik bağımsız bölgesel politikaları bu bölgenin barışı ve güvenliğinin hizmetinden olmaktan başka bölge dışı güçleri bu bölgeye yönelik hesaplarını da bozmuştur. Nitekim İran’ın bölgesel gelişmelerde etkili ve yapıcı varlığı da Amerika ve müttefiklerinin stratejik Ortadoğu bölgesine yönelik şom hedeflerinin gerçekleşmesine de mani olmuştur.

Nizamın maslahatını belirleme kurumu sekreteri Muhsin Rızai bu konuda yaptığı açıklamada şöyle diyor: İran İslam Cumhuriyeti nizamı nerede sorumlu bir devlet olarak devreye girdiyse, orada başarılı hareket etmiştir. Nitekim Irak’ta tekfirci IŞİD terör örgütünün hezimete uğraması, Kuzey Irak yerel yönetiminin Irak’tan ayrılma yönündeki bölücü planının başarısız olması, Suriye’de kendini hilafet ilan eden IŞİD’in hilafet dosyasının dürülmesi, hepsi İran İslam Cumhuriyeti nizamının bölgesel politikalarının ne denli etkili ve faydalı olduğunu gösteren örneklerdir. Yine Amerika ve müttefiklerinin iradelerinin dışında İran, Rusya ve Türkiye’nin işbirliği ile Suriye krizinin siyasi çözümü için başlatılan Astana sürecinin etkili ve başarılı bir şekilde devam etmesi de, İran İslam Cumhuriyeti nizamının bölgesel politikalarında bir başka başarı örneği sayılır. Tüm bu durumlar İran İslam Cumhuriyeti bölgesel denklemlerde ve özellikle terörle mücadele alanında başta ABD olmak üzere bölge dışı güçlerden daha etkili hareket ettiğini ispat ediyor. Bu çerçevede Irak Cumhurbaşkanı yardımcısı Usame Nuceyfi geçen Pazartesi günü Bağdat’ta İran’ın Irak büyükelçisi İrec Mescidi ile görüşmesinde yaptığı açıklamada tekfirci IŞİD terör örgütü ortak tehdit ve ortak düşman olduğunu belirterek, Irak devleti ve milleti İran İslam Cumhuriyeti’nin IŞİD ile mücadelede yaptığı yardımlardan ötürü minnettar olduklarını vurguladı.

Gerçekte bölgesel dengeleri koruma becerisi İran İslam Cumhuriyeti nizamından stratejik bir aktör yaratmıştır ve bu şartlarda Amerika ve müttefikleri sürekli İran’ın pozitif rolünü negatif gibi göstermeye çalışıyor. Bu zümre bu yüzden şimdi de İran’ın füze savunma gücünün tehdit olduğunu bahane ederek İran İslam Cumhuriyeti nizamı ile yeni bir müzakere kapısını açmaya ve sonuçta İran’ın bölgesel politikalarını ve savunma gücünün etkinliğini kontrol altına almaya çalışıyor.

Aslında bağımsız hareket etmek, İran İslam inkılabının en temel unsurudur ve bugün İran İslam Cumhuriyeti nizamının gücü de bağımsız olmasından kaynaklanır, nitekim Amerika’nın İran İslam Cumhuriyeti nizamı ile düşmanlığı da bu noktadan, yani bağımsız olmaması noktasından başlıyor. Bu yüzden Amerika geliştirdiği güvenlik stratejisinde de açıkça İran İslam Cumhuriyeti’ni bölgeye yönelik gayri meşru hedef ve çıkarları yolunda ciddi bir engel olarak tanımlıyor ve siyasi propaganda ve siyasi şov yapmak gibi her türlü yola baş vurarak İran’ın bölgenin barış ve güvenliğinin hizmetinde olan bağımsız politikalarını etkilemeye çalışıyor.

Gerçekte Amerika’nın bölgesel meselelerde İran İslam Cumhuriyeti nizamına karşı hezimetleri İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin beyanatına en iyi biçimde yansımıştır. Ayetullah Hamanei Perşembe günü yaptığı konuşmada şöyle buyurdu: Ortadoğu bölgesinde direniş meselesinde Amerikalı yetkililer direnişin köklerini koparmak istiyordu, ancak biz onların karşısında durduk ve buna müsaade etmeyiz, dedik. Bugün tüm dünya için “Amerika istedi, ama yapamadı, biz istedik ve yaptık” meselesi ispat edilmiştir.