Bir Ayet: Kalbimizi Allah’a Teslim Ettiğimizde

Hayatın zorlukları ve endişeleri arasında, Allah’a tevekkül etmek, kalbe huzur ve güven getirir.

İnsan hayatı, zorluklar, belirsizlikler ve kaygılarla doludur; bu durumlar zaman zaman kalpleri endişeye ve kararsızlığa sürükler. Böyle anlarda, tevekkül, yani Allah’a güvenmek ve O’na teslim olmak, ruhu derin bir huzurla doldurur. Kur’an-ı Kerim, birçok ayette tevekkülün bireysel ahlak ve ruhsal güçlenmenin temel taşlarından biri olduğuna dikkat çeker. Bunlardan biri de Talak Suresi 3. ayettir

“Kim Allah’a tevekkül ederse, O ona yeter.” (Talak, 65:3)

Bu kısa ama derin anlamlı ayet, bireysel ahlakta temel bir ilkeyi ortaya koyar: Allah’a tevekkül etmek, yani hayatın her alanında O’nun kudretine ve hikmetine gönülden güvenmek. Tevekkül, çabadan vazgeçmek demek değildir; insan elinden geleni yaptıktan sonra sonucu Allah’a bırakır ve gelecek konusunda endişelenmez.

“Fehüve hasbuh” “Allah ona yeter” ifadesi, tevekkül eden kişinin insanlara bağımlılıktan ve kendi yetersizliklerinden kaynaklanan kaygılardan kurtulduğunu anlatır. Böyle biri sadece Allah’a yönelir ve bu yöneliş, ona derin bir huzur ve güven verir.

Bu ayet, iman ahlakının tevekkül ile iç içe olduğunu vurgular. Tevekkül sahibi insan, sadece ruhsal olarak güçlü ve sakin değildir; aynı zamanda kıskançlık, tamah, korku ve açgözlülükten de uzaktır. Çünkü bilir ki Allah ona yeter ve rızkı da kaderi de O’nun elindedir.

Tevekkül, insanın iç dünyasında bir direnç kaynağıdır; zor zamanlarda sarsılmadan ayakta kalmasını sağlar. Böyle biri, hayatın fırtınaları karşısında korkmaz; çünkü onun sığınağı en güçlü sığınaktır: Allah Teâlâ.