Sabahçı mısın, yoksa ihmalkar mı? Seçim senin.

Parstoday – Sabah erken kalkmak ve çaba göstermek, İran kültüründe köklü bir gelenek ve günlük bereketten faydalanmanın anahtarıdır. Başarının disiplin ve çabayla bağlantılı olduğu bir dünyada, sabah uyanmak ve çalışmak, başarıya giden ilk adımdır.

İran kültüründe "rızık" yalnızca gelir veya yiyecek anlamına gelmez; aynı zamanda bereketin, çabanın ve ilahi lütfun sembolüdür. "Her kim uyumakta rehavete kapılırsa, rızkı az olur" mısrası, basit ama etkili bir dille sabah kalkma ile çalışma ve çaba arasındaki doğrudan ilişkiye işaret eder. Parstoday’e göre burada “uyku rehaveti”, tembellik, kayıtsızlık ve günlük fırsatlardan bihaber olmanın bir metaforudur. Sonsuz rahatlık ve uykuya dalan kişi, hayatın nimetlerinden mahrum kalır.

Bu söz, ahlaki ve tasavvufi öğretilere dayanır. Fars edebiyatında, Saadi, Mevlana ve Firdusi gibi büyük şairler defalarca sabah erken kalkmanın, çaba göstermenin ve tembellikten uzak durmanın önemini vurgulamışlardır. Örneğin Saadi şöyle der: "Çölde yürümek, boş oturmaktan iyidir"; yani zorluk içinde hareket etmek, hareketsiz kalmaktan iyidir.

Sosyal açıdan bakıldığında, bu mısra, modern yaşam tarzına bir eleştiri olarak görülebilir; çünkü bazen insanlar çabayı bırakıp rahatlığı tercih edebiliyorlar. Günümüzde başarı çoğu zaman azim ve disiplinle bağlantılı olduğundan, bu söz bize hiçbir başarının uyanık olmadan ve çaba göstermeden elde edilemeyeceğini hatırlatır.

Sonuç olarak, "Her kim uyumakta rehavete kapılırsa, rızkı az olur" sadece bir ahlaki uyarı değil; aynı zamanda uyanmaya, hareket etmeye ve güneşin doğuşuyla başlayan fırsatlardan yararlanmaya davettir. Bu mısra, çaba göstererek hayat yolunu aydınlatmak isteyenler için bir yaşam sloganı olabilir.