Türkiye'nin Yunanistan'ı Tekrar Suçlaması
(last modified Tue, 13 Apr 2021 05:18:26 GMT )
Nisan 13, 2021 08:18 Europe/Istanbul
  • Türkiye'nin Yunanistan'ı Tekrar Suçlaması

Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimler bu kez de Akdeniz'de doğalgaz ve petrol kaynakları meselesi ve Kıbrıs adasının paylaşılmamasından öteye geçerek Yunanistan'ın Ankara hükümetine karşı duran muhalefeti desteklemeye taşındı.

Bu hususta Türkiye  Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun  Yunanistan'ı  terör gruplarını desteklemekle suçladı. Fahrettin Altun  paylaştığı Tweet'te   Yunanistan'ın  PKK gibi birçok terör örgütünü yataklık yaptığına vurgu yaparak Türkiye'nin terör örgütleri, DEAŞ, FETÖ ve PKK'ya yönelik mücadelesini anlatan 3 dakikalık bir video da paylaşarak şu açıklamalarda bulundu: 

 "Yunanistan, PKK başta olmak üzere terör örgütlerine yataklık yapıyor. Gerçek mülteciler Ege’de ölüme terk edilirken, AB sınırları içerisindeki bir sözde mülteci kampında yuvalanan teröristler, NATO üyesi Türkiye’ye yönelik intihar saldırıları ve terör eylemleri planlıyor. Yunanistan’ın dokunulmazlığının sona erme zamanı gelmiştir." 

Türkiye ve Yunanistan  çok uzun yıllardan beri bir çok hususta ihtilaflar yaşayan iki komşu ülkedir.  İki ülke arasındaki ihtilafların yakın geçmiş kökenlerini  Osmanlı İmparatorluğunun  Yunanlara egemenliğinde aramak lazım.  Gerçekte  Osmanlı Türkleri  15'inci yüzyılın ortalarında yani 1453 yılında İstanbul'un fethinin ardından   Bizansların 1100 yıllık hakimiyetine son verdi. Böylece İstanbul  Fatih Sultan Mehmet tarafından Müslüman ordusunca ele geçirildi.  İstanbul fethi ise   dünyada yeni bir çağın başlamasına yol açtı.  İstanbul'un fethinin ardından  Osmanlı İmparatorluğu da  yavaş yavaş Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarına yayılmaya başladı ve böylece  Batı medeniyetinin beşiği sayılan Yunanistan da  uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altına girmiş oldu.  Aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu  yüzyıllar boyunca Akdeniz'de ve Ege'de mutlak güç haline geldi. Ancak Osmanlı İmparatorluğunun zayıflaması  ve Birinci Dünya Savaşının ardından Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile  iki ülke ilişkileri yeni bir aşamaya ayak basmış oldu.   Gerçekte  iki ülke de halihazırda Osmanlı hakimiyeti döneminden bağımsız olarak  bölgesel düzeyde hakimiyetlerine kurmak istiyorlar.  Bu doğrultuda  iki taraf arasında büyük gerilimlere yol açmış hususlardan biri de karşı tarafın muhalefet kanadına destek vermek olmuştur.  İki ülke arasında son yıllardaki önemli gelişmelerden biri de  8 Türkiye ordusu mensubunun  15 Haziran 2016 başarısız darbesinin ardından   Yunanistan'a sığınmasıdır. 

Türkiyeli yetkililer, Yunanistan'ın Türkiye'ye olan yakınlığı ve uzun süredir devam eden ihtilafları nedeniyle muhalefet ve terör gruplarını desteklediğini söylüyor. Türkiye siyaset uzmanlarına göre, Atina siyasetçileri ve devlet adamları Yunanistan'ın Türkiye muhalefet gruplarına verdiği desteklerden doğrudan bahsetmese de, Atina hükümeti Yunanistan'da üyelerinin bulunduğu bu grupları çeşitli zamanlarda desteklemiştir. Nitekim daha önce PKK lideri Abdullah Öcalan 1999 yılında Kıbrıs pasaportu ile Atina'ya yolculuk yapmıştı.  Öcalan soruşturmalarda ve yargılanması süresinde de Yunanistan'ın PKK'ya destek verdiğini açıkça ifade etmişti.  Yunanistan'ın eylemlerinin bu kısmı, Atina liderlerinin Türk hükümetini yok etmek veya zayıflatmak amacıyla herhangi bir eylemde bulunabileceğini gösteriyor.


Türkiye ve Yunanistan, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü* NATO'nun iki üyesidir. Yunanistan ve Kıbrıs adasının Avrupa Birliği'ne katılmasına rağmen Türkiye yıllardır üyeliğe aday konumdadır. Ankara'nın Avrupa Birliği'ne katılma konusundaki güçlü arzusuna rağmen, Ankara yetkililerinin taleplerini karşılamanın önündeki engeller arasında başlıca da Yunanistan ve Kıbrıs adası yer alıyor.  Yunanistan aynı zamanda Türkiye'yi NATO'dan çıkarmak için de gündeme çeşitli maddeler taşımıştır. 

Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginlik ve ihtilaflar hususunda,  Yunanistan'ın Ankara hükümetine muhalif kanatları ve grupları desteklemesinin iki ülke arasındaki gerginliği mevcut seviyeden daha fazla artırabileceği söylenmelidir.Gerçi Yunan makamlar son açıklamalarında bu ithamları reddetmektedirler.