TBMM'de Suriye ve Irak'ın askeri işgalinin uzatılmasına tepki ve eleştiriler
Tahmin edildiği gibi, Ankara yönetiminin Suriye ve Irak'ı işgal etme politikası doğrultusunda sunduğu tezkere, iki sene daha TBMM tarafından uzatıldı.
TBMM'nin bu kararı, Türkiye'de cumhurbaşkanlık sisteminde, yasamanın diğer erkler gibi Cumhurbaşkanı şahsının tam kontrolü alında olduğunu ortaya koymuş oldu. Ankara yönetimi yetkililerinin Irak ve Suriye'deki maceracı girişimleri son bulmak bilmiyor. Türkiye'nin bölge ve dünya düzeyinde siyasi ve ekonomik hasar ve zararlarına rağmen, Ankara yetkilileri, bu ülkenin ulusal çıkarına aykırı olan politikaya devam etmekteler.
Ankara yönetiminin iç ve dış alanlarda izlediği politikalar ve icraatlarının yanlış olduğu, defalarca muhalefet tarafından bildirilmiştir. Bu politikalar, Ankara'nın türlü sorunlarla karşı karşıya kalmasına yol açmıştır. Ülkedeki işsizlik ve enflasyonun artması, yabancı yatırımın kaçışı, TL'nin sürekli değer kaybetmesi, Türk vatandaşlarının ekonomik sorunlarının artması ve bölge ülkeleriyle bazı anlaşmazlıkların patlak vermesi, bu politikanın sebebiyet verdiği bazı sorunlardır.
Türkiye yönetiminin Irak ve Suriye'deki huzursuzluk ve güvensizliklerden yararlanmak suretiyle bu iki komşu ülkenin topraklarının bir kısmını işgal ettiği gerçeğini göz ardı etmemek gerek. Bu süreç ve maceracı politikanın devamında Ankara yönetimi, Şam karşıtı on binlerce milisi silahlandırıp, donatmış ve hatta Suriye'nin işgal edilen bölgeleri için idari ve askeri yetkililer atamıştır. Ankara yetkilileri defalarca, komşu ülkelerin topraklarında asla gözleri olmadığını deklare etmelerine rağmen, bu gibi girişimlerde bulunmuşlardır. Türkiye yönetiminin Irak ve Suriye topraklarındaki eylem ve çabaları, işgal politikası için bir örneklik teşkil etmekte.
Ancak Türkiye'de muhalefet partileri liderleri ve birçok siyasetçi, geçtiğimiz senelerde defalarca Erdoğan yönetiminin iç ve dış politikalarını eleştirerek, Türkiye Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Ankara yetkililerini komşu ülkelerin topraklarını işgal etmeye son vererek, Irak ve Suriye yönetimleriyle karşılıklı işbirliğini gündeme taşımalarını istemişti. Bu uyarı ve eleştirilere rağmen Türk yetkilileri, bölgesel ve ülke bazındaki yanlış politikalarına devam etmiştir.
Türk askerlerinin Suriye ve Irak topraklarındaki görev süresinin iki sene daha TBMM'nin kararıyla uzatılırken, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye topraklarındaki saldırılarının sürmesini eleştirerek, Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'nin yeniden açılmasını istedi. Kılıçdaroğlu Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki askeri varlığının uzatılmasının bu ülkenin ulusal çıkarıyla bağdaşmadığını ve Erdoğan'ın Suriye'ye asker göndermek yerine, Şam büyükelçiliğini yeniden açması gerektiğini kaydetti.
Türk siyasetçi ayrıca Ankara yönetiminden, el-Kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerinin Türkiye bankaları nezdindeki hesaplarını incelemesini istedi.
CHP Genel Başkanı'nın bu sözleri, IŞİD, el-Kaide ve diğer tekfirci-terörist hareketlerin liderlerinin Türkiye yönetiminde bazı belli finans ve güvenlik kuruluşlarıyla ilişkisi olduğunu ortaya koydu.
Daha önce de İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Ankara-Şam arasında müzakere yapılmasının Erdoğan yönetimi için gerekli olduğunu söylemişti.
Akşener bu hususta yaptığı açılamada, Türkiye'de bulunan Suriyeli göçmenler meselesinin çözümü için Ankara'nın Şam ile doğrudan görüşme yapması gerektiğini ifade ederek, Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerin Beşar Esad yönetimiyle dostane müzakere yoluyla kendi ülkelerine dönmesi gerektiğini söylemişti.
Sonuç itibarıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak ve Suriye'deki varlığının uzatılmasının bölge ülkeleri arasında gerilim ve husumetin sürmesinden başka bir sonucu beraberinde getirmeyecek; üstelik gelecek nesiller de Erdoğan yönetiminin bugünkü hatalarının bedeline katlanmak zorunda kalacaklar./