Türkiye'de yoksulluk sınırı 10 bin lirayı geçti
(last modified Mon, 01 Nov 2021 10:07:53 GMT )
Kasım 01, 2021 12:07 Europe/Istanbul
  • Türkiye'de yoksulluk sınırı 10 bin lirayı geçti

Türkiye'nin en büyük işçi konfederasyonu Türk-İş'in yaptığı hesaplamaya göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ilk kez 10 bin lirayı geçti.

TÜRK-İŞ tarafından 34 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan, bu alanda öncü ve diğer çalışmalara örnek olan “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” araştırmasının Ekim 2021 ayı sonucu, gıda maddeleri fiyatlarında artışın devam ettiğini ortaya koydu. Bu durum, başta ücretli çalışanlar ve emeklileri olmak üzere, geniş bir toplum kesiminin yaşama şartlarını olumsuz etkilemeye devam etti. Ücret gelirlerinde belirli bir artış sağlanmasına karşın yetersiz kalan gelir karşısında çalışanların mağduriyeti devam etti.

Türk-İş Araştırmasının Ekim 2021 ayı sonucuna göre;

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 3.093,20 TL, 

Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 10 bin 75 TL, Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3 bin 771 TL oldu.

Türk-İş'ten yapılan açıklamada şu değerlendirmelere yer verildi:

Gelir yokluğu veya yetersizliği, hanede yaşanan yoksulluğunun temel nedeni olarak kabul edilmelidir. Artan mal ve hizmet fiyatları karşısında gelir düzeyi yetersiz kalmaktadır. Yetersiz gelir düzeyi, yaşamı sürdürebilmek için zorunlu hale gelen tasarrufun gıda harcamasından yapılmasını da beraberinde getirmektedir.

Diğer bir ifadeyle, yoksullaşma açlık şartlarında yaşama riskine de yol açmaktadır. Bu durumda sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenme değil ‘karnını doyurma’ ön plana çıkmaktadır. Buna rağmen, dar ve sabit gelirli kesimlerin büyük bir bölümünün elde ettiği gelir ağırlıklı olarak temel gıda maddelerine harcanmaktadır. Gıda fiyatlarındaki artışın satın alma gücündeki azalma ile birlikte ele alınması bu yönüyle isabetli bir yaklaşım olacaktır.