Türkiye'nin İran'dan enerji alımı vurgusu
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan pazartesi akşamı TRT'deki özel röportajında gündem maddelerini değerlendirdi.
Ziyaret sonunda İran'la yatırımdan sosyal güvenliğe uzanan geniş bir yelpazede farklı alanlarda 8 belge imzalandığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Görüşmelerde ikili ticaret hacmimizi, önceden belirlemiştik, 30 milyar dolara çıkarma hedefimiz var. Ama şu anda tabii bu kovid vesaire ile bu bayağı düştü. Şu anda son durum işte 7,5 milyar dolar. Şimdi 7,5 milyar dolar Türkiye-İran'a yakışmıyor. Bunu süratle bizim yeniden 30 milyar dolara çıkarma gayreti içine girmemiz lazım. Mutabık mıyız? Sayın Reisi dedi ki 'Mutabıkız, çalışacağız ve bunu halledeceğiz'. Bir defa burada bu işi halletmek için avantajlarımız var. Nedir bu? Biz tabii İran'dan petrol alıyoruz, doğal gaz hakeza bunu artıracağız. Bunu artırmamız halinde bu rakamı yakalarız. "
Türkiye Cumhurbaşkanı, İran'dan petrol ve doğal gaz alımının artırılmasına vurgu yaparken, zaten iki ülke 1990'lardan bu yana petrol ve doğal gaz alanında kapsamlı işbirliği kurdu. Bu kapsamda 1997 yılından itibaren İran gazının Türkiye'ye 25 yıllığına ihraç edilmesine yönelik sözleşme imzalandı. İran'dan Türkiye'ye doğalgaz ihracatına ilişkin 25 yıllık anlaşmanın uzatılması, İran'dan Türkiye'ye ham petrol ihracatının devam edeceği anlamına geliyor. İran ile Türkiye arasındaki ticaretin değeri yılda 20 milyar doların üzerindedir ve iki ülke arasındaki anlaşmaların uygulanması halinde bu rakam yılda 50 milyar dolara bile çıkarılabilir. İran'ın Türkiye'ye gaz ihracatı son dönemde daha da önem kazandığı bir sırada bu durum büyük anlam kazanmış olacaktır.
Ukrayna-Rusya savaşından sonra bölgedeki bazı ülkeler, Avrupa Birliği'nde büyüyen tüketim pazarlarında Rus doğalgazının yerini almak için iki kat daha fazla çaba sarf ettiler. Azerbaycan ve Türkiye bu alanda adımlar attı. Son zamanlarda, Avrupa Birliği ile bir sözleşme imzalayarak, Azerbaycan Cumhuriyeti yetkilileri resmi olarak Rus gazı için alternatif sağlamayı gündeme getirdiler.
Bu nedenle, Türkiye'nin İran'dan doğalgaz alımını artırarak, ikincil bir doğal gaz satıcısı olarak dünya tüketim piyasalarında güvenilir ve etkili bir rol oynamayı amaçladığı görülmektedir.
Tehlikeli Corona hastalığının patlak vermesi sırasında İran ile Türkiye arasındaki ticaretin değeri son iki yılda yılda iyice düştü. İki ülke yetkilileri son on yılda ticaret piyasalarının değerini yılda 50 milyar dolara çıkarma konusunda anlaşmıştı. İran ve Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari işbirliği kapasitesinin oldukça çeşitli olduğu da büyük bir imkan sağlamaktadır. Her iki ülke de birbirini tamamlayan ekonomilere sahiptir ve birbirlerinin ihtiyaçlarına olumlu cevap verebilmektedir. Bu nedenle ikili ticareti artırmak ve karşılıklı mübadelelerin değerini kısa vadede ve önümüzdeki iki yıl içinde 30 milyar dolara çıkarmak mümkün olacaktır.
Aynı zamanda, İran'ın ticari mal transit ve hareketi alanındaki coğrafi konumu özel ve benzersiz bir konumdur. Geçtiğimiz kırk yıl boyunca, Amerika Birleşik Devletleri liderliğindeki bazı Batılı hükümetler tarafından İran'a karşı hazırlanan tüm engellere rağmen, ülkelerin pek çok ekonomik yükü taşımak için İran'ın toprağını kullanmaktan başka seçeneği olmadığı konusunda hiçbir şüphe yoktur.
Bu arada, Tahran ve Ankara'nın dış politikası ulaştırma ve transit sektöründe birleşir ve uyum sağlarsa, İran ve Türkiye iki komşu Müslüman ülke olarak bölgesel ve küresel düzeyde birçok ortak yetenek alanını oluşturabilir. İran ve Türkiye arasındaki karşılıklı ticaretin güçlendirilmesi, karşılıklı ticaretin yanı sıra bölgesel ve uluslararası kuruluşların işbirliğine de güçlü zeminler sağlıyor. Aslında İran ile Türkiye arasındaki karşılıklı ticaretin artması, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın (EİT) ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) güçlendirilmesi anlamına geliyor.