Türkiye yönetiminin seçimler öncesinde medyaya yönelik baskıyı arttırması
(last modified Sun, 04 Dec 2022 13:42:00 GMT )
Aralık 04, 2022 15:42 Europe/Istanbul
  • Türkiye yönetiminin seçimler öncesinde medyaya yönelik baskıyı arttırması

Batı medyası bir kez daha Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimini, basın, medya ve gazetecilere yönelik baskısını 2023 haziran ayında düzenlenecek seçimler öncesinde artırmakla suçladı.

Bu bağlamda Fransız haber ajansı, Türkiye'de AKP yönetiminin yeni kararlar çıkarmakla, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanmaya çalıştığını bildirdi. Aynı kaynak, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerine birkaç ay kalırken, Erdoğan yönetiminin basın, medya ve gazetecilere yönelik baskısını artırdığını bildirdi. Bu doğrultuda Ekim ayında İstanbul, Diyarbakır ve diğer Kürt kentlerinde 9 gazeteci, terör örgütleriyle bağlantılı oldukları suçlamasıyla gözaltına alındığı ifade edildi. Basın Özgürlüğünü İzleme Platformu’nun verilerine göre, Türkiye’de tutuklanan gazeteci sayısı 76 kişiye çıkmış bulunuyor. 
Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ankara yönetimi, bu ülkede çalışan bazı Batılı medyaya karşı da kısıtlama girişimlerinde bulundu. Bu çerçevede Erdoğan başkanlığındaki AKP yönetimi, Alman DW Haber Ajansı ve Amerikan Sesi Radyosu VOA’nin Türkçe sitelerinin faaliyetlerini 1 Temmuz tarihinden itibaren durdurdu. Batılı medya ve ülkelerin Erdoğan yönetimi tarafından Türk medyası üzerindeki kontrolüne yönelik eleştirileri giderek çok ciddi boyutlar kazanarak artıyor.
Batılı basın mensupları ve çalışanları, Erdoğan yönetiminin son çabalarından ciddi şekilde endişe duyup, rahatsız olmaktalar. Çünkü bu girişim, Batı basın kuruluşları ve mensuplarının faaliyetlerini de olumsuz şekilde etkileyebilir ve bu medyanın hedeflerinin gerçekleşmesine engel olabilir. Hiç şüphesiz, Batılı basın kuruluşları ve gazetecileri, Erdoğan yönetimi değil kendi ülkelerinin politikaları doğrultusunda faaliyet göstermekteler.
Bu açıdan Batı’nın müdahaleci basın kuruluşları ve gazetecilerinin kontrol edilmesi tabi ki gerekli bir iş sayılıyor. Fakat görünen o ki Türkiye’de AK Parti yönetimi, seçimler öncesinde Batı medyasına yönelik kısıtlamalarını artırmak ve kendi planlarına müdahalesine engel olmak ile kafalarında başka planlar tasarlayıp, yeniden seçimleri kazanmayı hedeflemiş gözüküyor. 
Bu doğrultuda Erdoğan yönetimi, dezenformasyon tasarısını mayıs ayında muhalefetin karşı çıkmasına rağmen meclise sundu. Türkiye’de ifade özgürlüğünü savunanlar, bu tasarının meclise sunulduğu sıralarda yaptıkları açıklamada, Erdoğan yönetiminin bu girişimiyle yönetimi eleştirenlere saldırı için hazırlandığını ileri sürdüler. Meclisten geçen bu karar uyarınca, güvenlik ve kamu düzeni ile ilgili yanlış bilgiler yayımlayanlar, bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilirler. Bu bağlamda İnsan Hakları İzleme Örgütü Temsilcisi Sinkler Web, Erdoğan yönetiminin dezenformasyon yasasının sosyal medya üzerinde kayda değer kontrole yol açabileceği uyarısında bulundu.
Türk uzmanlardan Gökhan Biçici, dezenformasyon yasasının iktidarın elinde muhaliflere karşı kullanmak için bir araç olduğunu ifade etti.
Batı medyası da, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin çeşitli araçlarla, sadece kendi muhaliflerini değil, üstelik Batı medyasını da kontrol ettiğini bildiriyor. Bu bağlamda Türkiye’den 12’den fazla kişi, Reuters’e yaptıkları açıklamada, Cumhurbaşkanlığı İletişim Bölümü’nün basın ve medyanın haber bültenlerini kontrol ettiğini söylediler. Reuters'in ifşasına göre 1500 kişilik bu kadronun başında Profesör "Fahreddin Altun" bulunuyor.  Yıllık 38 milyon dolarlık bir bütçeyle faaliyet gösteren bu departman devlet iletişimini koordine ederken görevleri arasında Türkiye'ye yönelik "sistematik dezenformasyon saldırılarına" karşı mücadele yer alıyor.
Sonuç itibarıyla Erdoğan yönetiminin medya üzerindeki kontrolü, hem muhalefeti ve hem Batılı ülkeleri öfkelendirmiş bulunmaktadır zira onlara göre, Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin attığı adımlar ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlıyor./