Erdoğan hükümetinin ekonomik yükü Türk halkının omuzlarında

Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, gelirlerini artırmak ve ardından ekonomik krizle başa çıkmak için Türk halkından vergileri artırdı.

Gazete Duvar sitesi bu bağlamdaki makalede Türkiye hükümetinin katma değer vergisini 30 milyar lira artırarak daha fazla gelir elde etmeyi planladığını yazdı.
Mal ve hizmetlere uygulanan katma değer vergisi (KDV) de yüzde 2 artarak yüzde 18'den yüzde 20'ye çıkarken, bazı mallara uygulanan yüzde 8 KDV oranı yüzde 10'a çıktı. Yeni oranlar 10 Temmuz'dan itibaren resmi olarak uygulanacak.
Bu arada, vergi artışı KDV ile sınırlı kalmıyor; yurt dışı telefon görüşmelerinin maliyeti 6 bin 19 liradan 20 bin liraya, banka kredi vergisi yüzde 10'dan yüzde 15'e yükseldi. Vize, noter ve pasaport işlem maliyeti ise %50 artış gösteriyor. Bu arada, Erdoğan hükümeti kısa süre önce motorlu taşıtlar vergisini ve genel kurumlar vergisini %20'den %25'e çıkardı. Oyak Yatırım uzmanları, “Kurumlar vergisinin 100 milyar lirayı ve motorlu taşıtlar vergisinin ise 2023'te Ankara’ya yaklaşık 40 milyar lira gelir sağlayacağını belirttiler. 
Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye cumhurbaşkanı olarak üst üste üçüncü kez kazandığı zaferden iki ay sonra, Erdoğan ve komutasındaki hükümetin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde vaatlerini yerine getiremediği açıkça görülüyor. Son seçimlerde Türkiye Cumhurbaşkanı ülke halkından kendisine güvenmelerini ve muhalefete oy vermemelerini istedi. Erdoğan, hükümet muhaliflerinin dışa bağımlı kişiler olduğunu ve Türkiye'yi bir kez daha Amerika ve Batı'nın komplolarının tuzağına düşürmeyi planlamakla suçladı. 
Erdoğan hükümetine karşı olan analistler, muhalefet koalisyonunun lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yenilgisi durumunda Türkiye halkının kilo ile soğan ve patates almak yerine tane ile almak zorunda kalacakları günün geleceğini vurguluyorlardı. Nitekim Türkiye'de 13. cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunun arifesinde, önde gelen Türk ekonomist "Ali Bayramoğlu" Erdoğan hükümetinin muhalefet kanadına “Kazanmak istiyorsanız, Türkiye'nin ekonomik cehennemini insanlara anlatmaya çalışmalısınız.” tavsiyesinde bulundu. 
Erdoğan hükümetinin ilk 10 yılına kabinede ekonomi bakanı olarak görev alan ve seçkin ekonomistlerden biri olan Demokrasi ve Atılım Partisi başkanı ise Erdoğan'ın yeniden seçilmesi durumunda yaşanacak tehlikeleri sıralayarak açlık sınırının 50 bin liraya çıkaracağı uyarısında bulunmuştu.
Hali hazırda milyonlarca Türkiyeli, 11 bin 402 liralık asgari ücretle zor günler yaşıyor. Türkiye ekonomisinin önemli mimarlarından biri olan Ali Babacan “Erdoğan kazanırsa halkın her biri daha da fakirleşecek ve Türkiye'nin dünya ekonomisindeki konumu ve önemi azalacak.” demişti. 
Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının açıklanmasının üzerinden henüz iki ay geçmeden, Ankara hükümetinin muhalefet hareketinin özellikle ekonomik alanda tahminlerinin daha doğru ve ilkeli olduğu görülüyor. Türkiye halkı aylardır ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor, bu yüzden fiyatların artışı ile birlikte tüketicilerin bu artışa karşı tepkisini beklemek gerekir. 
Gerçek şu ki, Türkiye hâlâ ağır bir ekonomik krizle karşı karşıya ve bu ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim vaatlerine rağmen bu krizi çözmede veya şiddetini azaltmada başarılı olamadı. Erdoğan Mayıs ayında cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanıp cumhurbaşkanı unvanını geri kazanmanın ardından  ekonomik-parasal alanda karar verecek yeni isimleri göreve atadı. Ancak yeni grubun kararları da olumlu sonuç vermedi. Banka faiz oranlarının yeni hükümetin aldığı ilk karar olmasına rağmen bir sonuç vermediği görülüyor./