Mart 07, 2024 20:04 Europe/Istanbul
  • Türkiye'de enflasyonun yeniden artması

Türkiye'de ulusal para birimi TL’nin değerindeki düşüş ve enflasyon oranındaki benzeri görülmemiş artış devam ediyor.

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, yurt içinde uygulanan yanlış ekonomi politikaları, Suriye ve Irak'a askeri güç sevk edilmesi, Türkiye'deki ekonomik krizi ağırlaştıran bazı faktörlerdir. Merkez Bankası'nın raporuna göre Türkiye'de enflasyon oranı Ocak ayındaki yüzde 64,9'dan bu yıl Şubat ayında yüzde 67,1'e yükseldi. Türk hükümetine bağlı medya, enflasyondaki artışın nedenini Türkiye'nin ulusal para biriminin TL’nin sürekli değer kaybetmesi olarak açıkladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son aylarda Türkiye'nin ekonomi yönetiminde kapsamlı değişiklikler yaptıktan sonra nihayet ülkedeki faiz oranlarını artırmayı kabul etti. Böylece Merkez Bankası baz faiz oranını yüzde 8,5'tan yüzde 45'e çıkardı.
Geçtiğimiz yıl Ankara hükümeti, enflasyondaki artış ve Türk toplumunun farklı kesimlerinin sorunları nedeniyle çalışanların ve işçilerin maaşlarına birkaç kez zam yapmak zorunda kalmıştı. Ancak maaş artışının resmi olarak açıklanmasının ardından Türkiye'nin ekonomik gelişmeleri öyle ilerledi ki, çalışanların ve işçilerin ücretlerinin artırılması bu büyük nüfusun yaşam koşullarının ve geçim kaynaklarının iyileşmesine yol açmadı.


Gerçek şu ki, Türkiye'de her yılın son günleri işçiler ve birçok memur için kritik ve önemli günlerdir. Çünkü hükümet, işçi kooperatifleri ve sendikalarla koordineli olarak maaş artışlarını enflasyon oranına göre belirliyor ve uyguluyor. Fakat her şeye rağmen işçi ve çalışanların ve genel olarak Türk toplumunun zayıf ve kırılgan orta kesimlerinin maaşlarındaki artışın pek bir etkisi olmadı.  Üstelik maaş artışı uygulanmadan önce, Türk toplumunun ihtiyaç duyduğu konut, gıda, akaryakıt ve eşya başta olmak üzere çeşitli ekonomik sektörlerdeki fiyat artışı ve zamlar koordineli bir şekilde artıyor. 
Hayat pahalılığının ciddi oranda artmasıyla birlikte Türkiye'deki eğitimli kesim, Almanya başta olmak üzere Avrupa Birliği'ne göçü gündemine aldı. Eğitimli Türk vatandaşlarının Batı'ya göç etmesi süreci bu ülkeden beyin göçü anlamına geliyor. Hatta Türkiye'den yapılan göç, bu ülkeyi Suriye ve Afganistan gibi savaştan zarar gören ülkelerin yanında yer alacak oranındadır. 
Türkiye ekonomi uzmanları, enflasyon oranının bu yıl sonuna kadar yüzde 75'te kalması halinde buna şükretmek gereken bir mucize sayılması gerektiğini söylüyor. Erdoğan yanlısı ekonomi uzmanı Yaprak Hırka şöyle diyor: “Enflasyon oranını hızlı bir şekilde kontrol etmek kolay değil ve yeni ekonomi politikasının sonuçlarını göstermesi için en az bir yıla ihtiyaç var. Hükümet fiyatları kontrol etmeye çalışıyor ama bu enflasyonun, liranın ve akaryakıt fiyatlarının kontrol altına alınmasına bağlı.”
Türkiye'deki ekonomik krizin mevcut gerçekleri dikkate alındığında, ülkenin ekonomik sorunlarının çözülmeyeceği, başkanlık döneminin sonuna kadar devam edeceği öngörülebilir; zira Recep Tayyip Erdoğan hükümeti bu alanda şimdiye kadar etkili bir çözüm üretemedi. Çözülemeyen bu sorunlara rağmen Recep Tayyip Erdoğan siyasi otoritesini korumak için sürekli muhalefeti zayıflatmaya çalışıyor. Ancak bu çözümün geçici olduğu ve Türkiye'nin geleceği açısından etkili olamayacağı kesindir..