Lübnan'ın Siyonist rejim cinayetlerinin BM tarafından incelenmesine vurgusu

Lübnan dışişleri bakanlığı BMGK'den, 1982 yılında korsan rejimin Trablus'ta Lübnanlı sığınmacıları taşıyan gemiyi batırma cinayetini incelemesini istedi.

Lübnan dışişleri bakanlığı Pazar günü yayınladığı bildiride, korsan rejime ait bir denizaltının Lübnanlı sığınmacıları taşıyan geminin "bir hesaplama hatası" sonucu batırıldığına dair iddiasını reddetti.
1982 yılında Siyonist rejime ait bir denizaltı Lübnan sahillerinde Lübnan’a karşı savaş sırasında 56 Lübnanlı sığınmacıyı taşıyan gemiyi batırdı, olayda gemidekilerden 25'i hayatını kaybetti.
Sözkonusu denizaltı komutanı asla inandırıcı olmayan bir açıklamada, 56 sığınmacıyı taşıyan gemiye saldırısını haklı çıkartmak için geminin Lübnan'dan ayrılan Filistinli güçleri taşıdığını sandığını iddia etti.
Olayın yaşandığı dönemde 3 yıl yapılan araştırmaya rağmen korsan rejim yetkilileri olayın sorumluluğun üstlenmeyerek deniz altı komutanının, kendisine verilen emri yerine getirdiklerini ifade ettiler.
Lübnan dışişleri bakanlığı Pazar günü yayınladığı bildiride Siyonist rejimin Lübnanlı sığınmacıları hedef aldığına dair itirafına işaretle, işgalci rejimin sivilleri katliam etmek ve hizmet tesislerine saldırı ve tecavüz geçmişini hatırlattı.
Siyonist rejim ilk kez yardım gemileri veya uluslararası insancıl yardımları taşıyan gemilere saldırmıyor. Mayıs 2010'da  da Gazze sularında Özgürlük Filosu-1 gemilerinden Mavi Marmara, korsan rejimin komandolar tarafından saldırıya uğradı; olayda yaralılara ilaveten 9 kişi de hayatını kaybetti. Uluslararası Ceza Mahkemesi Siyonist rejimin Gazze'ye insancıl yardımlar taşıyan Mavi Marmara gemisine saldırısını savaş suçu ilan etti.
Bu bağlamda Uluslararası Ceza Mahkemesi, Siyonist rejimin Türkiye bandıralı Mavi Marmara gemisine saldırısı ve 9 barışçı aktivisti öldürmesi ile savaş suçu işlediğine kara verdi. Uluslararası Ceza Mahkemesi ekibi ayrıca dosyaya bakma yetkisine sahip olmadığını da belirtti!
İngiliz the Guardian gazetesi Uluslararası Ceza Mahkemesi bazı yetkililerinden naklen,  mahkemenin İsrail'in Gazze'de Filistinlilere karşı işlediği cinayetleri  incelememek için Amerika ve bazı Arap ülkeleri tarafından  halen baskı altında olduğunu  yazdı. Fakat siyonist İsrail'in savaş suçları sadece bu konu ile kısıtlı değildir.
İsrail rejimi 18 Nisan 1996 tarihinde ağır savaş makineleri ile Lübnan'da Gana  bölgesinde Birleşmiş Milletler güçlerine ait bir merkezi hedef aldı. Bölgede korsan rejimin vahşi saldırıları nedeni ile Birleşmiş Milletler binasına sığınan birçok kadın, çocuk ve savunmasız insan kana bulandı.  Katil rejimin Gana'da  işlediği korkunç cinayetinde, 106 Lübnanlı  sivil hayatını kaybederken 300'ü de  yaralandı.
16 Eylül 1982 tarihinde siyonist rejimin Lübnan'ın başkenti Beyrut'u işgalinde bulundurduğu dönemde 20. yüzyılın en korkunç ve acımasız katliamlarını Sabra ve Şatilla Filistin kamplarında işledi.  Siyonist katiller Sabra ve Şatilla kamplarında yaşayan Filistinlileri tam 3 gün  yani 16, 17 ve 18 Eylül günlerinde katliam etmeye devam ettiler. Böylece 5000'i  aşkın Filistinli bu olayda masumca hayatını kaybetti.
 Sığınmacıları taşıyan gemiyi hedef almak ve de Lübnan'da Birleşmiş Milletler merkezini bombalamak gibi siyonist rejimin işlediği cinayetler,  korsan İsrail'in i kendi yayılmacı ve baskıcı siyasetlerini gerçekleştirmek için hiçbir sınır tanımadığını gösteriyor.
 Kudüs'ü işgal eden rejimin temelleri cinayet, şiddet ve yayılmacılık üzerine kurulmuştur.  Fakat başta Birleşmiş Milletler'in çeşitli kurumları olmak üzere uluslararası toplumun korsan rejimi cinayetlerini ele alarak incelemesindeki pasifliği,  katil rejimi daha fazla cinayet işlemek için küstahlaştırıyor.  Bu da Lübnan Dışişleri Bakanlığı'nın hakkında uyarıda bulunduğu konudur./