Ocak 14, 2019 06:05 Europe/Istanbul
  • Suudi Arabistan, Arap Dünyasındaki Güvenlik Mahpuslarının Beşiği

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı ülke hapishanelerinde 5 bin 400 güvenlik tutuklunun olduğunu bildirdi.

Bilindiği gibi Suudi Arabistan, insan hakları ihlalleri bakımından en kötüler arasında yer alan bir ülkedir.
Suudi Arabistan'ın siyasi düzeninin mahiyeti, totaliterliğe eğimli olan otoriterliktir. Böyle bir siyasi düzende, her şey devletin kontrolünde olmasının yanı sıra kişisel haklar özellikle de siyasi alanındaki hakların hiçbir anlamı yoktur. Böyle bir sistemde her türlü muhalefet veya eleştiri yapma, sert bir ceza ile karşılaşır; böylece hapishaneler de güvenlik sorunlu tutuklular ile tıklım tıklım dolmuş olacaktır.
Bu doğrultuda Suudi Arabistan'ın iki bakanlığı, ülkede güvenlik tutuklularının olduğuna itiraf ettiler. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı 5 bin 400 güvenlik sorunlu tutuklunun olduğunu bildirirken,  İçişleri Bakanlığı da son bir ay içerisinde 65 kişinin güvenlik alanındaki suçlar olarak adlandırılan ithamlardan dolayı tutuklandığını duyurdu. Bunların 46'ısının Suudi vatandaşı olduğu söylenmektedir.
Suudi Arabistan'da mevcut siyasi düzen ülkede yaşanan olayların  hep güvenlik meselesine bağlanmasına sebep olurken, devletin hanedanlık ve kabilecilik şeklinde yönetilmesi de bu durumun oluşmasında önemli bir faktördür.
Al-ı Suud hanedanı Arabistan'ı mutlak bir şekilde yönetmektedir. Bu çerçevede hanedan içinden gelen eleştiriler bile Suudi krallığın sert tepkisi ile karşılaşır. Üstelik mevcut durumu ve yönetimin siyasetlerini eleştiren prensler ise, devlet adamlarının güvenlik ve yargı alanındaki şiddeti ile karşılaşırlar.
Vahhabilik öğretilerine uymak da Suudi Arabistan'daki yönetim yapısında, şiddetin artmasında önemli bir rol oynamaktadır. Al-ı Suud'un Vahhabiyet ile ortaklığı ve bağlantısı, Suudi Arabistan'daki şiddetin günden güne daha da zemin bulmasına yol açmıştır. Çünkü Vahhabiyetin öğretilerine göre mevcut yapıyı eleştirmek veya ona karşı çıkmak suç sayılmalıdır. Gerçekte Al-ı Suud'un dış siyaset boyutundaki savaş yanlısı ve saldırgan tavırlarında görülen artış da Vahhbiyetin zati aşırıcılığından kaynaklanmaktadır.
Suudi Arabistan'daki güvenlik tutukluların sayısının artması ve sosyal olayların güvenlik meseleleri ile bağdaştırılmasının bir başka sebebi de yabancı güçlerin Riyad'a karşı davranış modelidir. Yabancı güçler özellikle de Amerika Suudi Arabistan'a normal bir bakışa sahip değildir. Amerika Suudilere maddi araç gözü ile bakmaktadır. Bu bakış açısı ise Amerika Başkanı Donald Trump siyasetleri ve kişisel görüşlerinde de açık bir şekilde göze çarpmaktadır. Bu gibi güçlerin, özellikle petrol, silah ve Siyonist Rejim İsrail'i destekleme alanlarındaki çıkarları, Suudi Arabistan'a karşı demokrasi, insan hakları ve ortak insani normların göze ardı edilmesine ve böylece maddi çıkarlara feda olmasına yol açmıştır.
Bu durumun asıl kaybedeni ise Arabistanlı vatandaşlardır. Çünkü Batı güçleri ve uluslararası düzenin susması sayesinde, rejimin halka karşı şiddeti de artmış ve ülke, kendi halkı için bir mahpushaneye dönüşmüştür.
Gerçi bütün Arabistan vatandaşları bu tarz bir güvenlikçi yaklaşımdan payını almıştır fakat Al-ı Suud'un fırkacılığa dayanan bakışından dolayı bu ülkedeki Şiiler, başka kesimlere göre daha fazla şiddete maruz kalmışlardır.
Unutmamak gerekir ki, Suudi Arabistan vatandaşları hiçbir hukuki çerçeveye dayanmayan güvenlikçi yaklaşım doğrultusunda yargısız tutuklanıyorlar ve hatta İnsan Haklarını İzleme Örgütünün raporuna göre 10 yıllık bir süre için hükümleri belli olmadan Al-ı Suud hapishanelerinde tutuklu bulunuyorlar./

 

Etiketler