Yüzyılın anlaşması; Filistin’in ABD’nin ara buluculuğuna karşı çıkması
Filistin özerk teşkilatı Başkanı Mahmut Abbas, Bahreyn’in başkenti Maname’de düzenlenen Yüzyılın anlaşması adlı şom planın ön hazırlığı sayılan konferansa ev sahipliği yapmasının üzerinden iki hafta geçtiği bir sırada, Filistinin Amerika’nın tek yanlı ara buluculuğunu kabul etmediğini açıkladı.
Filistin özerk teşkilatı Başkanı Mahmut Abbas açıklamasının devamında, Amerika yönetiminin müzakerelerin ön şartı olarak Kudüs başkentli bağımsız Filistin devletinin kurulmasını tanıması gerektiğini ifade etti.
Amerikan patentli Yüzyılın anlaşması adlı planla ilgili yayımlanan bilgilere göre, planda Kudüs başkentli bağımsız Filistin devletinin kurulması yok sayılmıştır.
Kudüs Müslümanların birinci kıblesi olarak İslam dünyasının birinci meselesidir. Ancak Amerika devleti Kudüs’ün siyonistler tarafından işgal edilmesini tanıyarak bu kentin İslami ve Filistinli kimliğini yok etmeye çalışıyor.
Bu bağlamda Batı Asya meseleleri uzmanı Hüseyin Acorlu şöyle diyor: ABD patentli Yüzyılın anlaşması çerçevesinde Beytulmukaddes’in korsan İsrail’in başkenti olması ve bu kentin çevresinde küçük bir yerleşim merkezi de kurulacak Filistin devletinin başkenti yapılması öngörülüyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın siyonist damadı ve yüksek danışmanı Jared Kuşner’in Trump’la birlikte hazırladığı Yüzyılın anlaşması adlı şom planda Filistin milletine esas itibarı ile hiç bir hak ve hukuk tanınmıyor.
Milyonlarca Filistinli mültecinin ana vatanına geri dönme hakkı yok sayılması ve bu insanların Mısır ve Ürdün gibi hali hazırda mülteci konumunda yaşadıkları ülkelere yerleştirilmesi ve ayrıca Filistin direnişinin silahsızlandırılması ABD – İsrail patentli Yüzyılın anlaşmasında öngörülen diğer bazı hedeflerdir.
İslami Şura Meclisi Başkanı Özel Kurmayı Hüseyin Emir Abdullahian ise bu konuda yaptığı değerlendirmede şöyle diyor:
Amerika devleti Filistinli mülteciler başlıklı bir konuyu tamamen gündemden çıkarmaya çalışıyor ve bölgedeki bazı ülkelerle istişarelerde bulunarak Filistinli mültecileri bulundukları bu ülkelere daimi olarak yerleştirmek istiyor.
Bu arada Amerika’nın ileri sürdüğü Yüzyılın anlaşması adlı şom planın gerçek mahiyeti yüzünden Filistinli çeşitli gruplar 25 ve 26 Haziran 2019 tarihlerinde Maname’de düzenlenen iktisadi konferansı boykot ettiler. Filistinli gruplar Kudüs’ü Filistin’in daimi ve ebedi başkenti olarak tanımayan ve yine Filistinli mültecilerin ana vatanına geri dönüşü gibi kesin ve yasal haklarını yok sayan her türlü planın ta baştan yenilgiye mahkum olduğunu vurguladılar.
Aslında Amerika devletinin bundan önce de Filistin meselesinin çözümü için ileri sürdüğü önceki planları da esasen Kudüs başkentli bağımsız Filistin devletinin kurulmasını yok saydığı için başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Şimdi ise Donald Trump yönetimi Yüzyılın anlaşması planını ileri sürerek açık bir şekilde Filistinlilerin Kudüs üzerinde hiç bir hakkı olmadığına inandığını gösteriyor, nitekim Amerika’nın büyükelçiliğini Tel aviv’den Kudüs’e taşımasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
Gerçekte ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistin meselesine yönelik tutumu tamamen siyonist rejim İsrail’in işgalciliğine ve sultacılığına tam destek vermekten ibarettir. Bu yüzden Filistin özerk teşkilatı Başkanı Mahmut Abbas, Amerika’nın tek yanlı ara buluculuğunu kabul etmediğini açıkladı.
Aslında şimdi Yüzyılın anlaşması adlı planın bazı bölümlerinin açıklanması ve Amerika devleti bu plan çerçevesinde korsan İsrail’e tam destek verdiği anlaşılması, Filistinli tarafları Donald Trump’ı ara bulucu olarak kabul etmediklerini açıklamaya yöneltti. Zira Trump Filistinlilerin en önemli ülkülerini, yani Beytulmukaddes meselesini tanımıyor.
Filistin İslami direniş hareketi Hamas’ın siyasi büro Başkanı İsmail Heniye’nin de belirtildiği üzere Filistinlilerin en temel stratejileri Kudüs, mültecilerin geri dönüşü ve Filistin topraklarının tümü üzerinde Kudüs başkentli bağımsız Filistin devletinin kurulmasına dayanır.