İsrail Rejiminin Filistinli Esirlerin Haklarını İhlal Etmesi
İşgalci rejim İsrail parlamentosu- Knesset Bakanlar Komitesi, Filistin Özerk Yönetimine ait Filistinli esirlerin haklarıyla ilgili vergi gelirlerinden bir kısmının kesilerek Özerk Yönetime ödenmemesine karar verdi.
Irkçı rejim İsrail'in Filistinlilere karşı davranış biçiminin en önemli özelliklerinden biri, tüm boyutlarda topyekun suç işlemesidir. Başka bir ifade ile siyonist rejim İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği suçlar jeopolitik yayılmacı hedeflerle veya siyasi işkenceyle sınırlı değil, farklı boyutları var ve en önemlilerinden biri de ekonomi baskı boyutudur.
Sahte İsrail rejimi temelde ekonomiyi Filistinlilere baskı yapmak için kullanıyor. 2006 yılında başlayan ve 14 yıldır devam eden Gazze Şeridi kuşatması, bu baskının ve ekonomik sömürünün açık bir örneğidir.
Kuşatma Gazze Şeridi'ni açık hapishaneye çevirmiştir. İnsanlar ise insani bir felaketle karşı karşıya kalmıştır. Kuşatmanın amacı HAMAS'a ve Filistin İslami Cihadına baskı uygulamak, bu grupları silahsızlandırmak ve Siyonist rejimle müzakere etmeye mecbur bırakmaktır.
Öte yandan Filistin ekonomisinin önemli bir kısmı Siyonist Rejim İsrail'in elinde ve bu da Filistin Özerk Yönetimi üzerinde bir baskı aracı haline gelmiştir. Bu çerçevede Siyonist rejim İsrail, Filistin Özerk Teşkilatı adına ithal mallardan vergi gelirleri topluyor.
Gelirlerin yüzde 3'ünü kendisi için alan işgalci Siyonist rejim, şimdi bu gelirlerin diğer bir kısmını da, Özerk Yönetimin Filistinli esir ve şehit ailelerine maaş verildiği bahanesi ile kesmek istiyor. İsrail rejimi parlamentosu ise bu yöndeki kararını açıkladı .
İsrail Knesset'inin bu kararı, bariz bir hırsızlık örneğinin yanı sıra, esirlere ve Filistinli şehitlerin ailelerine yönelik bir komplo ve baskı aracıdır aynı zamanda. Filistinli Esirler ve Gaziler Komitesi Başkanı Kadri Ebu Bekir ise bu hususta şöyle diyor: "Bu karar, Filistin Özerk Teşkilatı'nın gelirlerinin çalınması ve esirlere karşı komplonun açık bir delilidir."
Siyonist rejim İsrail, hapishanelerdeki Filistinli mahkumların direnişine öfkelenmiştir. Filistinli tutuklulardan olan Mahir el-Ahras, son dönemde başlattığı ve 103 gün süren açlık grevinin sonucu Siyonist rejim kendisini serbest bırakmak zorunda kalmıştı. Filistinli esirlerin İsrail hapishanelerindeki direnişi, bu rejimin suçlarına dikkat çekerken, Filistinlilerin bu suçlarla mücadele ve direnme iradesini güçlendiriyor.
Bu hususta göze çarpan başka önemli bir nokta, işgalci Siyonist İsrail rejiminin aldığı karar, yüzyılın anlaşması çerçevesinde işlediği başka cinayetler ve bazı Arap rejimlerin İsrail rejimi ile ilişkilerini normalletirmesine rağmen, Filistin Özerk Teşkilatının yine de korsan ve sahte rejimle müzakere kararı almış olmasıdır. Böyle bir ortamda Tel Aviv'in yine de Filistin Özerk Teşkilatını ekonomik baskı altında bırakarak müzakerelere başlamaya zorladığı görülmektedir.
Siyonist rejim İsrail'in bu tür davranışları ve girişimleri, ırkçı rejimin taahhütlerine hiç bir şekilde uymadığını ve hatta taahhütlerini baskı uygulamak için bir araç olarak suiistimal ettiğini bir kez daha kanıtlıyor.
Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi’nin "Vergi gelirinin bir kısmını kesme kararı, İsrail'in esir ve şehit ailelerini baskı altında bırakmaya yönelik yeni bir saldırının yanı sıra, İsrail'in anlaşmalara bağlı olduğu iddiasının yanlış olduğuna dair kesin bir kanıttır." Şeklindeki açıklamasını bu bağlamda değerlendirmek gerekir./