Nasrullah: Benim öldürülmem İsrail, ABD ve Suudi Arabistan'ın ortak isteğidir
Lübnan Hizbullah Genel Sekreteri, Hizbullah liderlerini ve komutanlarını hedef almanın ABD ve Siyonist rejimin ortak hedefi olduğunu belirtti.
Nasrullah, kendisine yönelik suikast konusunda son zamanlarda uyarıların yapıldığını söyledi.
Fars Haber Ajansı'na göre, Nasrullah, Pazar gecesi El Meyadin'e verdiği demeçte, kendisinin hem general Süleymani'nin şehit edilmesinden önce hem de sonra, ABD ve Siyonist rejimin hedeflerinden biri olduğunu zira ABD'de başkanlık seçimlerinden önce bu yönde ciddi çabaların olduğunu, Trump'ın seçimleri kazanmak için böyle bir girişime ihtiyacı olduğunu söyledi.
Seyyid Hasan Nasrullah, Suudi rejiminin bile suikast peşinde koştuğunu belirterek, "Suudi Arabistan Veliahdı Muhammed bin Salman, ABD'ye yaptığı ziyarette onlardan bunu kendisi için yapmalarını istediğini" söyledi.
Nasrullah, şehit komutanlar Süleymani ve el-Mühendis'in öldürülmesinin, şehit Emad Mugniye (Suriye'deki Lübnan Hizbullah komutanı) ve Muhsin Fahrizade (İranlı nükleer ve savunma bilimcisi) suikastından farklı olduğunu zira bu terörün açık bir operasyon olarak, İsrail, Amerika ve Suudi Arabistan üçlüsü planının bir parçası olduğunu söyledi.
Nasrullah, şehit Süleymani'nin öldürülmesinden yalnızca Amerikalıların değil, aynı zamanda İsrail ve Suudi Arabistan'ın da suçlu olduğunu söyledi.
ABD'nin, şehit Süleymani ve el'Mühendis'in suikastı ile direniş ekseninin sona ereceğine inandığını, bu eksenin ise bir veya iki kişiyle sınırlı kalmayacağına inandığını söyleyen Nasrullah, mevcut ABD Başkanı'nın önümüzdeki günlerde harekete geçme ihtimaline ilişkin olarak, tüm olasılıkların bu konuda olduğunu, özellikle de Trump'ın büyük deliliğe sahip kişiliğine dikkat çekerek, bütün bu girişimlerin ve açıklamaların, ABD ile Siyonist rejimin direniş eksenine karşı psikolojik savaş olduğunu söyledi.
Hizbullah Genel Sekreteri, Filistin meselesine ve Arap ülkelerinin bu konudaki tutumlarına da değinerek, daha önce Arap rejimleri yöneticilerinin Filistin'e ihanetinin ve bu İslam-Arap ülkesini Siyonist düşman karşısında yalnız bırakmalarının sözde kaldığını ancak gerçek sahnede hiçbir şeyin görülmediğini hatırlatarak, ama şimdilerde bu yöneticilerin bu rejimle ilişkilerini normalleştirmeye başladıkları ve yıllardır Tel Aviv ile gizli ilişkiler içinde olduklarını kabul ettiklerinin ortaya çıktığını söyledi./