Al-i Suud; Riyad'ı savunmak yoksa Ma'rib'i endişe etmek mi?
Suudi Arabistan Ma'rib cephesinde yenilgiye uğramamaya çalışırken, Yemen halk komiteleri ve ordusunun Riyad'a füzeli saldırısı Al-i Suud'u yoğun şekilde endişelendirmiştir.
Yemen ordusu ve halk güçleri, önceki gece Suudi Arabistan'ın başkentine füze saldırısı düzenledi.
Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Yahya Seri, basın toplantısında yaptığı açıklamada Yemen güçlerinin "Beşinci Caydırıcı Denge" adı altında geniş çapta İHA'lı ve füzeli operasyonla Suudi Arabistan'ın başkentinde hassas noktalara saldırı düzenlediğini belirtti. Suudi yönetimi başkent Riyad'ın güvenliğinden endişe duyarken diğer yandan Ma'rib'de Suudi paralı askerlerin komutanlar oturumu da füzeli saldırıya uğradı.
Riyad'a yönelik saldırılar Yemen ordusu ve halk güçlerinin Ma'rib'in 5 km uzaklığına ulaştığı, Suudi Arabistan'ın çeşitli yollarla, örneğin aşırıcı unsurları Yemen'in diğer bölgelerinden Ma'rib'e taşımak ve IŞİD teröristlerini kullanarak Ma'rib'de ulusal kurtuluş hükümetinin zaferini engellemeye çalışyor.
Riyad'a füzeli saldırı aslında Al-i Suud'a, kendi ülkesinin güvenliğini düşünmesi ve Yemen'de işgalciliğine son vermesi bağlamında bir uyarı niteliğindedir. Aslında Riyad'a füzeli saldırı Yemen ordusu ve halk güçlerinin Ma'rib'de ilerlemesi bağlamında önemli bir adım sayılıyor.
Yemen silahlı güçlerinin Riyad'a füzeli saldırısı ise, Riyad semalarının da güvensizleştiğini gösteriyor; bu yüzden bir kaç saatliğine bu ülkenin hava sahasındaki uçuşlar durduruldu. Bu bağlamda Cidde ve Riyad havaalanlarındaki uçuşların iniş ve kalkışları da durdu.
Bu da Al-i Suud yönetimine Yemen savaşının sürdürme sonuçları hakkında bir uyarıdır, zira bu saldırıların tekrarlanması ve havaalanlarının kapanması Arabistan ekonomisine ağır darbe indirecektir. Yemen ordusu ve halk güçleri Riyad'a füze saldırısı ile Yemen savaşının yeni bir aşamaya girdiğini gösterdi.
Bir diğer konu, Riyad'a füze saldırının, Suudi Arabistan'ın Amerika'daki yeni yönetim tarafından Cemal Kaşıkçı cinayeti nedeni ile baskı altında olduğu bir dönemde yaşanmasıdır. Amerika hükümeti geçen Cuma günü Cemal Kaşıkçı cinayet dosyasıyla ilgili raporu yayınlayacağını duyururken cinayetin Suudi Arabistan veliahdı Muhammed bin Salman'ın desteği ve direktifi ile işlendiğini duyurdu. Bu rapor, hem Suudi veliaht ve hem Riyad hükümetini baskı altına aldı. Bu yüzden Riyad'a füze saldırının Al-i Suud rejimine daha da fazla baskı uyguladığı söylenebilir.
Görünüşe göre Amerika yeni hükümetinin Yemen savaşı konusundaki siyasetinin sebebi, muharebe meydanında yaşanan şartlar ayrıca Suudi Arabistan'ın karşı karşıya geldiği tehditler ve zafiyetlerinden kaynaklanıyor. Biden yönetimi bir yandan Suudi Arabistan'a Yemen savaşındaki desteğini keserken diğer yandan da diplomatik çalışmalarla Ma'rib'in işgalden kurtarılmasını engellemeye çalışıyor.
Başkan Biden yönetimi Yemen'de güç dengelerinin, Yemen ordusu ve halk komiteleri lehine değişmekte olduğunu anlamıştır. Bu yüzden Suudi Arabistan'ı saplandığı Yemen bataklığından kurtarmaya ve diğer yandan da Washington'un çehresini insan hakları ve normları konusunda onarmaya çalışıyor. Buna rağmen Biden hükümeti Ma'rib'in düşmesini ve Ensarullah tarafından kontrol altına alınmasını engellemekle ulusal kurtuluş hükümetin muhalifler ve rakiplere karşı üstün konumda olduğu hissini engellemeye çalışıyor.
Fakat görünüşe göre tüm bu siyasetlere rağmen Yemen savaşının 6.yılının son ayında, bu savaş daha önemli gelişmelere şahit olacaktır, öyle olaylar ki ulusal kurtuluş hükümetin konumu ve ağırlığını yükseltirken Arabistan'ın da iç güvenliği konusunda daha da endişelenmesine sebep olacaktır./
