Amerikan Askeri Güçleri ve Teçhizatının Batı Asya'dan Çekilmesi
Amerika'nın Savunma Bakanlığı Pentagon, Batı Asya'daki hava savunma sistemleri ve füze savar sistemlerini azaltacağını açıklamasıyla Wall Street Journal'ın verdiği haber de onaylanmış oldu.
Pentagon sözcüsü Jessica MacNulty yayımladığı bildiride "Amerika savunma bakanı Lloyd Austin, genelde hava savunma teçhizatından oluşan bazı askeri teçhizat ve bazı güçlerin bu yaz Batı Asya'dan çekilmesine karar verdi." dedi.
MacNulty bazı teçhizatların onarılmak ve depolanmak üzere Amerika'ya geri taşındığını bazılarının da bölgede kalacaklarını belirtti.
Pentagon sözcüsü, geri çekilen teçhizat ve askerlerin Çin'in hareketlenmelerine odaklanmak üzere İndo-Pasifik bölgesine konuşlandırıp konuşlandırılmayacağı hususunda hiçbir açıklamada bulunmadı.
Amerikan askerleri ve teçhizatının Batı Asya'daki varlığını azaltmak kararı, Amerika savunma bakanı Lloyd Austin'in Suudi Veliaht Muhammed bin Selman ile 2 Haziran görüşmesinin ardından alındı.
Wall Street Journal ise daha önce Pentagon'un Irak, Kuveyt, Ürdün ve Suudi Arabistan olmak üzere bölge ülkelerinden 8 hava savunma sistemini ve Suudi Arabistan'da bulunan füze savar THAAD sistemlerini de çekmeye başladığını duyurmuştu.
Bu sistemlerin operatörleri ve personelleri ile beraber bu ülkelerden çekileceğinden dolayı, yüzlerce Amerikan askeri personelinin de bölgeden çıkacağı söylenebilir.
Pentagon, Washington'un bölgedeki tehditlerin varlığına orantılı olarak bölgedeki kabiliyetlerini yüksek seviyede koruduğunu belirterek, Batı Asya'dan askeri teçhizatın çekilmesinin Washington'un çıkarlarına karşı olmadığını, zaten bölgeden Washington çıkarları ve ortaklarının çıkarlarını korumak için gereken gelişmiş hava ve deniz gücüne ve kapasitesine sahip olduklarını iddia etmişti.
Amerika eski başkanı Donald Trump döneminde Washington, İran'ın Fars Körfezi güney ülkelerindeki üslere yönelik füze tehditleri bahanesi ile kışkırtıcı bir girişimde bulunarak 2019 ve 2020 yılında füze savar ve hava savunma sistemlerini bölgeye yerleştirmişti.
Buna rağmen bu sistemlerin özellikle de Yemen Direniş füzeleri ve İHA'larının Suudi Arabistan'ın ekonomik ve askeri hedeflerini vurmasını önlemekteki başarısızlığı, işlevliği hakkında ciddi kuşkular ve eleştirilere yol açtı. Aynı zamanda Joe Biden'in Amerika'nın yeni cumhurbaşkanı olarak iktidara gelmesi ve Suudi koalisyonu Yemen savaşında desteklemeyi keseceği iddiaları, Washington ile Riyad ilişkilerini zayıflattı ve pratikte soğuk bir dönemi başlatmış oldu.
Tabii ki Pentagon, Batı Asya bölgesinde askeri varlığını azaltma kararının sıradan ve normal bir süreç olarak göstermeye çalışsa da, bu hususta farklı tahminler yapılmaktadır. Görünen o ki Pentagon'un bu girişimi, Amerika'nın İndo-Pasifik bölgesine odaklanması çerçevesinde ve sözde Çin ve ikincil olarak da Rusya tehdidi ile mücadele etmek bağlamındadır.
Bu ihtimali güçlendiren husus, Amerika'nın bölgedeki askeri varlığının azaltıldığını bildiren Wall Street Journal'ın Biden hükümeti makamlarından naklen Amerika'nın Rusya ve Çin'e odaklanmak istediğini belirtmesidir.
Biden hükümeti Çin ile mücadele etme kapsamında sistematik çalışmalar yürütmektedir. Amerika Çin'in artan askeri gücü ve deniz ve karasular ile ilgili iddiaları karşısında Tayvan'ı bir koz olarak da kullanmak istiyor.
Washington'un gerçek kaygısı Çin'in dünyada bir kaç yıla kadar ilk ekonomik güç olurken askeri gücünü de arttırmasıdır, zira Amerika'nın Doğu Asya'daki geleneksel güvenlik denklemlerini bozacaktır.
Siyasi uzman Fyodor Lukyanov Amerika ile Çin arasındaki ekonomik yüzleşmenin askeri-siyasi bir çatışmaya yol açabileceğini de düşünüyor.
Amerika ayrıca Rusya'nın Pasifiklerdeki hareketlenmelerini de yakından izlemekte ve Moskova'ya tepki göstermek fırsatı aramaktadır.
Pentagon'un İndo-Pasifiklerdeki varlığını arttırmaya odaklanması bu bağlamda yorumlanabilir./