Bakü-Erivan'ın Karşılıklı olarak suçlamaları
Karabağ münakaşasının tarafları daimi barış belgesini imzalamaya çalıştığı bir sırada, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan askeri makamlarının karşılıklı ithamları barış istikametindeki umutları kesintiye uğratmaktadır.
Bu hususta, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan savunma bakanlığı bir kez daha askeri güçlerin sınır noktalarını ihlal ettiğini öne sürdüler. Bu bağlamda Azerbaycan Cumhuriyeti savunma bakanlığı operasyonel bölgelerde Azerbaycan Ordusunun kontrolü ellerinde bulundurduklarını açıkladı. Bu yüzden de temas hatlarında istikrarlı bir durumun hüküm sürdüğü düşünülmektedir. Ancak Ermenistan savunma bakanlığı yaptığı sert açıklamada Azerbaycan Cumhuriyeti ordusunu yalanladı . Aynı zamanda Ermenistan savunma bakanlığından naklen News Armenia haber ajansı da şu açıklamayı paylaştı: " Azerbaycan Cumhuriyeti savunma bakanlığının Ermenistan silahlı kuvvetleri birliklerinin yüksek kalibreli silahlarla Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Ermenistan sınırının doğusundaki askeri mevzilerini vurduğuna dair bildirisi yalandır. "
Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan askeri güçlerinin karşılıklı suçlamaları, Bakü ve Erivan liderleri arasında Brüksel'de yapılan son görüşmelerin de çatışan tarafları gerçek barışı sağlamak için yapıcı adımlar atmaya ikna etmediğini gösteriyor. Rusya Devlet Başkanı'nın arabuluculuk yaptığı Dağlık Karabağ ihtilafının tarafları, barışı sağlamak için Kasım 2020'den bu yana Dağlık Karabağ bölgesinin durumu üzerinde anlaştılar. Ancak neredeyse iki yıl sonra, iki taraf Dağlık Karabağ'a ilişkin on maddelik anlaşmayı uygulamaya hazırlıksız görünüyor. Bu konuda Azeri ve Ermeni uzmanlar karşılıklı suçlamalarda bulunarak karşı tarafı barış tüzüğünü ihlal etmekle suçlamaya çalışıyorlar.
Örneğin Ermeni uzmanlar, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin temas hatlarında istikrarsızlık yaratarak hatlarda kaotik bir durum yaratmaya ve bu durumu sürdürmeye çalıştığını söylüyor. Çünkü ancak bu şekilde Ermenistan'a karşı hedeflerine ulaşabilir. Azeri uzmanlar da Ermeni hükümetini Rusya'yı kendine eşlik etmeye çalışmakla suçluyor.
Bu bağlamda Bağımsız Devletler Topluluğu üye ülkeler enstitüsü başkan yardımcısı Ermeni askeri uzman Vladimir Yusif, Arminfo sitesine yaptığı açıklamada şu açıklamada bulundu: "Azerbaycan Cumhuriyeti Ermenistan ile sınır gerilimlerini devam ettirmek istiyor. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin sınırlarını ve diğer iletişim yollarını da kastediyorum."
Aslında mevcut sürecin devam etmesi ve karşılıklı suçlamalarla Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan'ın kalıcı barışı sağlamalarının mümkün olmayacağına şüphe yoktur. Özellikle iki komşu ülkenin üst düzey yetkililerinin son açıklamaları ile ikili anlaşmazlıklar süreci Bakü ve Erivan'da medyanın da tartıştığı bir konu haline gelmiştir. Bu bağlamda, Ermenistan ile yeni bir anlaşmanın imzalanması ve iki ülkenin sınırlarının belirlenmesi ile ilgili olarak, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev geçtiğimiz Cuma günü şunları söyledi: "Ermenistan ile sınırların netleştirilmesi sürecinde eski Sovyetler'in tüm haritaları 1918'den 1920'ye kadar haritalar da temel alınmalıdır."
Bu açıklamalara tepki gösteren Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan da şunları söyledi: "Erivan, Sovyet dönemi haritalarının temel alınmasına karşı değil. Ancak neden sadece yirminci yüzyılın haritalarını ele alalım? Milat Öncesi 6. yüzyıldaki Babil dönemi haritaları veya 5. yüzyılda Herodot tarafından çizilen belgeler de baz alınabilir. "
Aslında İlham Aliyev'in, Azerbaycan Sosyalist Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1918-1920 yılları arasındaki planlar temelinde hareket ederek müzakerelerde Ermenistan'ın bir adım önüne geçmeye çalıştığı açıktır. Ararat Mirzoyan ise bölgede Azerbaycan'ın adının geçmediği önceki yüzyıllara dayanan belgeleri sunmaya çalışıyor. Açıktır ki, bu gerilimler çoğunlukla her iki taraftaki medya algı operasyonlarına yöneliktir ve bu da sonuçta milliyetçiliğe ve Dağlık Karabağ ihtilafının tarafları tarafından onaylanan barış anlaşmasının yıkılmasına yol açacaktır.