Suriye'de ABD’nin yasa dışı saldırıları devam ediyor

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi'nin stratejik iletişim koordinatörü "John Kirby" Çarşamba günü, Suriye'deki son ABD saldırılarını haklı gösterdi ve ülkesinin bölgedeki gerilimi tırmandırmak istemediğini iddia etti.

Kirby, ülkesinin Suriye'ye yönelik saldırganlığını haklı göstererek, son saldırıların hedefinin mühimmat depoları ve askerî altyapıları olduğunu iddia etti.

Adı açıklanmayan üst düzey bir Pentagon yetkilisi de bu saldırıları haklı göstererek, Amerika'nın personelini savunmaktan hiçbir kuşkusu olmayacağını iddia etti. Ayrıca bir Amerikan askerî sözcüsü şunları açıkladı: “8 savaş uçağı, 4 F-16 uçağı ve 4 Amerikan F-E 15 uçağı Suriye’de 9 hedefi bombaladılar”.

ABD'nin Suriye'deki bazı hedeflere yönelik son hava saldırıları, Birleşmiş Milletler'den olumsuz tepki aldı. BM Genel Sekreteri'nin sözcüsü "Stéphane Dujarric", Amerikan ordusunun Çarşamba sabahı Suriye halkına ve altyapılarına yönelik saldırısının ardından, Suriye'nin toprak bütünlüğünün desteklenmesini vurguladı ve şunları ifade etti: “ BM’in tamamen bu saldırıdan haberi vardır ve bölgedeki istikrarsız koşullardan endişe duyuyor.” Sözcü ayrıca Suriye'de çatışan tarafları temkinli olmaya ve durumu daha da tırmandırmaktan kaçınmaya çağırdı.

Amerikan güçleri, IŞİD karşıtı uluslararası koalisyon çerçevesinde ve bu terörist grupla savaşma bahanesiyle son birkaç yıldır Suriye'de bulunmuştur, ancak pratikte sivilleri öldürmekten ve Suriye petrolünü çalmaktan başka bir şey yapmıyorlar. New York Times Gazetesi, eski Amerikan askerî yetkililerinden naklen çeşitli raporlarda, Suriye’de ABD’nin hava bombardımanları ve bu ülkenin özel kuvvetlerinin operasyonları sırasında sivilleri öldürmedeki cinayetlerini ifşa etmiştir.

Amerika'nın son on yılda Suriye'deki cinayet eylemleri, temelde hesaplanmış ve hedeflenmiş eylemlerdi. 2011'den bu yana Barack Obama'nın başkanlığı döneminde, ABD, Beşar Esad'ın meşru hükûmetini devirmek ve direniş eksenini zayıflatmak amacıyla Suriye'deki terör gruplarını destekledi.

Bir sonraki aşamada Obama hükûmeti, kurucusu ve asıl destekçisinin kendisi olan IŞİD terör grubuyla mücadele etmek bahanesiyle 2014'ten itibaren Suriye'de hava ve kara operasyonlarını başlattı ve bu ülkede Amerikan askerlerini konuşlandırdı. Ardından ABD'nin eski başkanı Donald Trump, IŞİD'e karşı savaş bahanesiyle ABD'nin Suriye'deki yasa dışı askerî varlığını sürdürürken, pratikte Suriye topraklarının bazı kısımlarını işgal etti ve bu ülkenin petrolünü yağmaladı. Suriye’nin petrol ve gaz sahaları ve tesislerinin bulunduğu doğu bölgelerinde bulunan Amerikan kuvvetleri, Suriye petrolünü yağmalayıp Türkiye toprakları üzerinden çıkarıyor.

Şimdi de Biden yönetimi, Suriye'nin egemenlik hakkı ve toprak bütünlüğü gibi uluslararası ilke ve standartları göz ardı ederek ve BM Güvenlik Konseyi'nin izni olmadan, bu savaşzede ülkede hava saldırılarını sürdürmüştür. Biden, direniş eksenine ve Suriye'ye yönelik Trump'ın aynı zorba politikasını izliyor. 2021 yılının Ocak ayının sonlarında dönemin Pentagon sözcüsü "John Kirby", ABD'nin Suriye'deki hava saldırılarıyla ilgili olarak şunları dile getirdi: “Biz bu operasyonlar için kimseden izin almıyoruz.”

Bu arada Amerika'nın Suriye'deki askerî varlığının devam etmesi konusundaki ısrarı uluslararası arenada muhalif tepkilerle karşılaşmıştır. Rusya Dışişleri Bakanı “Sergey Lavrov” şöyle diyor: "Amerika, Suriye'yi kriz içinde tutmaya ve düşmanca eylemlerin yeniden başlatılmasına çalışıyor. Amerikalı işgalciler düşmanca eylemler izliyor, örneğin Suriye'de açıkça sahte devlet kuruluşları oluşturup doğrudan ayrılıkçılığa teşvik ediyorlar. Moskova, Washington'un Suriye krizinin siyasi çözümünü engellemeye devam etmekle kalmayıp aynı zamanda terörist grupları araç olarak kullandığına ve onları Suriye'nin meşru hükûmetine karşı savaşmaya teşvik ettiğine inanıyor. ABD'nin Suriye'deki askerî varlığı ve askerî operasyonları Suriye’nin yasal devletinin tekrarlanan muhalefetlerine göre, yasa dışı bir eylemdir ve uluslararası standartlara ve yasalara aykırıdır ve Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın ve Suriye'nin ulusal egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık bir ihlalidir. Bu doğrultuda İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü “Naser Ken’ani”, Amerikan ordusunun Çarşamba sabahı, Suriye halkına ve altyapılarına yönelik saldırısını bu ülkenin egemenliğinin, bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak değerlendirdi ve şiddetle kınadı.