Alman silahlarının Suudi Arabistan'a tekrar satılması
Berlin'in Suudi Arabistan'a askeri teçhizat satma politikasına yönelik tüm eleştirilere rağmen, Almanya Dışişleri Bakanı Analena Baerbok, Suudi Arabistan için silah ihracat izninin onaylanmasını destekleyerek, “Alman koalisyon hükümeti, Suudi Arabistan'a ekipman ve mühimmat ihraç etmeyi kabul etti.” dedi.
Bu karar, Almanya Başbakanı Olaf Schultz'un Arabistan ziyareti ve Veliaht Prensi'yle ziyaretinden birkaç hafta sonra alındı.
Hal bu ki Almanya, Suudi Arabistan'ın Yemen savaşına müdahalesini protesto etmek ve ardından Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın cinayeti nedeniyle 2018'den beri Riyad'a silah ambargosu uyguladığını açıklamıştı.
Aslında, Suudi koalisyonu hala Yemen halkıyla savaş halindeyken, ve diğerlerini bastırmak ve öldürmek için Alman silahları da dahil olmak üzere batı silahlarını kullandığı halde Almanya Suudi Arabistan'a silah ihracatına yeniden başladı. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Ofisi'nin son raporuna göre, Yemen'deki çatışmalar bu ülkede sivillerin zarar görmesine, yerinden edilmesine ve kamu hizmetlerinin kapanmasına ve nihayetinde insani ihtiyaçların artmasına neden oldu.
Öte yandan Cemal Kaşıkçı cinayetinin boyutları hala belirsiz ve Suudi Arabistan bu konuda herhangi bir sorumluluk kabul etmiyor. Kaşıkçı, İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu'nda öldürülen Suudi hükümetinin politikalarını eleştiren ve Washington Post gazetesinde yazan bir gazeteciydi. Batı'nın bu cinayetin peşini bırakmama ve katilleri cezalandırmasına dair tüm iddialarına rağmen Batılı ülkeler bu yönde şimdiye kadar herhangi bir adım atmış değil.
Şimdi Alman makamları, her zaman iddia ettikleri tüm sloganlara aldırmadan Suudi Arabistan ile silah ve askeri ilişkilerini genişletmeye çalışıyorlar.
Almanya Sol Parti temsilcisi ve Federal Meclis Dış Politika Komisyonu üyesi Sevim Dağdelen bu konuda şunları söyledi: Son dönemdeki silah ihracatı, görünüşte değerlere dayalı dış politikanın gerçek yüzünü gözler önüne sererken, Kaşıkçı'nın katili Bin Salman'ı temize çıkarıyor ve Yemen'de sivillere yönelik şiddetli savaş ve Suudi Arabistan'da protestocuların bastırılmasının devam etmesine sebep oluyor.
Almanyada iktidardaki hükümetin insan haklarına uyması ve Suudi Arabistan'a silah desteği konusundaki vaatleri ve politikaları arasındaki bu ilişki, birçok Alman vatandaşı ve siyasi yetkiliyi öfkelendirdi.
Yeşil Parti siyasetçilerinden Cemila Schefer’e göre “bu mesele, koalisyon anlaşmasının açık bir ihlalidir ve Federal hükümeti Suudi Arabistan'a karşı silah ambargosunun tam olarak uygulanmasına geri dönmedi gerekir.”
Avrupa ülkelerinin Fars Körfezi'ndeki Arap ülkelerine silah satışı her zaman Batılı ülkelerin politikalarının bir parçası olmasına rağmen, kamuoyunu ikna etmek için genellikle gizlice veya gerekçeli olarak böyle bir süreç izliyorlar. Bu bağlamda, geçen yıl 9,36 milyar avro değerinde silah ihraç etme izni vererek yeni bir rekor kıran Almanya, dünyanın en büyük silah ihracatçılarından biri. Hatırlanacağı gibi Amerika’nın eski hükümeti de Donald Trump döneminde Suudi Arabistan ile yüklü bir silah anlaşması imzalamıştı.
Bu bağlamda Almanya Sol Parti temsilcisi Sevim Dağdelen yine şöyle diyor: Schultz, Fars Körfezi güney diktatörlükleriyle enerji anlaşmalarına dayanan ve yeni silah teslimatlarının önünü açmakla tehdit eden yıpranmış çifte standartlı bir seyyar satıcıdır.
Şimdi Alman Dışişleri Bakanı, hükümetin bu eylemini savunarak, Avrupa ülkelerinin insani sloganlarının ve iddialarının sahteliğini resmen onaylamış oldu. Aslında onların çıkarları her zaman önceliklidir ve insan hayatı bu alanda en az değere sahiptir./