Papa'nın Bahreyn ziyareti ve Al-i Halife'nin yeni oyunu
Katolik Dünyasının Ruhani Lideri Papa, barış ve barışık yaşamdan yoksun Bahreyn'de düzenlenen "Barış ve Barışık Yaşama" toplantısına katıldı.
Papa Francis perşembe günü Bahreyn'in başkenti Manama'ya gitti. Bahreyn'de düzenlenen "Barış ve Barışık Yaşama" toplantısına katılmak üzere Al-i Halife yönetiminin resmi daveti üzerine bu ülkeye giden Papa'nın Bahreyn ziyareti bugün son buldu. Papa şimdiye kadar 3 kez Fars Körfezi bölgesine gelmiştir.
İlk defa şubat 2019'da BAE'ye ve ardından Mart 2021'de Irak'a ziyaret gerçekleştiren Katolik Dünyası lideri Papa, 3. ziyaretini de Bahreyn'e düzenledi. Papa, Fars Körfezi'nin Arap ülkelerine ziyaretleri dinler arası diyalog ve barışık yaşamayı teşvik etmek amacıyla gerçekleşmiştir. Ancak Papa'nın Bahreyn ziyaretinin farklı bir hikayesi var.
Çünkü Bahreyn 2011'den beri Al-i Halife'nin sistematik şiddetine sahne olmakta. Bu şiddet, 1970 yılında bağımsızlığına kavuşan Bahreyn'de özellikle Şiilere reva görülmüştür. Ancak son 10 senede Al-i Halife'nin vatandaşlara karşı şiddeti ve sistematik ayrımcılığı doruk noktaya ulaşmış, binlerce kişi tutuklanmış ve hapse atılmış, yüzlerce siyasi ve sivil aktivist hakkında uzun süreli hapis cezaları verilmiştir.
Bu çerçevede Papa'nın Bahreyn ziyareti, birçok insan hakları örgütleri ve aktivistler tarafından eleştiriye maruz kaldı. İnsan haklarını savunan uluslararası gruplar, Papa'dan, Bahreyn yönetiminin insan hakları ihlalleri, siyasi aktivistler ve muhalif isimlere karşı eylemlerine tepki göstermesini istediler.
Bu gruplar, Al-i Halife'nin Papa'nın ziyareti ile kendi simasını aklamaya çalıştığını bildiriyor. Esasında Al-i Halife, hoşgörü kartıyla oynamakta. Bu bağlamda, el Vifak Cemiyeti yaptığı açıklamada, Papa Francis'in Bahreyn ziyaretine ve Al-i Halife'nin bu ziyareti istismar edebileceğine işaretle, Al-i Halife'nin Papa ziyareti sayesinde, kendi zulümleri ve mezhebi ayrımcılıklarının üstünü örtmeye çalıştığını, oysa bu rejimin zindanlarının din insanları, alimler, hocalar, seçkin kişiler ve milliyetçi zatlarla dolu olup, onların çeşitli işkence ve aşağılamaya maruz kaldığını belirtti.
Diğer bir konu da, Al-i Halife yönetiminin son senelerde, Şiiler ve rejimi eleştiren Ehl-i Sünnet'in bir kısmına karşı şiddet ve baskı uygularken, Hristiyanlar ve Yahudiler dahil diğer din mensuplarına daha fazla ilgi göstermesiydi. Bahreyn'de yaklaşık 80 bin Katolik Hristiyan yaşamakta. Bunların büyük kısmı, Güneydoğu, Afrika, Batı Asya ve Batılı ülkelerden yabancı uyruklu kişilerdir. Bahreyn geçtiğimiz sene, Fars Körfezi'nde "Arap Bayanı" isimli en büyük kilisesinin açılışını yaptı. Bundan birkaç ay önce de Bahreyn'de sinagog açılmıştı.
Al-i Halife yönetimi, kilise açma, Papa'yı davet etmek, barış ve barışık yaşama ve dinler arası diyalog gibi toplantıya ev sahipliği yapma gibi eylemleriyle, rejimin dinler arası diyalogdan yanaymış gibi göstermeye çalışıyor.
Bahreyn İslami el Vifak Hareketi liderlerinden Hüccetül-İslam Mürteza es-Sendi, bu bağlamda yaptığı açıklamada, Al-i Halife'nin Papa ziyaretinden amacının, mezhebi hoşgörü kartıyla rejimin simasını normalleştirmek olduğunu, oysa Al-i Halife nezdinde dinler arası diyalog ve hoşgörünün hiçbir yeri olmadığını belirtti./