Suudi Rejimi Terörizm İhraç Ediyor
Suudi Arabistan Rejimi binlerce Suudi vatandaşının terör örgütlerine üye olduklarını bildirdi.
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı yurt dışındaki terör örgütlerine mensup Suudi vatandaşları ile ilgili rakamları 2 bin 93 olarıak açıkladı.
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Mansur Turki, yurt dışındaki 73 Suudi vatandaşının terör eylemlerine katılmak suçlamasıyla cezaevinde bulunduğunu açıkladı.
Ellerindeki bilgiye göre bölgenin çeşitli yerlerinde bulunan Suudi teröristlerin sayısını 2093 olarak açıklayan Mansur Turki, bunların yüzde 70’inin Suriye’de bulunduğunu söyledi.
Suriye ve Irak’taki yabancı teröristlerin büyük çoğunluğunu Suudi Arabistan ve Tunus vatandaşlarının oluşturduğu belirtilirken Suudi İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Mansur Turki, Suriye’de 1540, Yemen’de 147, Afganistan ve Pakistan’da 31, Irak’ta ise sadece 5 Suudi teröristin bulunduğunu öne sürdü.
Mansur Turki, 297 Suudi teröristin akıbeti konusunda herhangi bir bilgi bulunmadığını belirtirken 2015 yılına ait verilere dayandırılan başka bir habere göre ise sadece IŞİD içerisinde dünyanın 86 ülkesine mensup 27 bin yabancı terörist bulunuyor ve bunların 2 bin 500’ünü Suudi vatandaşları oluşturuyor.
Diğer yandan bağımsız kaynaklar Arabistan'ın dünya'da teröristlerin en büyük destekçilerinden ve terörist yetiştiricilerinden biri olduğunu belirtmekteler. Bölgede ve bölge dışında vuku bulan terör olaylarına bakıldığında bu olaylara karışanların önemli bir bölümünün Arabistan vatandaşı olduğu veya Vahhabi zihniyetinin etkisi altında bulunduğu ve Suudi rejimince silah ve mali destek gördükleri anlaşılmakta. Vahhabilik inancı bugün şiddet, aşırıcılık ve terör eylemlerinin ana kaynağı olarak bilinmekte ve Suudi rejiminin inanç temelini tekfiri Vahhabi inancı oluşturuyor. Öyle ki el-Kadie, IŞİD, en-Nusra, Ensar'uş Şeria, Boko Haram gibi terör örgütlerinin tümü tekfirci Vahhabi inancını temel alarak sahada boy göstermekteler.
Wikileaks’ın sızmayı başardığı ve mahkeme kararıyla yavaş yavaş açılanacak olan eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a ait olduğu belirtilen elektronik postalardan inanılmaz bilgiler ortaya çıkmış ve bu konuda bir çok gerçeği alenileştirmişti. ABD’nin muhalif düşünce kuruluşu Common Sense Show’un dört yıl önce ortaya attığı iddialarla başlayan skandala göre, ABD, IŞİD’i ‘petrol devleri’ olarak gördüğü Suriye ve Libya yönetimini devirmek için kurdu. Suriye ayağında IŞİD’in kontrolünü türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan sağlayacaktı ve IŞİD’in ele geçirdiği petrol havzalarındaki işlenmemiş petrol Rus ekonomisini zayıflatmak amacıyla Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak tarafından kara borsaya sürülecekti!
Skandal iddiaları ortaya atan Common Sense Show, ‘karanlık isim’ olarak bilinen Libya Büyükelçisi Stevens’ın büyükelçilik saldırısı sonucu öldürülmesi ‘suikast’ olarak tanımlamıştı. Kuruluşa göre, “terörist organizasyonların çıkardığı petrolün dağıtımını, silah trafiğini ve bölgedeki CIA faaliyetlerini” denetleyen Stevens’ın ‘kirli çamaşırlarının’ ortaya dökülmeye başlaması CIA’i endişelendirdi. Bu nedenle elçi Stevens, doğrudan CIA’e bağlı teröristler tarafından öldürüldü. ABD bu hamleyle hem Stevens’ı susturmuş oldu. Hem de Libya’ya başlatılacak saldırılar için gerekli ‘savaş nedenini’ sağladı.
Diğer yandan ABD'nin bahane ederek Afganistan ve Irak'a saldırdığı ikiz kulelere saldırının da perde arkasında Arabistan'ın olduğu, bu terör olayının finansının ve adamının Suudilerce temin edildiği ve CIA tarafından eğitildikleri bizzat Amerikan kaynaklarınca ifşa edilmiş ve son dönemlerde Amerika ile Suudi Arabistan arasında krize neden olan 28 sayfalık raporda bu gerçekler belirtilmiştir. Ancak Amerika'daki yatırım ve mal varlığını geri çekeceği tehdidi ve ardından Obama ve diğer ABD'li yetkililerin ardı ardına Arabistan'ı ziyaretleri sonrası nasıl kirli çamaşırların el el gezdirildiği tüm dünyaca görülmüş oldu. Tüm bunlar, Ortadoğu bölgesindeki terörist grupların oluşmasında Suudi rejiminin parmağı olduğu gibi ABD ve başka bölgelerdeki terör olaylarında da Suudi Vahhabilerin eli bulunduğunu kanıtlamıştır.
Artık günümüzde Afganistan'dan Amerika'ya kadar Vahhabi tekfirci zihniyete sahip Suudi kaynaklık terör örgütlerinin yayıldığını ve bu terör örgütlerinin neredeyse tüm dünyayı tehdit eder hale geldiği biliniyor. Elbette halkların iradesi karşısında bir hiç olan terör örgütleri bugüne kadar mürteci bölge rejimleri, ABD ve Avrupa ülkelerinin yardımları sayesinde varlıklarını ve terör eylemlerini sürdürebilmekteler.
Bunun için Petrol ihracatından sonra Arabistan'ın ikinci büyük ihracatını terörist ihracatı oluşturmakta.