Suudi rejiminin Yemen'de düştüğü zillet dolu durum
(last modified Sun, 19 Mar 2017 16:44:22 GMT )
Mart 19, 2017 18:44 Europe/Istanbul
  • Suudi rejiminin Yemen'de düştüğü zillet dolu durum
    Suudi rejiminin Yemen'de düştüğü zillet dolu durum

Suudi rejiminin Amerika ve batılı ülkelerin desteğinde yaklaşık iki yıl önce Yemen aleyhinde başlattığı savaş onbinlerce sivilin canını alırken onbinlercesi de yaralandı ve Yemen'in altyapısının neredeyse yüzde 80'ninin yerle bir olduğu bir durumda Suudi rejiminin Yemen halkı ve ordusunun direnişi karşısında hiçbir hedefine ulaşamadığı ve bunun yanı sıra onca askeri gücüne rağmen her geçen gün daha bir çıkmaza girdiği görülüyor.


Suudi rejiminin Yemen'e yönelik kan dökücü cinayete dayalı saldırıları sözde insan hakları savunucu ülkeler ve kuruluşların sessizliğinde devam ederken Suudi rejiminin Yemen aleyhinde askeri saldırıları arttırmasının temelinde  bu ülkeye yönelik saldırılardan  hiçbir hedef alamamasının üstünü örtmek istediği açık bir gerçektir. Zira, daha önce Yemen'le ilgili uzun vadeli hesapları olan Suudi rejiminin şu anda bu savaşı bir an önce bitirmek istediği ama bitirirken de  zillete dayalı bir yenilgi yerine Yemen ordusu ve Yemen halk komite güçlerinin teslim olması için saldırıları attırmak suretiyle bunu dayatmak istediği açık bir şekilde görülmektedir. Nevarki, Suudi rejimi saldırıları arttırdıkça Yemen halkının direnişi ve ülkeyi savuna adına birlik ve  beraberliği daha bir kenetlenmiş durumdadır. Bu durum tabii olarak Suudi rejiminin  oyunlarını bozmaktadır. 
Suudi rejiminin bölge ülkeleri aleyhinde  ve batı ile Siyonist İsrail'in hedeflerine hizmeti içeren bu saldırılardan bir sonuç alamamasının  Suudi rejimi toplumu ve devleti içinde de  ciddi sorunlara neden oldu zira bu durumun ilk kez Suudi rejiminin  bütçe açığı yaşamasına neden olduğu,  temel gıda malzemeleri ve akaryakıt fiyatlarını anormal bir şekilde arttırması Suudi rejiminin Yemen savaşı karşısında yaşadığı sorunların  yalnızca bir kısmını oluşturmaktadır. Suudi rejiminin  Yemen'le ilgili hesaplarının bozulması tabii olarak Suudi rejimi yönetimi içinde de iç ihtilafların  artmasına ve iktidar kavgasını daha bir körüklemektedir. İş bu nedenlerden dolayı Suudi rejiminin Yemen'e yönelik  son günlerdeki saldırıları dikkate alındığında aslında Suudi rejiminin Yemen'e cinayet işlemede sınır tanımadığı görülmektedir.
Suudi rejimi işbirlikçilerinin  Yemen'in merkezinde yer alan Mareb eyaletine bağlı  Kufel  üssüne yönelik düzenledikleri  ve en az 60 Yemenlinin ölümü ve yaralanmasına neden olan saldırının temelinde de, Yemen ordusu ve Yemen halk komite güçlerini baskı altına almak ve teslim olmaya zorlamanın yattığı görülmektedir. 
Bu arada Yemen ordusu ve halk komite güçleri de, Suudi rejiminin bu cinayetlerine  son zamanlarda balistik füzelerle karşılık vermeye devam ederken en son olarak Suudi Arabistan'ın güneyinde yer alan  Cizan bölgesinde Aramco şirketi orta menzilli bir balistik füzenin hedefi oldu.Bu durum yani Yemen'in çeşitli füzelere sahip olması ve hedeflerini dakik bir şekilde vurması Suudi rejiminin vahşete düşmesine neden olmuştur. Yemen ordusu ve halk  komite güçleri, balistik füzelerle Suudi rejimi hedeflerini  vurmanın 'Yemen'in savunması için en tabii hak' olarak görmektedir. Birleşmiş Milletler genelgesinin 51. maddesi de bir ülkenin kendini savunması  için  kanunen yasak olmayan silahların düşmana karşı kullanmaya hak veriyor. Öyle ki, Suudi rejiminin Yemen'e yönelik saldırılarında bu zamana kadar 12 bin civarında sivil ölürken 35 bin civarında Yemenlinin de yaralandığı, milyonlarca Yemenlinin evini barkını terk ederek mülteci durumuna düştüğü bildiriliyor.
Suudi rejimi 26 mart 2015 tarihinde  Yemen'in firari ve müstafi cumhurbaşkanı Mansur Hadi'yi yeniden cumhurbaşkanlığı ve iktidara getirmek ve de Yemen'de Ensarullah güçlerini yenilgiye uğratmak  için ABD ve batılı ülkelerin desteğinde Yemen'e savaşı başlatmış ve bu saldırılara hala da devam etmektedir. Elbette  Suudi rejiminin bu savaşı başlatmasındaki dikkate almadığı en önemli nokta, Suudi rejiminin Ensarullah hareketinin askeri ve siyasi gücü ile halk içindeki desteğini dikkate almamak olmuştur. 
Suudi rejiminin Yemen'e yönelik saldırılarının başlamasıyla birlikte Ensarullah hareketi ülkeyi düşmana karşı savunmak için birlik ve beraberliğe vurgu yaparak tam bir seferberlik ruhuyla ülkenin savunma alanına yeni bir ivme kazandırmış ve diğer  yandan milli uzlaşı hükümeti kurmak suretiyle, ülkenin siyasi alanında boşluğun oluşmasına engel olmuştur.
Bu arada Yemen halkının Suudi rejiminin ele başını çektiği sözde koalisyon güçlerinin Yemen aleyhindeki saldırılarının   arkasında açık bir şekilde Amerika ve Siyonist İsrail rejiminin varlığını görmeleri hasebiyle  düzenledikleri gösterilerde 'Amerika'ya ölüm', 'Siyonist İsrail'e ölüm' şeklinde attıkları sloganlar da aslında Suudi rejiminin Yemen başta olmak üzere  bölgede batılı devletlerin bir piyonu ve kuklası olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. 
Her halükarda Yemen'de Suudi rejiminin askeri ve siyasi olarak ağır bir hezimete uğraması Suudi rejiminin hem bölgede de hem de kendi içinde  inzivaya itilmesine neden olduğu gibi bu durum  Suudi rejiminin hamisi olan Amerika ve diğer  İslam düşmanı güçlerin de bölge üzerinde hesaplarının bozulmasına neden olmuştur./