Eylül 05, 2017 10:45 Europe/Istanbul
  • Al-i Suud, Şii bölgeleri yıkıyor

Suudi Arabistan, ülkenin doğusunda yer alan Avamiye'deki Şii mahalle el-Mesure'deki binaların tamamını yıktığını duyurdu.

Suudi Arabistan Doğu Bölge Enformasyon Dairesi Genel Müdürü Muhammed Bin Abdul-Aziz Sufiyan bu bağlamda yaptığı açıklamada, Avamiye'deki el-Mesure mahallesindeki 448 konutun tamamının tahrip edildiğini açıkladı.

Şiiler'in yaşadığı el-Mesure sakinlerinin evlerinin yıkılmasının ardından açıkta kaldıkları bildiriliyor.

Suudi Arabistan, el-Mesure mahallesindeki binaları, bölgedeki kalkınma projesi çerçevesinde yıktığını ileri sürüyor.

Oysa Suudi Arabistan'ın Avamiye bölgesinden alınan uydu görüntüleri, Suudi güvenlik güçlerince binalar ve evlerin yoğun şekilde tahrip edildiğini ortaya koymaktadır.

Suudi Arabistan'ın nüfusunun yüzde 10-15'ini Şiiler teşkil ediyor.

Şiiler ağırlıklı olarak Suudi Arabistan'ın eş-Şarkiye vilayetinde yaşıyor.

Arabistan'ın doğusu 2011 tarihinden beri adaletsizlik ve servetin adil olmayan biçimde dağıtılmasına karşı Al-i Suud rejimine karşı protesto ve itirazlara sahne olmaktadır.

Eylemciler, bütün siyasi tutukluların serbest kalmasını, ifade ve eylem özgürlüğü ve de ayrımcılığın son bulmasını istiyorlar.

Ancak Al-i Suud, muhalefet ve azınlıklara karşı gösterdiği muamele, rejimin bu ülkedeki insanlık dışı ve mezhepçi yaklaşımının doruk noktaya çıktığını yansıtıyor.

Al-i Suud rejiminin ülkenin doğusundaki Şiiler başta olmak üzere muhaliflere karşı delice tavrı da bu çerçevede değerlendirilebilir.

Al-i Suud rejimi, muhalifler ve protestocuların yerleşim alanlarını tahrip ederek, esasında onların yaşama hakkını da almıştır.

Al-i Suud'un Şiilerin yoğunlukta olduğu bölgelerin nüfus ve coğrafya olarak dokusunu değiştirme girişimleri, kamuoyunun endişelerine yol açmıştır.

Ancak ABD de Suudi Arabistan gibi baskıcı rejimlere yönelik korumacı politikasıyla, bu tür rejimlerin cinayetleri ve mezhepçi politikalarının sürmesine pratikte yeşil ışıl yakmıştır. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın bir süre önce Riyad'a gerçekleştirdiği ziyaret ve Suudi yetkililerle yaptığı görüşmeler ve de Kral Selman'ın oğlu Muhammed Bin Selman'ın Veliaht Prensliği'ne getirilmesinin ardından ülkede Şiiler başta olmak üzere vatandaşlara yönelik baskı ve sindirme girişimlerini tırmanmıştır.

Suudi Arabistan'daki siyasi gelişmeler, Al-i Suud hanedanındaki görev değişikliklerinin de bu bedevi rejimin totalitarizme dayalı genel politikalarında bir değişikliğe yol açmamıştır.

Suudi Arabistan'da insan haklarının yoğun şekilde ihlal edilmesi ve Suudi yöneticilerinin totaliterist politikalarında bir değişikliğin olmasıyla ile ilgili herhangi bir vizyonun olmayışı, bu ülkede insan haklarının daha da ihlal edileceği konusunda endişe ve kaygılarını tırmandırmıştır.

Al-i Suud'un baskıcı girişimleri bütün halk kitlelerini içermese de Şiilerin hakları Al-i Suud tarafından geniş çaplı ve yoğun biçimde ihlal ediliyor.

Siyasete mezhepçi yaklaşan Al-i Suud, Şiiler'e "ikinci sınıf vatandaş" muamelesi yapıyor.

Bu bakış ve yaklaşım sonucu Suudi Arabistanlı Şiiler kendi temel haklarından yoksun bırakılarak, Al-i Suud'un her alanda ayrımcı girişimlerine tanıklık ediyorlar.

İnsan hakları karnesi bunca kötü olan Suudi Arabistan bir süre önce ABD ve İngiltere gibi Batılı hamilerinin desteğiyle yeniden BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğine alındı.

Kuşkusuz BM'nin bu tür atıl ve çelişkili tavırlarının sonucu, Suudi yöneticilerini insan hakları ve uluslararası hakları daha geniş şekilde ihlal etmekte küstahlaştırmaktan başka bir şey olmamıştır.

Nitekim Suudi yetkililerin bir Şii mahalledeki evlerin tamamının tahrip edildiğini sarih biçimde duyurmaları, bu küstahlığı ve Al-i Suud'un işlediği cinayetlerin BM insan hakları örgütleri dahil uluslararası örgütler tarafından soruşturulmayacağından emin olduğunu gösteriyor.

 

 

Etiketler