Pars Today

Son aylarda Sarı Yelklileri hareketi adı ile bilinen Fransa’daki geniş çaplı protesto gösterileri İtalya gibi Avrupa ülkeleri çapında da tepkilerin artmasına neden oldu. İtalya’daki radikal sağcı hükümet yetkililerinin bu protesto hareketlerini desteklemesi ise iki Avrupa ülkesi ilişkilerini yeni bir aşamaya soktu.

İtalya’da aşırı sağcı bir hükümetin iş başına gelmesinden beri yetkilileri de sağcı partilerden olan bu hükümet, bir çok defasında Avrupa Birliği aleyhine ve Fransa gibi Avrupa’nın büyük devletlerine karşı tutumlar sergilemiş ve Avrupa’da temel değişimlere gidilmesi gerektiğine vurgu yapmıştır.

Bu çerçevede İtalya Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Matteo Salvini Çarşamba günü Polonya’ya yaptığı ziyaret sırasında Avrupa Baharının gerçekleşmesini temenni ettiğini bildirdi.

Salvini, İtalya’daki en önemli ve en güçlü radikal sağcı partilerden olan  Lega Nord- Kuzey Ligi Partisinin başkanıdır. Lega Nord Partisi Avrupa Birliği yapılışının ciddi eleştiricilerinden de sayılır.

Salvini’nin bakış açısından Avrupa Birliği ülkeleri fasit geleneksel partilerin ellerinde tutsak ve gerekli reformlar ve temelli girişimler yapması yerine bürokrasiye takılan bir birliktir. Bu yaklaşıma göre İtalyan sağcı hükümeti yetkilileri son zamanlarda gerçekleşen Fransa’daki protestoları  yani Sarı Yeleklileri desteklemeye başladı ve bu hareketi, geleneksel partilere ve halkların isteklerinin tersine faaliyet eden hükümetlere karşı bir itiraz ve ayağa kalkma olarak niteledi. Bu doğrultuda Salvini’nin Sarı Yelekliler Hareketine arka çıkması ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u istifaya çağırması da şimdi iki ülke arasındaki ilişkileri gerilimli bir döneme sokmuştur.

Salvini Pazartesi günü şöyle bir açıklamada bulunmuştu:”Macron evine geri dönse iyi edecek. Ben de milletinin isteğine karşı hüküm süren Cumhurbaşkanına itiraz eden şerefli Fransız vatandaşlarını destekliyorum”

Tabii bu tutum sadece İtalya Başbakanı ile kısıtlı kalmadı. İtalya Başkbakan Yardımcısı Luigi Di Maio da Beş Yıldızlı adlı Partisinin Weblog’unda Fransız protestocuları himaye ederek onlardan bu hareketi devam ettirmelerini istedi.

Di Maio kendi Facebook sayfasında ise şöyle bir paylaşımda bulundu:” Artık Afrika’yı daha da fakirleştiren kolonyalist siyasetlerinizden vaz geçmen zamanı gelmiştir. Bu tür siyasetler Avrupa’ya yönelik göç dalgalarını şiddetlendirmiştir. İtalya ise defalarca bu ağır yükü tek başına taşımaya mahkum olmuştur. “

İşte bu şekilde bu İtalyan üst düzey yetkilisi açık bir şekilde Fransa ve Afrika’da faaliyet gösteren diğer kolonyalist ülkeleri, Afrika’dan gelen göç dalgalarının sorumlusu olarak tanımlamıştır. Roma hükümeti hali hazırda karmaşık bir konu olan göçmenlerin özellikle de Afrika’dan akın eden göçmenlerin yasa dışı girişi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu yüzden Haziran 2018’de İtalya ve Fransa ilişkileri gergin bir döneme ayak basmıştır.

Fransa hükümeti bakış açısından bu tutumlar ve Fransızları protestolarını sürdürmelerine teşvik etmek, sadece başka ülkelerin içişlerine karışmak anlamına gelmeyip aslında Fransız halkını kışkırtarak “ Fransız Baharı”nın oluşturulması doğrultusunda telkinlerde bulunmak girişimidir. Uzmanlarca Avrupa’daki bu hareketler 2011 yılında Arap Baharı olarak da bilinen İslami Uyanış hareketine benziyor. İşte bu yüzden Avrupa Baharı diye anılıyor.

Kesinlikle İtalya’daki sağcı hükümet yetkililerinin bu isteği, Avrupa’daki yakınlaşma doğrultusundaki Avrupa Birliği hedefine uymamakla birlikte aslında Avrupa Devletleri arasındaki çatlakları ve ihtilafları büyütecek bir girişimdir. Bu nedenden dolayı Fransa Avrupa İşleri Bakanı Nathalie Loiseau kendi Twitter hesabından paylaştığı Tweet’te İtalyan yetkililerine hitaben şöyle bir mesaj paylaştı:” Kendi evinizin önünü süpürseniz iyi edersiniz.”

Başka bir deyiş ile bu Fransız yetkilisi, İtalyan makamlarının başka Avrupa ülkelerine yol göstereceğine İtalya’daki sorunları çözmeye çalışması gerektiğine vurgu yapmak istemiştir. Hali hazırda İtalya, büyük milli borçlanma, işsizlik ve göç sorunu gibi birçok sorun ile karşı karşıyadır. Esasında Lega Partisi ve Beş Yıldızlı Partisi gibi sağcı partiler de bu tür sorunları çözmeyi vaat ederek iş başına gelmeyi başardılar.