Rusya’nın Batı Asya’daki Siyasi Faaliyetlerinin Artması
(last modified Sun, 27 Jan 2019 04:23:15 GMT )
Ocak 27, 2019 06:23 Europe/Istanbul
  • Rusya’nın Batı Asya’daki Siyasi Faaliyetlerinin Artması
    Rusya’nın Batı Asya’daki Siyasi Faaliyetlerinin Artması

Rusya son yıllarda Batı Asya ve Kuzey Afrika bölgesindeki faaliyetlerini epey arttırmıştır. Bu faaliyetlerin dönüm noktası ise Rusya’nın Suriye’deki  terör grupları ile mücadele ve yasal Suriye hükümetini desteklemek amacı ile askeri varlığıdır. Özellikle de Rusların teröristlere ağır darbeler indirip zayiat verdiren hava saldırıları bu girişimin doruk noktası olmuştur.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov  bölgesel siyasetleri açıklama ve Batı Asya meseleleri konusunda istişarede bulunmak amacı ile Çarşamba gününden itibaren bölge ziyaretini başlatıp Cezayir, Fas ve Tunus’a bir ziyaret geçekleştirmiştir. Lavrov bu üç ülkenin üst düzey makamları ile görüşmelerinde Suriye, Yemen, Libya ve Lübnan gelişmelerinin yanı sıra Batı Asya ve Kuzey Afrika gelişmeleri özellikle de Sahil Kuşağı bölgesindekileri ile ilgili müzakerelerde bulunmuştur.

Rusya Dışişleri Bakanının bu ziyaretten güttüğü en önemli hedeflerinden biri de Suriye’nin başka Arap ülkeleri ile ilişkilerini normalleştirmek için zemin hazırlayıp Şam’ın Arap Birliğine geri dönmesini sağlamaktır. Lavrov Cuma günü başkent Rabat’ta  Fas Dışişleri Bakanı Nasır Bûrayta ile ortak basın toplantısında Suriye’nin başka Arap ülkeleri ile ilişkilerinin iyileşmesine vurgu yaparak bu ülkenin Arap Birliğine geri dönmesini istedi.

Lavrov bu basın toplantısında şöyle bir açıklamada bulundu:”Suriye’nin Arap Birliğine geri dönmesi Rusya için önemlidir. “

Lavrov Tunuslu mevkidaşı Hamis El Cuheynavi ile yaptığı ortak basın toplantısında ise şöyle bir açıklamada bulundu:” Tunuslu makamlar ile görüşmemizde Suriye’nin Arap Birliğine geri dönmesi doğrultusunda çaba gösterilmesi zarureti ile ilgili konuştuk. “

Görünen o ki Suriye’nin başka Arap ülkeleri ile ilişkilerini normalleştirmesi Rusya için büyük bir önem taşımaktadır. 2011 yılında Suriye krizinin patlak vermesi ile teröristleri kapsamlı bir şekilde desteklemek sureti ile Beşar Esed ve Suriye yasal hükümetini devirmek isteyen ve sonunda da büyük bir hezimete uğrayan Amerika elebaşlığındaki Batı ve Arap koalisyonlarının siyasetleri ve girişimlerine karşı olarak Moskova, Suriye ordusu ve ortaklarının aralıksız zaferleri ile ülkenin büyük bir bölümüne hakimiyet kuran Suriye hükümetinin başka Arap ülkeleri ile ilişkilerini normalleştirme sürecini hızlandırmak istiyor.

Arap Birliği ise Suriye krizinin patlak vermesi ile 2011 yılında BAE ve Suudi Arabistan baskıları neticesinde Suriye’nin bu birlikteki üyeliğini askıya almıştır. Bu karar sonucunda ise birçok Arap ülkesi Suriye’deki büyükelçiliklerini kapatarak Şam ile diplomatik ilişkileri kesmişti.

Şimdi ise Suriye ordusu ve ortaklarının teröristlere ve Batı Arap Koalisyonuna karşı zaferlerinden sonra BAE ve Ürdün gibi kimi Arap Birliği ülkeleri Şam ile diplomatik ilişkileri tekrar başlatmak için can atıyorlar.

Aynı zamanda hali hazırda Amerika, Suriye’ye karşı Batı-Arap Koalisyonunun elebaşı olarak bu ülkenin kaderinin belirlenmesinde en az etkileme gücüne sahiptir. Suriye’de Batıcı bir hükümet görmeyen Washington, planlarının suya düştüğüne şahitlik etmektedir.

Bir başka taraftan ise Donald Trump’ın Amerika askeri güçlerini Suriye’den çekme kararı da Washington’un Suriye’deki yenilgiyi kabul ettiği itirafı niteliği taşımaktadır.

Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ise bu konu ile ilgili şöyle bir açıklama yapmıştır:” Aslında yasal olmayan Amerika’nın Suriye’deki varlığına bir ihtiyacımız yoktur.”

Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo gibi makamların Trump’ın bu kararının Amerika’nın Batı Asya’daki siyasetlerini ve özellikle de İran’ın bölgesel nüfuzu ve faaliyetleri ile mücadele konusunda bir değişiklik meydana getirmeyeceğini göstermeye çalışması da beyhude bir çabadan başka bir şey değildir.