K. Kore’nin silahsızlanmasında Trump’ın büyük başarısızlığı
-
K. Kore’nin silahsızlanmasında Trump’ın büyük başarısızlığı
Amerika başkanı Donald Trump’ın tüm propaganda çalışmaları ve K. Kore’yi nükleer silahsızlandırılmasında büyük başarıya ulaştıkları iddialarına rağmen K. Kore lideri Kim Jong-un ile Vietnam’ın başkenti Hanoi’de iki gün düzenlenen müzakerelerin başarısızlığı ise başkan Trump’ın dış siyasetinde büyük bir yenilgiyi beraberinde getirdi.
Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Ri Yong Ho, ABD Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasındaki zirvede Kuzey Kore'nin ana nükleer kompleksini kapatması karşılığında, yaptırımların sadece bir kısmının kalkmasını talep ettiğini, fakat bu talebin Trump tarafından kabul edilmediğini belirtti. bu konu iki lider arasında gerçekleşen 2. Tur müzakerelerin başarısızlığına sebep oldu.
Aslında “Trump’ın istekleri ve Jong-un’un düşünceleri” arasında mevcut uçurum nedeni ile söz konusu görüşmeler başarısız kaldı.
Kore yarımadasının nükleer silahlardan arındırılması Trump’ın K. Kore liderinden en önemli isteği idi ve fakat K. Kore de uluslararası yaptırımların kaldırılması, Kore savaşının bittiğine dair nihai barış anlaşmasının imzalanması, Amerika askeri güçleri ve silahlarının Kore yarımadasından çekilmesi ve sorunların çözümlenmesi için direkt diplomasi kanalının açılmasını istiyor.
K. Kore dışişleri bakanı Ri Yong-ho, iki ülkenin karşılıklı olarak güven artırıcı adımları atmış olması halinde, ülkesinin nükleer silahlardan arınma konusunda harekete geçmede daha istekli davranabileceğini kaydetti.
K.Koreli Bakan, “Yongbyon” nükleer kompleksinin dağıtılması dışında ülkesinin nükleer denemeleri de sürekli olarak askıya almayı önerdiğini söyledi. Müzakerelerin, Kuzey Kore'nin ABD'den yaptırımları kaldırmasını şart koşması üzerine tıkandığı belirtti.
Trump başkanlık döneminin başlarında Amerikan uçak gemilerini K. Kore yarımadası sularına göndermekle direkt olarak K. Kore’yi direkt ve hatta nükleer saldırı ile tehdit etti fakat aynı zamanda Pynongyang ile de siyasi müzakere kapısını araladı; böylece iki lider haziran 2018’de Singapur’da bir araya geldiler.
İkilinin görüşmesi ardından imzalanan prensip anlaşması uyarınca Pyongyang nükleer silahsızlanmayı kabul ederken Amerika da K. Kore’ye yönelik güvenlik garantisi ile yükümlendi. Fakat beklendiği gibi Amerika taahhütlerine bağlı kalmadan K. Kore’nin tek yanlı kendi sorumluluklarına bağlı kalmasına vurgu yapması, pratikte anlaşmanın sürecini aksattı.
27-28 şubat 2019 tarihlerinde Hanoi’de yapılan ikinci tur görüşmeler, Amerikalı yetkililerin daha önce yaptıkları açıklamalarının aksine görüşmelerin sonunda imzalanması beklenen bildiri, Washington’un tek yanlı ve üstelik K. Kore’nin en önemli isteği olan yaptırımların kaldırılmasına asla aldırmadan dayatmacı istekleri nedeni ile pratikte çıkmaza sürüklendi.
Amerika hali hazırda mevcut şartlar ve K. Kore nükleer tesislerinin kapatılarak tahrip edilmeden yaptırımları azaltmak istemiyor. Bu sebepten dolayı da yapılan son görüşmelerde Kim Jung-un’a, sadece 1953 yılında ateşkesin açıklanarak hiçbir anlaşma imzalanmadan sona eren Kore savaşının sona erdiğini resmen ilan etti.
Aslında Amerika siyaset ve diplomasi alanında daha esnek ve ekonomide daha sert bir yöntemle K. Kore’yi nükleer silah cephaneliklerinden bir liste vermesini böylece daha sonra ya onları teslim etmesi veya denetlenebilecek bir şekilde imha edilmesini, nükleer cephaneliklerden uzak durmasını ve aynı zamanda da çalışmalarının doğruluğunun da denetlenebilmesini istiyor.
Düzenlenen basın toplantısında "Bir şey imzalamanın iyi olmayacağını düşündük" diyen Trump, sözlerine şöyle devam etti: " Onlar çok şey istediler ve bu yüzden ben bir anlaşma yapmamaya karar verdim zira kötü bir anlaşmanın, anlaşma yapılmamaktan daha kötü olduğunu düşünüyorum, bugün K. Kore lideri ile bir anlaşma imzalayabilirdim fakat kötü bir anlaşma imzalaya hazır olmadım.”
Fakat Hanoi oturumu K. Korelilerin Amerikalıların düşündüğü kadar saf ve kandırılmaya yatkın olmadıkları, sırf Washington’un içi boş vaatleri ile kendi kazanımları ve kazanan kozları olan nükleer cephaneliklerden vazgeçmeyeceklerini gözler önüne serdi./