Trump'tan İran milletine hakaret ; Washington tutumunda çelişki
https://parstoday.ir/tr/news/world-i130321-trump'tan_İran_milletine_hakaret_washington_tutumunda_çelişki
ABD cumhurbaşkanı Donald Trump Ocak 2017 tarihinde Beyaz Saray'a girdikten beri İran İslam Cumhuriyetini zayıflatma ve çökertme tutumunu izlemiştir. 8 Mayıs 2018 tarihinde ABD tek taraflı olarak Bercam Nükleer anlaşmasından çıktıktan sonra , İran aleyhinde benzeri görülmemiş bir savaş açarak en ağır yaptırımlarla İran milletini dize getirmeyi hedefliyor.
(last modified 2022-10-07T16:32:52+00:00 )
Mayıs 24, 2019 17:59 Europe/Istanbul
  • Trump
    Trump

ABD cumhurbaşkanı Donald Trump Ocak 2017 tarihinde Beyaz Saray'a girdikten beri İran İslam Cumhuriyetini zayıflatma ve çökertme tutumunu izlemiştir. 8 Mayıs 2018 tarihinde ABD tek taraflı olarak Bercam Nükleer anlaşmasından çıktıktan sonra , İran aleyhinde benzeri görülmemiş bir savaş açarak en ağır yaptırımlarla İran milletini dize getirmeyi hedefliyor.

Trump İran ile ilgili son tutumunda Bercam nükleer anlaşması hakkında geçmiş tavırlarını tekrarlamanın yanı sıra , Batı Asya bölgesine daha fazla askeri güç gönderme tehdidinde bulunup İran halkına karşı hakaretler yağdırdı. ABD başkanı bir kez daha hakaret içeren "terörist millet" ifadesini kullanarak , "onlar terörist millettir ve biz bunu tahammül edemeyiz" dedi. Trump sözlerini şöyle sürdürdü:  Ben bir çok İranlı tanıyorum  ve onlar harika insanlar. Ancak bu ülke çok kötü bir durumda bulunuyor ve ben buraya geldiğim zaman onlar teröre destek veriyorlardı."

Trump'ın İran milleti aleyhindeki kin ve nefret içerikli sözleri aslında İranlıları, İran İslam Cumhuriyeti'ni mağlup etme teşebbüslerine getirmedeki başarısızlığından kaynaklanıyor. İran halkı defalarca İslam Cumhuriyeti nizamına karşı ABD komploları ile mücadele bağlamında kendi azim ve vefakarlığını göstermiştir. Özellikle İran halkının islam inkılabı zaferi yıl dönümünde 22 Behmen yürüyüşlerindeki geniş ve benzersiz katılımı, 11 şubat 2019 tarihinde Trump'ın aleni bir şekilde yenilmesini ortaya koymuştur.

Trump, "İranlılar uzun zamandan beri acı ve zorluk içindedir ve daha iyi bir geleceği hak ediyorlar"iddiasında bulundu.   Trump attığı twitinde İran halkına karşı merhametli olduğunu iddia etti, ancak şimdi aynı milleti terörist olmakla suçluyor ve bu da İran halkı karşısında Trump'ın çelişkili tutumuna işaret etmekte.

Hal böyleyken İran halkı son 40 yılda hiç bir zaman Amerika'nın baskıları ve propagandalarının etkisinde kalarak İslam Cumhuriyeti nizamından yüz çevirmeye, kendi özgürlüğünü kaybetmeye ve Washington'un baskıcı isteklerine boyun eğmediklerini gösterdiler. ABD, İranlıları savaş propagandası , ekonomik baskı ve askeri tehdit ile kendi istekleri karşısında teslim alabileceğini zannediyor.,

Bu doğrultuda Trump yönetimi yaptırım maşasını kullanarak, İran halkının yaşam koşullarını daha zor  hale getirmeye çalışıyor, böylece İran'da bir istikrarsızlık ve huzursuzluk kaynağı oluşturmayı planlıyor.

Amerika'nın bu siyaseti tam manasıyla İran'ın iç işlerine müdahale etmek demektir ki uluslararası hukuk açısından gayri meşru ve BM'nin tüzüğü ve uluslararası kurallara da aykırıdır. Aynı zamanda Trump'ın tutumu İran karşısında şunu açıkça göstermektedir ki Trump İranlıları asla tanımıyor.

Geçtiğimiz on yılların deneyimi, İran'a karşı artan dış baskıların sonucunda dayanışmanın da arttığını göstermiştir. Halbuki  Trump İran'ı baskı altına alma konusunda yalnız ve münzevi hale gelmiştir. 4+1 üye ülkeleri defalarca onun nükleer anlaşma karşısında yıkıcı tutumunu ve İran ile ilgili olumsuz tavrını kınamış hatta Washington'un Avrupalı müttefikleri Bercam nükleer anlaşmasını koruma yönünde bayağı çaba sarf ediyorlar.

Atlantik Konseyinde İran meseleleri uzmanı Barbara Slavin bu hususta şunları kaydetti: Artık küresel dünya ABD'nin yanında değildir. Trump yönetimi uluslararası toplumu kendi siyasetlerine tabii tutmaya çalışıyor ancak bir çok ülke bu siyasetleri kabul etmiyor.  Bu nedenle, İran nizamı ilk aşamada kazandı ve nükleer anlaşmadan kaynaklanan zaferini güçlendirdi ve şimdi uluslararası arenada bir aktör olarak görülüyor. ”