Hollywood ve Trump’ın birbirini bozmakla uğraşmaları
(last modified Sun, 25 Aug 2019 16:17:05 GMT )
Ağustos 25, 2019 19:17 Europe/Istanbul
  • Hollywood ve Trump’ın birbirini bozmakla uğraşmaları

Amerika Başkanı Donald Trump geçen gün ülkesinin sinema sektörü Hollywood’u hedef alarak Hollywood dünyasını ırkçılıkla suçladı. Öte yandan Hollywood da Donald Trump'ı iğrenç bir tellal ve zorba biri niteliyor ve Amerikalı seçmenlerin tedbirsiz davranmaları yüzünden ABD Başkanı olduğunu savunuyor. Peki ama bu düşmanlık ve çatışma ne kadar gerçekçidir?

Amerika Başkanı Donald Trump’ın 10 Ağustos günü yaptığı açıklamanın üzerinden henüz bir kaç gün geçiyor. Trump şöyle dedi:

Ben Hollywood’da bulunan insanları seçkin ve becerikli bulmuyorum. Bence seçkin insanlar, çeşitli alanlarda çeşitli konuları takip eden insanlardır, oysa Hollywood gerçekten korkunçtur. Hollywood ırkçıdır. Hollywood’un yaptığı iş, ülkemize büyük bir zarar sayılır.

Kendisi azınlıkların hakkında ırkçı ve kin ve nefret uyandıran bir edebiyat kullanmakla suçlanan ve Amerika’da son ırkçı olayların yaşanmasında dolaylı bir şekilde rol ifa eden ABD Başkanı Trump twitter hesabında şöyle yazdı: Hollywood en yüksek düzeyde ırkçıdır ve büyük kin ve nefret uyandırıyor. Hollywood halkı kendini seçkin bilmeyi seviyor, oysa onlar seçkin değildir. Aslında onlara şiddetle karşı çıkanlar seçkindir. Onlar kendilerine özgü şiddet üretiyor ve ardından başkalarını tenkit ediyor. onlar gerçek ırkçılardır ve ülkemiz için çok kötü sayılır.

 

Gerçi ABD Başkanı Trump Hollywood’un ırkçılığına bir tek örnek bile sunmadı, fakat kendisi beyaz saraya ayak bastığı günden beri düzenli bir şekilde Amerika’nın eğlence sektörünü ve sinema ve medya çalışanlarını hedef alarak bu kesimden kamuoyu gözünde kötü bir imaj yaratmaya çalıştı.

Bu arada ABD Başkanı Trump’ın Hollywood hakkındaki son açıklaması muhtemelen The Hunt (Av) filmi ile ilgili olduğu düşünülüyor. Bu filmde Trump’ın taraftarlarının liberaller tarafından avlandıkları gösteriliyor. Bu liberaller esir aldıkları kişileri “iğrençler” şeklinde tanımlıyor. İğrençler tabiri Amerika’da 2016 başkanlık seçimlerinde demokrat aday Hillary Clinton’un Donald Trump taraftarlarından bazıları için kullandığı bir tabirdi.

 

Hollywood’un Av adlı eseri siyasi temaları ve Amerikan toplumunun ikiye bölünmesine göndermeleri ile birlikte Amerika’da son silahlı eylemlerden önce büyük ses getirmiş ve geniş hassasiyetleri tetiklemiş bir eserdi. Bu eserin 27 Eylül’de ekranlarda seyircileri ile buluşması kararlaştırılmıştı, fakat El Paso ve Dayton’da yaşanan silahlı olayların ardından yayın izni askıya alındı.

Aslında bu filmin muhafazakarları avlayan liberallerin üzerinde mi odaklandığı pek bilinmiyor, fakat görecede insanları avlayan bir avuç zengin hakkında olduğu anlaşılıyor. Filmin özetinde 12 yabancı bir ormanda uyanıyor. Bunlar nerede olduklarını ve buraya nasıl geldiklerini bilmiyor. Bunlar ayrıca özel bir amaç için, yani av olmak için seçildiklerini de bilmiyor.

 

Hollywood dünyası son yıllarda da her acı olayın ardından şiddet içerikli filmlere tepki göstermişti. Örneğin Warner Brothers firması 11 Eylül 2001 olaylarından sonra, aksiyon filmlerinin yıldızı Arnold Schuvartzenger’in baş rolünü oynadığı Collateral Damage adlı eserin ekran edilmesini erteledi. Zira bu filmde bomba eylemi sahneleri vardı. MGM firması da 2017 yılında Las Vegas kentinde yaşanan silahlı eylemin ardından Death Wish adlı filmi bir kaç ay erteledi.

Hollywood dünyasının bu tür tepkilerinin bir başka örneğinde, Ağustos 2015’te USA kablolu TV kanalı Mr. Robot adlı dizinin birinci sezonunun son bölümünü yayımlamayı erteledi, zira bu bölümün sahneleri o günlerde yaşanan cinayetlere büyük benzerlik arz ediyordu. Nitekim son bölümün yayımlanacağı günde Virjinia eyaletinde WDBJ kanalının muhabiri ve kameramanı sabah haber programı için canlı rapor hazırladıkları sırada eski meslektaşlarının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmişti.

Medya uzmanları ABD Başkanı Donald Trump’ın son açıklamasını, Amerika’da yaşanan iki silahlı eylemden sonra ağır bir şekilde baskı altında kalması yüzünden yaptığını belirtiyor. Teksas eyaletinin El Paso kentinde bir mağazada halkın üzerine ateş açan silahlı saldırgan bir bildiri yayımlayarak bu cinayetini Latin kökenlileri Teksas eyaletine saldırmalarına tepki olarak işlediğini belirtti. Saldırı tabiri bundan önce birçok kez Trump tarafından Amerika’ya gelen göçmenler için kullanılmıştı. Trump geçenlerde de ABD temsilciler meclisinin dört Afrika kökenli üyesi hakkında yaptığı açıklamada bu insanları “sorun yaratan bir avuç ırkçı” nitelemiş ve ülkelerine geri dönmeleri gerektiğini söylemişti.

 

Aslında Amerika’da Donald Trump Başkan seçildikten sonra Hollywood dünyası da büyük bir ızdırap sürecine girdi. Hollywood’un önde gelen ünlü şahsiyetleri başkanlık seçim sonuçlarının sonuna yaklaştıkça, sosyal paylaşım sitelerinde Trump’ın beyaz saraya girmesinden duydukları kaygıyı dile getirmeye başladı ve hatta bir çokları şaka mahiyetine olsa bile veya ciddi olarak Kanada’ya göç etmekten söz etmeye başladı. O günlerde twitter sitesi Hollywood halkının Trump’ın seçilmesinden duyduğu kaygı ve ızdırabı yansıtan tweetlerle dolup taşmıştı.

 

İşte o günlerden itibaren Hollywood yıldızları ve şahsiyetleri sürekli bir çaba sarf ederek ve şan ve şöhretlerinden yararlanarak Donald Trump’ın bir sonraki başkanlık seçimlerini kazanmaması için bastırıyor.

Donald Trump beyaz saraya girmeden önce 120 kadar Hollywood yıldızı ve şahsiyeti ortak bir mektup yazarak Amerika halkından Hillary Clinton’a oy vermelerini ve New Yorklu milyarder Trump’ın ABD Başkanı olmasına müsaade etmemelerini istemişti. Dustin Hafman, Robert Deniro, Kevin Spaicy, Angelina Jullie ve en son Oscar ödüllü yönetmen Alhandro İnarito ve diğer  birçok Hollywood yıldızı ve yönetmeni Donald Trump aleyhinde tavır koyan Hollywood şahsiyetleriydi.

 

Meksika asıllı ünlü yönetmen İnarito, tepkisini, Trump’ı ağırlayan ülkesi Meksika cumhurbaşkanına gösterdi. İnarito, Cumhurbaşkanı Pena’nın Trump’ın Meksika halkına yönelik saygısızlığı ve çirkin yorumları karşısında durması ve onu kabul etmeyi reddetmesi gerekirdi, dedi.

El Pais dergisinde bir yazı yayımlayan İnarito şu ifadelere yer verdi:

Trump’ın Meksika Cumhurbaşkanı ile görüşmesi, Meksika hakimiyetinde bir ihanet ve bu hakimiyette büyüklüğün yokluğunun işaretidir. Milletimizi bütün dünyanın gözü önünde hakaret eden biri nasıl ağırlanabilir? Bu, büyüklüğün ve vakarın yokluğunu gösterir. Bu durum bize hakaret eden ve tüm azınlıkların ve 16 milyon Meksikalı göçmenin hayatını tehlikeye atan birine destek verme anlamına gelir.

 

Robert Deniro da sürekli ABD Başkanı Donald Trump hakkında sert sözler sarf eden Hollywood yıldızlarından biridir. Deniro Saraybosna film festivalinde yaptığı konuşmada Donald Trump’ı mutlak mecnun niteledi ve onu Taksi Şöförü filminin esas karakterine benzeterek bu karakterden hiç bir eksiği olmadığını söyledi. Bu karakter zihinsel engelli biridir.

Deniro şöyle dedi: Tanrı yardımcımız olsun. Onun (Trump’ın) söyledikleri tamamen mecnunvari sözlerdir, saçmadır, o büsbütün delidir.

George Kloni de genellikle Trump’ı protesto edenlere katılan ve Trump’ın sözlerine ve tutumuna tepki gösteren Hollywood dünyasının bir başka yıldızıdır. Trump’ı İslam karşıtı tutumu yüzünden sert bir şekilde eleştiren Amerikalı yıldız, Müslümanlardan korkmak için hiç bir sebep bulunmadığını, Amerika halkı Müslümanlardan, göçmenlerden ve kadınlardan korkmadığını belirtiyor.

 

Amerikalı ünlü sinema eleştirmeni Debora Young, son yıllarda Hollywood eserlerinin yüzde 90 kadarı Trump karşıtı eserler olduğunu belirtiyor. Amerikalı eleştirmen, bu muhalefetin sebebini bilemediğini, fakat sinema sanata belli bir sanat şekli olduğunu ve farklı görüşlere sahip olan insanların farklı sanatsal formlarını bir araya getirdiğini bildiğini kaydediyor. Young ayrıca bağımsız olan ve para pul peşinde olmayan insanların ABD Başkanı Trump’la hiç bir ilgileri olamayacağına inandığını belirtiyor.

Buna karşın Hollywood halkı ile ABD Başkanı Donald Trump arasında sözlü saldırılar tüm hızıyla devam ediyor ve görecede her biri karşı tarafı Amerika’nın bugün içine düştüğü durumdan çirkin sözler ve ifadeler sarf ederek sorumlu tutuyor. Ancak gerçekte her iki taraf karşı tarafın başarılı olan yöntemlerinden kendi çıkarları doğrultusunda yararlanmaya çalışıyor.

Tahran üniversitesi öğretim üyesi Dr. Muhammed Mehdi Mezahiri bu konuda şöyle diyor: Amerika’da siyasi çarkı felek, son bir bir kaç yılda Trump’ı daha çok bir TV sunucusu ve medya imajı olarak değerlendirmek gerektiğini gösteriyor. 2004 yılından beri şimdiye kadar Trump’ın “stajyer” adlı programının 150 bölümü NBC kanalından yayımlandı ve Amerika toplumunun onu tanıması her şeyden ziyade bu programla ilgilidir. Bu programda Trump efsanevi bir işadamı olarak seçkin bir stajyeri seçiyor ve ona iş ve nakit para ödülü veriyor.

Aslında Donald Trump şimdi medya karakterini bir TV şovunun kahramanından bir Marvel süper kahramana çevirmeye çalışıyor. G-7 zirvesini yarıda bırakmak, Kuzey Kore lideri ile tokalaşmak için Doğu Asya bölgesine uçmak ve bu ülkeyi bir kaç saat içinde nükleer silahlardan arındırmak gibi hareketler siyasi ve diplomatik bir misyon olmaktan ziyade Marvel süper kahramanlarının dünyayı binlerce kez şer mahlukların elinden kurtarışlarında gerçekleştirdikleri saçma misyonlarını andıran hareketlerdir. Bu karşılaştırmayı tamamlamak için Trump’ın başkanlık uçağının basamaklarından çıkarken sıktığı yumruğunu göstermesi ve zafer işareti olarak tebessüm etmesi de hiç kuşkusuz Hollywood’un süper kahramanlarının filmin sonundaki sekansta sergiledikleri davranışın benzeri bir davranış olduğu belirtilmelidir.

Buna göre şimdi bir tek Hollywood’un Donald Trump’ın ticarette izlediği yöntemleri izlemeye başlamasını bekleyip görmek gerekir. Gerçi Hollywood bunu da bir ölçüde yapmaya başlamıştır. Hollywood daha fazla gelir elde etmek için her türlü ahlaki ve insani kırmızı çizgileri ayaklar altına almış ve hatta tarihî gerçekleri bile tahrip etmiştir.

İşte bu yüzden atalarımızın söylediği şu atasözü hatırlamamak elde değil:

“Tencere dibin kara, seninki benden kara.”