NATO'nun Londra zirvesi

Londra'da düzenlenen NATO zirvesi, üyeler arasındaki ihtilafların devam ettiği ve her zamankinden daha fazla göze çarptığı bir sırada düzenlendi.

Londra zirvesinde NATO'nun durumu ve mahiyeti, NATO'nun Rusya ve Çin ile ilişkileri ayrıca bu örgütün bütçe konuları, katılımcılar ve üyeler tarafından ele alınan temel konulardandı.
Amerika başkanı Donald Trump'ın bu zirveye katılması da birçok tartışmaya yol açtı öyle ki Trump Londra'yı ve NATO zirvesini son basın toplantısına katılmadan terk etmeyi tercih etti. Defalarca NATO'yu ve Avrupalı üyelerinin bu örgütün masraflarının karşılanmasındaki rolünü eleştiren ve bu ülkelerin askeri bütçelerinin az olmasından şikâyetçi olan Trump bu zirvede de bütçe meselesini öne sürerek Avrupalı ülkeleri bütçeyi karşılamaya yönlendirmek istedi. 
Bu zirvede NATO üyesi ülkeleri başkanları askeri bütçelerinin arttırılması ve Örgüt masraflarının karşılanması hususundaki paylarının arttırılmasına onay verdiler. 
Trump bu çerçevede Twitter üzerinden şöyle bir mesaj yayımladı: "Sahte haberler veren medya organları, mümkün olduğu kadar benim Londra'ya NATO zirvesine katılmak üzere yaptığım ziyareti küçümsemek ve önemsizleştirmek istiyor. Halbuki ben NATO üye ülkeleri liderleri yanında yer aldım ve onları yılda 130 milyar dolar daha fazla masrafları karşılamaya zorladım. Bu rakam ise gelecek 3 yıl içerisinde 400 milyar dolar kadar olacaktır. "
Trump bütçe artışını kendi gücü sayesinde gerçekleştiğini gösterip bu hususu Amerika içerisindeki propagandif çalışmaları ve 2020 başkanlık seçimi yönünde kullanmak isterken Buckingham Saray'ından Britanya kraliçesi ev sahipliğinde Kanada, Britanya, Fransa ve Hollanda liderlerinin katıldığı NATO liderleri akşam ziyafetinden yayımlanan karelerde Trump'ın alay konusu olması, bu hususun sorgulanmasına neden oldu. 
Amerika eski başkan yardımcısı Joe Biden bu hususta Twitter'dan şöyle bir mesaj yayımladı: "Dünya Trump'a gülmektedir. Onlar onu olduğu gibi görürler. Küresel liderlik için tehlikeli derecede kifayetsiz ve güçsüz. Biz ona başkomutan makamını 4 yıl daha emanet edemeyiz. "
Bu zirvede Rusya ve Çin konusu da üye ülkeler arasında tartışılan önemli konulardandı. Gerçi sonuç bildirisinde Rusya yine ciddi tehdit ve düşman sayıldı ancak Macron gibi kimi NATO üyeleri Rusya'yı düşman değil sadece tehdit saydı. 
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bu hususta şöyle yazdı: "NATO Rusya ile  diyaloğa inanmaktadır. Bence Rusya ile daha yakınlaşmalıyız. "
NATO'nun hüviyeti ve mahiyeti ayrıca askeri bir koalisyon olarak misyonları, bu zirvede ele alınan diğer konulardandı. NATO'nun beyin ölümünden söz eden Emmanuel Macron'un sözleri, NATO üyeleri arasındaki son tartışma konularındandı. Öyle ki Trump, Macron'un NATO'yu eleştirisini "çok tiksindirici" nitelerken, NATO genel sekreteri ise aktif bir örgüt olarak görevlerini hemen yerine getirdiğini belirtti. 
Fakat tüm bu eleştirilere rağmen Macron bir kez daha kendi yaklaşımına vurgu yaparak  şöyle bir açıklamada bulundu:  "Hala sözümün eriyim. Bu bizim ortak görevimizdir. NATO'nun mahiyetini belirlemeden paralarımızı savurup askerlerimizin hayatını tehlikeye düşüremeyiz. "
Böylece Londra zirvesi, tüm üyelerin ihtilaflarına rağmen üye ülkelerin güvenliğinin sağlanması ve terörizm ile mücadele hususunda ortak bir görüşe sahip olduğu, Rusya ve Çin'in tehdit sayıldığı bir ortamda sona erdi./