Gürcistan'dan İran'a Terörizm ile Mücadelede İşbirliği Çağrısı
(last modified Sat, 21 Dec 2019 05:24:18 GMT )
Aralık 21, 2019 07:24 Europe/Istanbul
  • Gürcistan'dan İran'a Terörizm ile Mücadelede İşbirliği Çağrısı

Gürcistan dini meseleler kurumu başkanı ve başbakan danışmanı İran olmak üzere bölge ülkeleri ile dini radikalizme karşı ortak mücadele çağrısı yaptı.

Zaza Vaşakmadze Çarşamba günü İran İslam Cumhuriyeti'nin Gürcistan'daki kültür ataşesi, Gürcistan Müslümanlar idaresi ve radikal ve tekfirci hareketler ile mücadele daimi  sekreterliğinin iş birliği ile Tiflis'te düzenlenen  " dini maariflerin radikal ve tekfirci hareketler ile mücadelede rolü " başlıklı uluslararası konferansta yaptığı açıklamada, "Gürcistan İran İslam Cumhuriyeti olmak üzere bölge ülkeleri ile dini radikalizmle mücadele alanında ortak faaliyetler ve işbirliği yapmaya hazırdır." dedi.

Uluslararası dini maariflerin radikal ve tekfirci akımlarla mücadeledeki rolü konferansı “radikalizm ve şiddetten arındırılmış bir dünya” günü ile eşzamanlı düzenlendi.

Bu konferans dinler arası bilimsel işbirliklerinin geliştirilmesi ve radikal düşüncelerin yayılması karşısında oy birliğinin sağlanması ve de tüm tevhide dayalı dinlerin ilkelerinden ve temellerinden biri olan şiddet ve radikalizmin nefyedilmesi doğrultusunda düzenlenmektedir.

Aslında Gürcü yetkililerinin çağrısının önemi, İran İslam Cumhuriyeti'nin radikalizm ve terörizm ile mücadele geçmişi ile anlam kazanıyor. İran İslam Cumhuriyeti, özellikle 90'lı yıllarda aşırıcı ve radikal grupların oluştuğu ve yayılması ile sarsılan bir bölgede yer almaktadır. Buna rağmen İran kendi iç güvenliğinin sağlamasının yanı sıra terörizmle mücadele için bölgesel bazda da teröristler karşısında sağlam bir set oluşturmuştur.

Ayrıca İran İslam Cumhuriyeti her daim komşu ülkelerde de istikrar ve huzurun sağlanması peşinde olan gruplara ve hareketlere destek vermiştir. Nitekim geçen yıllarda da görüldüğü gibi Irak ve Suriye gibi ülkelerde İran tarafından desteklenen Direniş Ekseni, IŞİD gibi tekfirci terör örgütlerini yenilgiye uğratmıştır.

Bu yüzden İran İslam Cumhuriyeti'nin bölge çapındaki tecrübeleri, Kafkasya ve Orta Asya'da da radikalizmin ve aşırıcılığın önlenmesinde, terör akımları ile mücadelede ve şiddete ve teröre zemin hazırlayacak çatışmalar ve anlaşmazlıkların çözümünde etkili olabilir.

Dünyada terörizm ile mücadele deneyimi ise bu hususun dünyanın farklı noktalarında çok taraflı iş birliğine ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Çünkü terör ve aşırıcılık faaliyetleri, dünyanın birçok noktasından yönetilen fikri, mali, silah ve insani kaynaklara sahiptir. Bu yüzden sadece bir ülkede bu terör ve radikalizm kaynakları ve akımları ile mücadele bu şiddet ve terör sürecinin kontrolünde kesin bir sonuç doğurmayacaktır.

 Bölgede de geçen yıllarda görüldüğü gibi Suriye ve Irak'ta güvensizlik ve kaos ortamı hakim olduğu zaman radikal ve terör örgütleri Avrupa'dan ve Orta Asya ülkelerinden militan devşirdi. Şimdi de terör ve radikalizmin özellikle de bölgedeki varlığının Batılı devletler tarafından oluşturulduğu ve yönetilmek istenmesine kesin gözü ile bakılmaktadır.

Aslında Batı terör örgütlerine yönelik hep çifte standartlı bir yaklaşım sergileyerek IŞİD gibi terör örgütlerini de kendi emperyalist çıkarları doğrultusunda kullanmıştır.

Aslında İran ve diğer bölge ülkeleri ister Kafkasya'daki Gürcistan, ister diğer bölge ülkeleri bu alanda iş birliği yaparak Batı'nın bu çıkarcı girişimlerini etkisiz hale getirip radikalizm ve terörün köklerini etkin bir şekilde kurutabilir.

Fakat terörizmin tam olarak köklerinin kazınması için büyük bir kültürel hareketin başlatılmasına da ihtiyaç vardır. Nitekim Suudi Arabistan'ın Vahabiyet düşüncesi en çok da terörün işine yaramıştır. Bu doğrultuda bölge ülkeleri bu düşünceler ile de mücadele etmek zorundadır. Bu husus ise hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir./