Avrupa'nın karşılaştığı stratejik sorun, Trump’ın tek yanlılığı
Avrupa Birliği ve Amerika ilişkileri başkan Donald Trump döneminde ciddi sorunlarla karşı karşıya gelmiştir. Trump’ın tek yanlılık siyaseti ve adeta at koşturması bu ülkenin son 3 yılda bir çok ikili ve uluslararası konuda ben eksenli stratejisi izlemesine sebep olurken, Atlantik ötesi sorun ve ihtilafların artmasını beraberinde getirmiştir.
Bu bağlamda Almanya başbakanı Angela Merkel şöyle diyor: Ülkeler arasına her iki tarafın yararlı olacağı ortaklıklar oluşunca, her iki tarafın kazanacağı ortamı oluşur ve bu görüş, hali hazırda bir çok artan baskıya maruz kalmıştır.
2. dünya savaşının ardından çok taraflı siyasetler, Avrupa ülkelerinin ilişki ve dış siyasetlerinin ekseni haline geldi. Bu ülkeler son on yıllarda gerginlikleri azaltmak ve ilişkileri geliştirmek bağlamında çok taraflı siyasetleri, dış siyasetlerinin ekseni haline getirmeye çalıştılar.
Bu bağlamda siyasi ilişkilerin tekrar açıklanması, ekonomi ilişkilerin geliştirilmesi ve çeşitli ticari anlaşmaların imzalanması ise dikkate alındı; fakat siyasi ortamın değişmesi ve özellikle de 2016 yılında Trump’ın işbaşına gelmesi ile çok taraflı siyasetler sorunla karşılaştı.
Trump, “önce Amerika” sloganıyla sadece ve sadece Amerika’nın siyasi ve ekonomik çıkarlarının sağlanmasını dikkate alıyor ve Bercam nükleer anlaşmadan çekilmek yada Atlantik ötesi ikili anlaşmaları feshetmek ve ticari savaş başlatmak ayrıca gümrük tarifelerini resmen ve pratikte arttırmak gibi tek yanlı girişim ve kararlarla çok taraflı siyasete bir tehdide dönüştü.
Trump şöyle diyor: Gelecek, küreselleşme yanlılarına ait değildir, vatanseverlere aittir. Gelecek, bağımsız ve hakimiyet hakkına sahip olan, vatandaşlarını savunan ve her ülkeyi özelleştiren ihtilaflarla övünen milletlere aittir. Bu yüzden biz Amerika’da “ulusal canlılık” adlı ilginç bir programı gerçekleştirmekle meşgulüz.
Amerika başkanı açısından değer ve asalete sahip olan tek şey sadece Amerika’nın iç ve uluslararası çaptaki çıkarları ve hedefleridir. Ona göre Amerika en güçlü ekonomi ve orduya sahip olduğu için diğer ülkeler ona boyun eğmeli ve Amerika’nın istediği her şeyi gerçekleştirmelidir. Bu yüzden Amerika’nın çıkarları veya isteğine karşı hareket eden her ülke cezalandırılmalı veya tecrit edilmelidir.
Trump’ın bu düşüncesi son yıllarda Amerika’nın dış siyasette ve hatta müttefikleri ile ciddi sorunlar yaşamasına sebep olmuştur. öyle ki Avrupa ülkeleri defalarca Washington’un bu tutumunu eleştirerek, yeni dünya düzenini ve küresel istikrar ve barışı bozduğunu savunuyorlar.
Almanya cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Amerika başkanının bu tek yanlı siyasetini eleştirerek, “ülkeleri ortadan ayıran yeni duvarların inşa edildiğini, ümitsizlik ve hayal kırıklığı, öfke ve nefretten yapılan üstelik ülkeleri çok da iyi ayıran görünmeyen duvarlar; özet olarak birleşmemiz yolunda duvarlar vardır.
Bu arada Avrupalı yetkililer her ne kadar Trump’ın tek yanlı siyasetlerini eleştirseler de yine Trump’ın izlediği siyasetler ve Avrupa’da ayrılıkçı ve aşırıcı akımlara desteği, Avrupa’nın dünya gelişmelerindeki rolünün zayıflaması ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında iç ihtilafların artmasına sebep olarak Avrupalı yetkililerin başını ağrıtıyor. Nitekim Merkel de bu konuya işaretle, “Avrupa artık dünya gelişmelerinin odağı değil” diyor.
Görünüşe göre Avrupalı yetkililer Trump’ın tek yanlı siyasetleri ve onun Amerika’nın gücü ve çıkarlarını koruma vurgusunun diğer ülkelere olan etkisinden endişeli olmalarından çok, dünya denklemlerinde kendi ağırlıklarının hafiflemesinden endişelidirler; bu konu, Merkel’in “jeopolitik rolün tasarlanması”nı önermesine sebep oldu.
Görünüşe göre Avrupa mevcut stratejik sorundan çıkmak ve uluslararası düzende rol almak için, Trump’ın tek yanlılığına karşı mücadele ve çok taraflılık siyasetini desteklemeye ilaveten Amerika’dan bağımsız ve mevcut küresel düzenin gerçeklerine dayalı yeni bir stratejiyi tasarlamaları gerekiyor. /