Amerika Küresel Barış İçin En Büyük Tehdit
(last modified Tue, 25 Feb 2020 05:16:59 GMT )
Şubat 25, 2020 07:16 Europe/Istanbul
  • Ortega
    Ortega

Amerika'nın Latin Amerika ülkeleri içişlerine karışmasının devam etmesi ve tehdit ve kaba kuvvete baş vurması ile Nikaraguay cumhurbaşkanı Washington'un bu ülkeye karşı hasmane girişimlerini eleştirerek Amerika hükümetini küresel barışın en büyük tehdidi olarak niteledi.

Nikaraguay Cumhurbaşkanı Daniel Ortega  ülkesinin Washington'un yayılmacı ve hasmane siyasetlerinin kurbanı olduğuna değinerek Amerika hükümetini uluslararası kuralların en büyük ihlalcisi olarak niteleyip, Amerika'nın Nikaraguay ve diğer ülkeler aleyhindeki hasmane girişimlerinin Birleşmiş Milletler Teşkilatı anlaşmasının açık ihlali olduğunu söyledi. 

Washington aylardır Latin Amerika'nın solcu hükümetleri aleyhinde insan hakları ihlalleri iddiaları ile Nikaraguay ve Cumhurbaşkanı Daneil Ortega solcu hükümetine karşı siyasi baskılar uygulamaktadır. 

Nikaraguay  Nisan 2018'den beri hükümet karşıtı itirazlar ve kaos süreci ile karşı karşıya bulunuyor. Bu çerçevede Ariel Ortega'nın cumhurbaşkanlığı makamından uzaklaştırılması istenmiştir. Amerika ise uluslararası kuralları ve ilkelere aykırı olarak her daim Nikaraguay içişlerine açık bir şekilde müdahale edip hükümet karşıtlarını desteklemiştir. Bu ülkede itirazların bitmesine rağmen Washington'un Nikaraguay aleyhindeki müdahaleci siyasetleri ise devam etmektedir. 

Birçok Latin Amerika ülkesi özellikle de bu bölgenin solcu ülkeleri son zamanlarda Amerika'nın doğrudan ve dolaylı baskıları altındadır.  Gerçekte Amerika makamları  Monroe doktrini çerçevesinde  Latin Amerika'ya musallat olmak ve bu bölgeyi arka bahçesine çevirmek istiyor. Gerçi son onyıllarda görünüşte bu siyaset Washington tarafından izlenmedi ancak Donald Trump'ın Amerika başkanlığına gelmesi ile ve de bölgesel ve küresel bazda siyasetlerin değişmesi ile Washington makamları bir kez daha Latin Amerika'ya odaklandı. Bu çerçevede Amerika eski ulusal güvenlik danışmanı Monroe Doktrinine değinerek  açık bir şekilde Latin Amerika'yı Washington'un özel nüfuz alanı olarak tanımlayarak Amerika'nın Monroe doktrini hedefleri doğrultusunda bu bölgedeki ülkelerin içişlerine müdahale hakkına sahip olduklarını öne sürdü. 

Bu açıdan Amerika başkanı Donald Trump da son yıllarda Latin Amerika ülkelerinde nüfuzunu arttırmak için bu ülkelere özellikle de Venezuela, Küba ve Nikaraguay'a siyasi ve ekonomik baskılar uygulamaya başlamıştır. Bilindiği üzere anılan ülkeler adalettaleplik ve anti-kolonyalizm ülkülerine bağlı hükümetler tarafından yönetilmektedirler. Gerçekte Amerika makamları baskı uygulayarak, yaptırımlar, darbeler, korkutma, muhalefeti desteklemek sureti ile Latin Amerika'daki solcu hükümetleri devirmek ve kendi yandaş hükümetlerini bu ülkelerde kurdurmak istiyorlar. Bu doğrultuda Amerika kukla yönetimler ile bölgede yerini sağlamlaştırmak istiyor. Nitekim Amerika Venezuela'da bu ülkenin yasal cumhurbaşkanı Nicolas Maduro'yu devirmek ve kendi yandaşı Juan Guido'yı yönetim başına getirmek istiyor. Bu çerçevede Küba ve Nikaraguay'a yönelik baskılar da devam etmektedir. 

Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo  müdahaleci açıklamalarda bulunarak Nikaraguay hükümetini, özgür ve adil seçimlerin düzenlenmesini desteklemesi gereken başına buyruk bir hükümet olarak adlandırdı. Pompeo bu çerçevede şöyle bir açıklamada bulundu: "  Venezuela'da  da özgür ve adil seçimler düzenlenmeli. "

Küba, Venezuela ve Nikaraguay hala Amerika'nın baskıları ve yaptırımları ile karşı karşıyadırlar. Washington makamları  farklı yollara ve kumpaslara baş vurarak özellikle de ekonomik yaptırımlar ve baskılar ile bu ülkelerin makamlarına diz çöktürmek istiyorlar. 

Nikaraguay cumhurbaşkanı Ortega  Amerikalıların şantaj ve dünya ticaret kurallarını ihlal ederek ortaklarına bile ihanet ettiğine değinerek şöyle bir açıklamada bulundu: "Biz hiçbir zaman Amerika'nın yaptırımlarını kabul etmeyeceğiz. Çünkü uluslararası kurallar dahilinde değildir. Bu yaptırımlar tek taraflı ve yasa dışıdır. 

Washington'un tüm çabalarına rağmen Nikaraguay ve Venezuela gibi ülkeler hala kolonyalizm ile mücadele gibi ülkülerine bağlı kalmış ve halklarının desteklerinden de yararlanıyorlar. Bu yüzden Washington'un, tehdit, korkutma ve yaptırımlar ile bu ülkelerdeki halkın desteğinden yararlanan hükümetleri devirmesi pek mümkün görünmüyor. Buna rağmen Washington tacize ve savaştalepliğe dayalı hasmane siyasetlerini hem Latin Amerika hem de Batı Asya ve tüm dünyaya yönelik sürdürmektedir. Bu yüzdendir ki Nikaraguay Cumhurbaşkanı Ortega Amerika hükümetinin küresel barış için en büyük tehdit olduğunu söylüyor.