Johnson'dan Amerika ile Ticari Müzakerelerin Zorluğu İtirafı
Britanya'nın Avrupa Birliği'nden 31 Ocak 2020'de çıkmasının kesinleşmesi ile şimdi de Britanya Muhafazakar hükümeti küresel ekonomik güçler özellikle de Amerika ile yeni ticari ilişkiler kurmaya çalışıyor. Eskiden yapılan kimi tahminlere göre Londra şimdi de Washington ile ticari bir anlaşmanın zorluğunun farkına varmıştır.
Britanya dışişleri bakanı Boris Johnson ise BREXİT sonrası Amerika ile ticari müzakerelerin başlamasının eşiğinde BREXİT'ten doğan ekonomik hasarın karşılanacağını söyleyip şöyle bir uyarıda bulunmuştur: "Ticaret alanında en iyi müzakerecilere sahibiz. Ancak müzakere sürecinin de belli başlı zorlukları vardır. "
Britanya dış ticaret bakanlığının bildirisine göre Amerika ile BREXİT sonrası ticari ilişkiler milyarlarca pound bu ülkeye kazandırmış ve toplamda da İskoçya, Kuzey Doğu ve İngiltere merkezi lehine olacaktır. Amerikalılar da her daim Britanya'nın ulusal sağlık düzeninde katkılarını arttırmaya vurgu yapmışlarsa da Britanya dış ticaret bakanlığı bildirisinde bu ülkenin halkı bu alana hassas olduklarından dolayı bu sektör Amerika'ya bırakılmayacaktır. Ayrıca Amerika gıda sektöründe de Britanya'nın standartları ile uyuşmayan bir düzene sahip olduğu için bu alanda da Amerikalılara yatırım yapmaya müsaade edilmeyecektir. Anılan bildiri içecek ve otomotiv sektörünün Britanya'nın Amerika ile ticarette en çok etkilenecek sektörler olduğunu gösteriyor. İki tarafın müzakerelerinin ise gelecek bir kaç gün içerisinde başlaması ve toplantıların mekanının da iki ülkede olacağı söylenmelidir.
Britanya ve Avrupa Birliğinin müzakerelerinin başlaması ile ilgili tarihlere rağmen Londra hükümeti mevcut yılın sonuna dek sonuca varılmasını istiyor. Ancak yine de şimdilik Amerika ile müzakereler için bir ültimatom belirlenmedi.
Britanya başbakanı Boris Johnson ise Amerika ile geniş çaplı ilişkler kurmaya da büyük umutla yaklaşmaktadır. Buna rağmen Trump hükümeti Londra karşısında patronlar misali talimat vermeye devam ediyor. Washington Britanya'nın Avrupa Birliğinden ayrılması yüzünden Londra üst düzey makamlarına isteklerini dayatıp nüfuzunu da arttırıp Londra'yı uydu hükümete dönüştürmek istiyor. Bu çerçevede ekonomik ve ticari istekler de söz konusudur. Böylece Trump ilk girişiminde Britanya hükümetine Çinli Huawei şirketi ile ilişkilerini kesmesini istedi. Trump hükümeti bir yandan da bu ülkenin muhafazakar hükümetinin vergi siyasetlerine de karşıdır. Trump Johnson'u kendi emir kulu olarak zannedip tüm istediklerini ona dayatabileceğini düşünüyor.
Buna rağmen Londra'nın kimi alanlarda Washington'a boyun eğmemesi ise iki ülkenin ilişkilerinin gelecekte engebeli bir döneme ayak basacağını gösteriyor.
Gelecek müzakere sürecinde de Trump hükümetinin Londra'ya karşı üstünlük taslayacağından yola çıkarak şimdiden Britanya'nın Amerika'ya umut bağlamak yerine yine de Avrupa Birliği'ne ticari anlamda yönelmesi önerilmektedir.
Britanya işçiler federasyonu genel sekreteri Frances Ogrady ise Johnson hükümetinin Amerika ile sıcak ilişkiler kurup ticari anlaşmalara varması yerine Avrupa Birliği ile daha iyi bir anlaşmaya bel bağlaması gerektiğini söyledi. Ona göre Amerika ile uygunsuz bir anlaşma Britanya devlet sektörünü, çevre ve gıda standartları alanını kötü yönde etkileyecektir.
Amerika Avrupa Birliğinin ardından Britanya'nın en büyük ticari ortağı sayılıyor. Britanya 2018 yılında Amerika'ya yüzde 19 kadar ihracat yapıp yüzde 11 kadar da ithalat yaptı. Aynı yılda Avrupa Birliği Britanya'nın ihracatının yüzde 45'ine ve ithalatının yüzde 53'üne sahipti. Londra'nın Washington'un özel bir ticari ortak görme düşüncelerine rağmen ancak halihazırda Trump hükümetinin sadece tamamen Amerika çıkarları doğrultusunda olan isteklerini Londra'ya dayatmak istediği anlaşılmaktadır.