Amerika adının, BM ırkçılığa karşı bildiriden silinmesi
(last modified Sun, 21 Jun 2020 03:05:26 GMT )
Haziran 21, 2020 06:05 Europe/Istanbul
  • Amerika adının, BM ırkçılığa karşı bildiriden silinmesi

Amerika’da köklü ırkçılığa karşı itirazlar devam edip, siyahi George Floyd’un ırkçı polis tarafından cinayetine karşı halkın öfke ateşi hala yanarken, Amerikalı yetkililer baskı ve nüfuz çalışmaları ile, ülkede ırkçılığa karşı küresel eylemleri engellemeye çalışıyorlar. Bu bağlamda BM insan hakları konseyinin ırkçılığa karşı bildirisi, Amerika adının silinmesi ile onaylandı.

BM insan haklar konseyi ırkçılığa karşı karar taslağını değiştirmenin ardından Amerika adına değinmeden organize ırkçılık ve polisin vahşiliğini kınadı.
Dünyada polisin ırkçı şiddetinin odağı olan Amerika’nın adının da yer aldığı karar taslağı, İran İslam cumhuriyetinin desteği ile Afrika ülkeleri tarafından sunulmuştu. Karar taslağında Amerika ve diğer bazı ülkelerde, organize ırkçılıkla ilgili araştırma yapılması istenmişti.
Karardan Amerika’nın adı, bu ülkenin yaklaşık 4 haftadan beri ülke çapında ırkçılıkla mücadele gösterilerine sahne olduğu bir ortamda silindi. Gösteriler 25 Mayıs günü Amerikalı beyaz bir polisin Afrika kökenli siyahi George Floyd’u Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde acımasızca öldürmesi ardından baş gösterdi.
BM inan hakları yüksek komiseri  Michelle Bachelet, Amerikalı siyahi George Floyd cinayetinin ülke polis güçleri tarafından gerçekleşmesini, “yarım kalmış vahşilik” şeklinde değerlendirirken, sistematik ırkçılığın sembolü olduğunu belirterek, “günümüzdeki ırkçı şiddetlerin arkasında, sistematik ırkçılık ve ırkçı siyasetler ve kölecilik ve sömürgecilik döneminin mirası ile mücadeledeki başarısızlığın olduğunu” söyledi. 
Amerika adının karar taslağından silinmesi ise ırkçılıkla mücadele edenlerin öfkesine sebep oldu, zira Amerika tarihi, tüm dönemlerde ırkçılığın kanıtı olduğu, üstelik başkan Trump döneminde ise bu sorunun yoğunlaştığı biliniyor. Trump birçok konuşmasında dolaylı veya dolaysız olarak beyazların üstün ırk olduğunu söyledi ve hatta Floyd cinayetine karşı protestocuları ise isyancı olduğunu belirterek onlara karşı şiddet uygulanmasını istedi.
Houston Üniversitesi Amerikan ve Afrika Tarihi Araştırma Profesörü Gerald Horn, Amerika güvenlik güçleri ve polisin renkli derililere karşı siyah karne ve geçmişlerine işaretle, “Bu sorunun kökünü kölecilik döneminde aramak gerekiyor. Siyah derililer kendi iradeleri ile Amerika’ya gelmediler, köle olarak beyazlar tarafından bu kıtaya getirildiler. Bu bizim, içinde yaşadığımız acı bir trajedidir.” Dedi.
Şimdi ise ırkçılığa karşı bildiri, tüm çalışmalara rağmen metninde birçok değişikliğin yapıldığı ve Amerika adının silindiği bir şekilde onaylandı; bu konu ise insan hakları aktivistleri ve grupların öfkesine sebep oldu. Onlar Washington’un bu sürece müdahalesini eleştirerek, Amerika’nın, adının metin taslağından silinmesi için lobi çalışmalar yürüttüğünü ifade ediyorlar.
Amerika’da medeni özgürlükler bölüm başkanı Cemil Dakvar bu konudaki açıklamasında, “Amerika’nın kendi adını bildiri taslağından silmesi ve bu tarihi bildiriyi etkisizleştirilmesi için diğer ülkelere zorbalık yapmaya ilaveten aslında siyahilere karşı polis şiddetini bir kez daha desteklemiş oldu.” Dedi. 
Yapılan tüm inkarlara rağmen Amerika’da ırkçılık bir iftira değil, Amerikalı vatandaşlar ve özellikle siyahilerin bizzat tecrübe ettiği bir gerçektir. Bu yüzden Amerika adının ırkçılığa karşı bildiriden silinmesi bile Amerika toplumunda var olan gerçeği değiştiremez./