Amerika'nın Güvenlik Konseyi Çerçevesinde İran'a Karşı Çalışmaları
Amerika, İran'ın artan askeri ve savunma gücüne karşı koymak için 18 Ekim 2020'de sona erecek İran'a yönelik silah alışveriş yasağı getiren Güvenlik Konseyinin 2231 sayılı kararını uzatmak hedefi ile geniş çaplı bir kampanya başlatmıştır. Bu alanda üst düzey Amerikan diplomatları Güvenlik Konseyinin sanal oturumunda izahatları ve açıklamaları ile bu konseye üye ülkeleri Washington ile beraber İran'a silah yasağı konusunda hemfikir olmaya ikna etmeye çalıştılar.
Bu doğrultuda Amerika'nın İran özel temsilcisi Brian Hook ve Amerika'nın BMT büyükelçisi ve daimi temsilcisi Kelly Craft Çarşamba günü Güvenlik Konseyi üyeleri ile yeni kararın taslağını görüştüler. Amerika dışişleri bakanlığının bildirisine göre bu iki Amerikalı diplomat sanal görüşmeleri sırasında Güvenlik Konseyinin 14 üyesi ile görüşüp Eylül 2019'da Suudi Arabistan'ın ARAMCO petrol tesislerine yapılan saldırılar dahil İran'ın bölgedeki faaliyetlerini konuşup İran'a yönelik silah satışı ambargosunu ele aldılar. Halbuki İran bu saldırıları üstlenmeyi reddetmiştir. Bu çerçevede Yemen direniş güçleri açık bir şekilde Suudi Arabistan'a yapılan füzeli ve İHA'lı saldırıları üstlenmişti. Brian Hook İran'a yönelik silah alanındaki kısıtlamaların 2007 yılından itibaren korunduğuna değinerek Güvenlik Konseyi'nin İran tarafından yapılan silah aktarımları hususundaki kaygılar alanında birlik ve beraberlik içinde olmasını istedi.
Washington'un İran'a yönelik silah satışı ambargolarını uzatma çabaları uzmanlar ve analistlere göre bu alanda başarılı olma oranı düşük olduğu bir sırada devam etmektedir. Foreign Policy dergisi de bu gerçeğe değinerek Amerika'nın bu husustaki taslağının Güvenlik Konseyi'nin 15 üyesi tarafından onaylanma şansının düşük olduğunu belirtti. Batılı bir diplomat ise bu dergiye bu taslağın 9 oyu bile alamayacağını sonuçta Rusya ve Çin'i bile veto hakkını kullanmaya zorlayamayacağını belirtti.
Bilindiği üzere karar taslakları onaylamak için en az 9 oya ihtiyacı vardır. Tabii Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin veto hakkını da kullanmaması gerekir. Aslında Amerika'nın önerdiği taslak İran'a silah satışını, aktarımını ve arzını yasaklamasının yanı sıra İran'dan çıkan silahlara da yönelik bir taslaktır. Bu karar taslağına göre sadece Güvenlik Konseyindeki komiteler onayı ile bu yasaklar kaldırılabilir. Amerika bir yandan da sınırsız bir şekilde İran'a anılan ambargoları uygulamak istiyor. Amerika bu alanda elinde bulunan tüm araçlardan yararlanacağına da vurgu yapmıştır.
Trump hükümeti Amerika'nın bu kararına Moskova ve Pekin'in ciddi muhalefetini bildiğinden şimdi bu rakipleri tehdit etmeye başlamıştır.
Brian Hook Reuters'e verdiği röportajda Rusya ve Çin'in İran'a yönelik silah satışı ve alımı alanındaki ambargolara karşı çıkmalarına devam etmeleri halinde BMT'nde inzivaya sürüklenecekleri uyarında bulundu.
Trump hükümeti bu tür tehditler ile Rusya ve Çin'i 2231 kararı maddeleri hususunda caydırabileceklerini düşünüyor. Buna rağmen bu iki ülkenin kesin tavır koymaları geri çekilme niyetinde olmadıklarını gösteriyor. İslami İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise Çin ve Rusya'dan Amerika'nın komplosu karşısında dik durmalarını istedi.
Buna karşın Washington tetik mekanizmasına baş vurma tehditleri ile Güvenlik Konseyi üyelerine taleplerine karşı diz çöktürmek istiyor.
Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo Çarşamba günü İran'a yönelik silah ambargoları ile ilgili kararın onaylanmaması halinde Amerika'nın tek taraflı olarak BMT Güvenlik Konseyi tarafından askıya alınan ambargoları tek taraflı olarak geri getireceğini belirtti.
Rusya ve Çin ise bu tehditlere tepki olarak Amerika'nın BERCAM nükleer anlaşmadan Mayıs 2018'de çıktığını ve artık tetik mekanizmasına baş vuramayacağına vurgu yaptılar.
Şimdi de Güvenlik Konseyi Amerika'nın muhalifleri ile mücadele sahasına dönüşmüştür. Ancak kuşkusuz Güvenlik Konseyi İran'a yönelik silah ambargoları ile hangi kararı alırsa alsın BERCAM nükleer anlaşması süreci ve küresel düzendeki süreçler de etkilenecektir.