Trump'ın Amerika'da Medya Özgürlüğünün Olmayışı İtirafı
Amerika başkanı Trump Beyaz Saray'a yerleştikten sonra her daim iğneli sözleri ile kendini eleştiren medya organlarını hedef almıştır. Trump bunu kimi medya organlarının ona uymamasından dolayı yapsa da bu durum inkar edilmez bir gerçek olan Amerika'daki medya özgürlüğünün olmayışının göstergesidir. Donald Trump bu husustaki son açıklamasında Twitter'da paylaşımda bulunarak ülkenin medya organlarını "yolsuz" olarak adlandırdı.
Trump bu mesajında ülkede medya özgürlüğünün olmadığını da eleştirip şöyle bir mesaj paylaştı: "Amerika medya özgürlüğüne sahip değildir. Biz sadece anlatılanları bastırma ve sahte haberlere sahibiz. Son iki haftada medya organlarımızın ne kadar yolsuz olduğu ve belki de daha beter durumda olan dev teknolojik şirketlerinin yolsuzluğu ortaya çıkmıştır. "
Trump konuşmaları ve sanal alem paylaşımlarında özellikle de seçimlere yakın aylarda ve günlerde defalarca ülkesinin medya organlarını sahte haberler yaymakla suçladı.
Dünyanın en özgür ülkesi olduğunu iddia eden Amerika başkanı olan Trump, sırf kendi siyasetlerini ve girişimlerini öven ifade ve medya özgürlüğü istiyor. Trump en ufak eleştiri ve kusur bulmaya tahammülü yoktur.
Twitter sosyal platformu defalarca Trump'ın paylaşımlarını aldatıcı ve saptırıcı bilgiler olarak açıklamıştır. Twitter iki hafta önce de Trump kampanya çalışanlarının Joe Biden'i yalancı olarak adlandırdığı ve onun oğlunun Ukrayna'daki işletmesi ile ilgili görüntüleri bu medya organının siyasetlerinin ihlali olduğunu bildirip Trump kampanya çalışanlarının hesabını askıya aldı.
Buna rağmen Amerika'daki sosyal ağlar ve medya organlarının işlevine ve performansına baktığımızda bu ülkede pratikte medyatik oligarşi diye bir şeyin olduğunu görüyoruz.
Gerçekte dergiler, radyo televizyon kanalları, uydu kanalları ve en önemlisi de Google, Microsoft, Facebook, Twitter ve İnstagram gibi dev teknolojik şirketler de hep Amerika'nın makro siyasetleri ve çıkarları doğrultusunda çalışmış ve çoğu durumda da kendi stratejisi çerçevesinde mesajlar ve haberler yayıp geri kalan hususları sansür etmeye ve yönlendirmeye çalışmıştır. Bu doğrultuda Amerika hükümetinin özel siyasetlerinden alınan stratejilere ters düşecek her hangi bir durum veya gelişme engellenmiş ve önü kesilmiştir.
Halihazırda özellikle de sanal alemde siber imparatorluğun ortaya çıktığını görüyoruz. Bu durum Amerika kongresini bile kaygılandırmıştır. Bu doğrultuda dev teknolojik şirketlerin tekelciliği kaygıları arttırmıştır. Amerika'nın Kongresi de süren incelemesinin ardından Apple, Amazon, Facebook ve Google gibi şirketlerin tekelcilik siyasetlerine dayalı yönetildiklerini belirtti.
Siber uzmanı Peyman Hoseyni ise bu hususta şöyle diyor:" Amerikalı senatörler ve temsilciler, Apple, Amazon, Google ve Facebook gibi dört büyük şirketin rekabetini yok ederek, kullanıcıları ve tüketicileri suistimal ettiklerini, ortak şirketleri talan ettiklerini ve kullanıcılarının bilgilerini çaldıklarını ve rekabet karşıtı siyasetler izlediklerini düşünüyorlar.
Aynı zamanda küresel çapta yoğun etkinliğe sahip olan Twitter, Facebook ve İnstagram gibi dev Amerikalı sosyal platformlar tam da Amerika hükümeti siyasetleri çerçevesinde defalarca Amerika rakibi veya karşıtı sayılan ülkeler örneğin Rusya, Çin, İran ve Venezuelalı makamların bu platformlardaki hesaplarını kapatmış ve engellemişlerdir. Bu Amerikalı medya şirketleri bu tür girişimleri ile Amerika çıkarlarına karşı bilgilendirmeyi engellediklerini düşünüyorlar. Halbuki iletişim ve teknoloji çağında bu tür girişimler yenilgiden başka bir getirisi olmamıştır. Çünkü iletişim ve paylaşım platformları o kadar çeşitlidir ki artık kısıtlamanın da bir anlamı kalmamıştır.