Trump'ın Amerika'da Medya Özgürlüğünün Olmayışı İtirafı
(last modified Fri, 30 Oct 2020 03:54:52 GMT )
Ekim 30, 2020 05:54 Europe/Istanbul
  • Trump'ın Amerika'da Medya Özgürlüğünün Olmayışı İtirafı

Amerika başkanı Trump Beyaz Saray'a yerleştikten sonra her daim iğneli sözleri ile kendini eleştiren medya organlarını hedef almıştır. Trump bunu kimi medya organlarının ona uymamasından dolayı yapsa da bu durum inkar edilmez bir gerçek olan Amerika'daki medya özgürlüğünün olmayışının göstergesidir. Donald Trump bu husustaki son açıklamasında Twitter'da paylaşımda bulunarak ülkenin medya organlarını "yolsuz" olarak adlandırdı.

Trump bu mesajında ülkede medya özgürlüğünün olmadığını da eleştirip şöyle bir mesaj paylaştı: "Amerika medya özgürlüğüne sahip değildir.  Biz sadece anlatılanları bastırma ve  sahte haberlere sahibiz. Son iki haftada   medya organlarımızın ne kadar yolsuz olduğu ve belki de daha beter durumda olan dev teknolojik şirketlerinin yolsuzluğu ortaya çıkmıştır. "

Trump konuşmaları ve sanal alem paylaşımlarında özellikle de seçimlere yakın aylarda ve günlerde  defalarca ülkesinin medya organlarını sahte haberler yaymakla suçladı. 

Dünyanın en  özgür ülkesi olduğunu iddia eden  Amerika başkanı olan Trump, sırf kendi siyasetlerini ve girişimlerini öven ifade ve medya özgürlüğü istiyor. Trump en ufak eleştiri ve kusur bulmaya tahammülü yoktur. 

Twitter sosyal  platformu  defalarca  Trump'ın paylaşımlarını  aldatıcı  ve saptırıcı bilgiler olarak  açıklamıştır.  Twitter  iki hafta önce de  Trump kampanya çalışanlarının  Joe Biden'i yalancı olarak  adlandırdığı ve onun oğlunun Ukrayna'daki işletmesi ile ilgili görüntüleri  bu medya organının siyasetlerinin ihlali olduğunu bildirip Trump kampanya çalışanlarının hesabını askıya aldı. 

Buna rağmen Amerika'daki sosyal ağlar ve medya organlarının işlevine ve performansına baktığımızda   bu ülkede pratikte medyatik oligarşi diye bir şeyin olduğunu görüyoruz. 

Gerçekte   dergiler, radyo televizyon kanalları, uydu kanalları ve en önemlisi de Google, Microsoft, Facebook, Twitter ve İnstagram gibi  dev teknolojik  şirketler de  hep Amerika'nın makro siyasetleri ve çıkarları doğrultusunda çalışmış ve çoğu durumda da  kendi stratejisi çerçevesinde mesajlar ve haberler yayıp geri kalan hususları sansür etmeye ve yönlendirmeye çalışmıştır.  Bu doğrultuda Amerika hükümetinin  özel siyasetlerinden alınan stratejilere  ters düşecek her hangi bir durum veya gelişme engellenmiş ve önü kesilmiştir. 

Halihazırda özellikle de  sanal alemde  siber imparatorluğun ortaya çıktığını görüyoruz. Bu durum Amerika kongresini bile kaygılandırmıştır.  Bu doğrultuda dev teknolojik şirketlerin tekelciliği  kaygıları arttırmıştır.  Amerika'nın Kongresi de  süren incelemesinin ardından  Apple, Amazon, Facebook ve Google gibi şirketlerin  tekelcilik siyasetlerine dayalı yönetildiklerini  belirtti. 

Siber uzmanı Peyman Hoseyni ise bu hususta şöyle diyor:"  Amerikalı senatörler ve temsilciler, Apple, Amazon, Google ve Facebook gibi dört büyük şirketin rekabetini yok ederek, kullanıcıları ve tüketicileri suistimal ettiklerini,  ortak şirketleri talan ettiklerini ve kullanıcılarının bilgilerini çaldıklarını ve rekabet karşıtı siyasetler izlediklerini  düşünüyorlar. 

 Aynı zamanda küresel çapta yoğun etkinliğe sahip olan Twitter, Facebook ve İnstagram gibi dev Amerikalı  sosyal platformlar tam da Amerika hükümeti siyasetleri çerçevesinde defalarca  Amerika rakibi veya karşıtı sayılan ülkeler örneğin Rusya, Çin, İran ve Venezuelalı makamların bu platformlardaki hesaplarını kapatmış ve engellemişlerdir.  Bu Amerikalı medya şirketleri  bu tür girişimleri ile Amerika çıkarlarına karşı bilgilendirmeyi engellediklerini  düşünüyorlar.  Halbuki  iletişim ve teknoloji çağında  bu tür girişimler yenilgiden başka bir getirisi olmamıştır. Çünkü  iletişim ve paylaşım platformları o kadar çeşitlidir ki artık kısıtlamanın da bir anlamı kalmamıştır.