Netanyahu Kabinesinin Savaş Yanlısı Politikalarının İşgal Altındaki Topraklarda Demografik Etkileri
https://parstoday.ir/tr/news/world-i280500
Parstoday – Özellikle İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı yürütülen ve İran’ın sert füze tepkisiyle karşılık verdiği 12 günlük savaş olmak üzere, İsrail rejiminin art arda yürüttüğü savaşlar, işgal altındaki topraklarda demografik açıdan ciddi sonuçlar doğurmuştur.
(last modified 2025-08-03T05:32:24+00:00 )
Ağustos 03, 2025 08:32 Europe/Istanbul
  • Netanyahu Kabinesinin Savaş Yanlısı Politikalarının İşgal Altındaki Topraklarda Demografik Etkileri

Parstoday – Özellikle İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı yürütülen ve İran’ın sert füze tepkisiyle karşılık verdiği 12 günlük savaş olmak üzere, İsrail rejiminin art arda yürüttüğü savaşlar, işgal altındaki topraklarda demografik açıdan ciddi sonuçlar doğurmuştur.

İsrail rejiminin son 22 ayda bölge ülkelerine karşı sürdürdüğü sürekli savaş politikası, işgal altındaki toprakları diğer tüm gelişmelerden daha fazla etkilemiştir. Netanyahu'nun aşırı sağcı kabinesi bu dönemde Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen ve İran ile savaş ve çatışmaya odaklanmıştı. Parstoday’in haberine göre bu savaşların çok sayıda sonucu olmuşsa da, medyada daha az ele alınan ve son günlerde daha fazla dikkat çeken etkilerden biri demografik boyutudur.

Göçmen Yahudiler Güvenli Ülkeler Arıyor

İlk olarak, dünyanın dört bir yanından gelen Yahudiler daha fazla güvenlik ve refah vaadiyle işgal altındaki topraklara göç etmişti. Ancak sürekli savaşlar, özellikle İran’la yaşanan ve ciddi yıkım ve kayıplara neden olan son savaş, bu güvenliğin bir yanılsama olduğunu ortaya koydu.

Bugün göçmen Yahudilerin can güvenliği tehlikede ve savaş tehdidi sürekli olarak hissediliyor. Üstelik bu bireylerin, İran halkı gibi yerel bir milli kimliğe ve tarihsel bağa sahip olmamaları, onları alternatif güvenli ülkeler aramaya yönlendiriyor. Bu da Netanyahu kabinesinin savaş politikalarının İsrail toplumuna yansıyan en önemli sosyal sonuçlarından biri oldu.

Bu bağlamda, Yedioth Ahronoth gazetesi şöyle yazdı: “İran’ın füze saldırısından sonra İsrailliler, Google’da ‘Yahudiler için en güvenli ülkeler’ ifadesini rekor düzeyde aradı. Arama hacmi %5000 oranında arttı.”

Artan Uluslararası Tepkiler ve Yahudilere Yönelik Dışlanma

İkinci olarak, Gazze’deki soykırım ve son dönemde bilerek yaratılan açlık krizi nedeniyle sadece İsrail devleti değil, işgal altındaki topraklarda yaşayan Siyonistler de dünya genelinde kamuoyunun öfke ve nefretine maruz kalıyorlar.

Bugün İsrailli turistler birçok ülkede güven içinde seyahat edemiyor; hakarete, saldırıya, dışlanmaya maruz kalıyorlar. ABD’nin koşulsuz desteği sayesinde İsrail rejimi Gazze'de cezasız bir şekilde soykırım gerçekleştirmeye devam ederken, bu suçun bedelini sahadaki Siyonist yerleşimciler ağır şekilde ödüyor.

İsrail Kanal 12 televizyonunun yaptığı bir anket, İsraillilerin %56’sının uluslararası tepkiler nedeniyle yurt dışına seyahat etmekten korktuğunu ortaya koydu.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Gazze savaşı nedeniyle İsrailli turistlerin restoranlarda, sokaklarda ve otellerde saldırıya uğradığını ve aşağılandığını yazdı.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Enrique Zimmerman da şunları söyledi: “Bugün dünyanın dört bir yanında İsrail hakkında duyduklarımız çok ağır. Bu söylemlerin sonuçları gelecek yıllarda daha da belirgin olacak. İsrail her zamankinden daha fazla izole olmuş durumda.”İçeride ve Dışarıda Güvenlik Krizi

Kısacası, ardı ardına gelen savaşlar özellikle İran ile yaşanan 12 günlük savaş ve Gazze'deki soykırım, Siyonistlerin hem işgal altındaki topraklarda hem de dünya genelinde ciddi güvenlik tehditleriyle karşı karşıya kalmasına yol açtı.

Bu durum, işgal altındaki topraklarda Netanyahu kabinesinin savaş yanlısı politikalarına yönelik yaygın muhalefetin en ciddi gerekçelerinden biri olarak öne çıkmaktadır.