Lavrov'un 2 Bin Kadar Paralı Askerin Karabağ'da Bulunması Uyarısı
(last modified Thu, 05 Nov 2020 05:11:09 GMT )
Kasım 05, 2020 07:11 Europe/Istanbul
  • Lavrov'un  2 Bin Kadar Paralı Askerin Karabağ'da Bulunması Uyarısı

Rusya, defalarca radikal teröristlerin varlığının bu ülkede, Orta Asya ve Kafkasya bölgesinde yarattığı güvenlik tehlikeleri hususunda uyarılarda bulunarak bu süreç ile ciddi mücadeleye hep vurgu yapmıştır.

Şimdi de terörist unsurların Karabağ savaşına dahil olması Moskova'nın uyarılarına yol açmıştır.  

Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov  Rusya'nın Türkiye dahil yabancı aktörlerden Batı Asya'da bulunan paralı askerlerin Karabağ'a gönderilmesini engellemelerini istediğine vurgu yaparak sözlerine şunları da ekledi:"  Çatışmaların yaşandığı bölgede 2 bin kadar  paralı asker bulunmaktadır.  " 

Lavrov'un söylediğine göre   bu husus daha önce Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ile Recep Tayyip Erdoğan arasında  27 Ekim günü görüşmesinde ve Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan liderleri arasındaki düzenli konuşmalarda konuşulmuştur. 

 Aslında Lavrov bu açıklamaları ile  Türkiye bölgesel siyasetleri çerçevesinde aktif müdahalede bulunmak istediğini, kendisi ve ortaklarının çıkarlarını Karabağ bölgesinden Libya'ya kadar radikal teröristler göndermekle karşılamasını kastediyor.  

 Bu teröristlerin ve paralı askerlerin varlığına paralel olarak  Türkiye'nin Karabağ savaşında Azerbaycan Cumhuriyeti'ne verdiği doğrudan destekler de  Azeri ordusunun  zafer elde etmesine ve kimi işgal altındaki toprakların kurtarılmasına yol açmıştır.  Bu süreç devam etmektedir.  Görünen o ki Ankara  Bakü'nün kararlı ve ciddi yandaşı olarak, özellikle İran ve Rusya'ya  ciddi tehdit oluşturan bu çatışmaları sonlandırma niyeti yoktur.   Böylece  Karabağ'da radikal unsurların bulunması hususundaki kaygılar  bölgedeki bu savaşla ilişkili olmaktan ziyade  radikal unsurların  İran'a yakın sınır bölgelerde bulunması ve bir sonraki aşamada Güney Kafkasya ve sonuçta Rusya sınırlarına yakın bulunmaları ile alakalıdır.   Bu doğrultuda Rusya dış istihbarat  servisi başkanı Sergey Narışkin  son dönemde şöyle bir açıklamada bulunmuştur: " Karabağ bölgesi uluslararası terör örgütlerinin   Rusya dahil bölge ülkelerine  giriş kapısına dönüşebilir. "

Rusya  radikal teröristler tarafından ciddi tehlike duyduğu için kendi toprakları içinde büyük uğraş vermesinin yanı sıra  onlar ile ülke sınırları etrafında da mücadele etmiş ve bir yandan da  Eylül 2015'ten beri Suriye'de  çoğu Rus kökenli ve Rusya, Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri vatandaşı olan  teröristleri  yok etmeye çalışmıştır. Böylece Rusya onları uzak noktalarda etkisiz hale getirerek bir yandan da onların Rusya'ya dönmelerini engellemek istiyor. 

Buna rağmen Ankara'nın şimdi de  radikal teröristleri eğitmek, donatmak ve sevketme politikası  Moskova'nın bu alandaki kaygılarını da arttırmıştır. 

 Tabii Rusya bu alanda yalnız değil İran da  Karabağ'da terörist unsurların  hem de sınırlarına yakın bölgede  olması ve yarattıkları güvenlik tehditleri hususunda uyarılarda bulunmuştur.      Suriye deneyimi de   radikal teröristlerin tekfirci eğilimlerinden yola çıkarak   İran'a ve Şialara karşı yoğun düşmanlık beslediğini bu yüzden ellerinden geldiğince İran ve Şialara zarar vermek istedikleri söylenebilir. 

   Bu mesele ise Tahran'ın da ciddi  tepkileri ve uyarılarına yol açmıştır.   İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei  ise 3 Kasım Salı günü şöyle buyurmuşlardı:"  Güvenilir raporlara göre bölgeye giren teröristler, hiçbir şekilde İran sınırlarına yaklaşmamalı. Sınıra yakınlaşırlarsa mukakkak kesin tepki ile karşılaşacaklar. 

Görünen o ki   Rusya ve İran'ın da ciddi tepkileri ve tutumlarından yola çıkarak Ankara hemen bu kararını gözden geçirmelidir.  Özellikle de Türkiye'nin daha fazla radikal unsuru  Kafkasya bölgesine sevketmesi ile bölgede ciddi güvenlik sorunları ortaya çıkması da kesindir. Bu tehditler ile mücadele için ise  İran ve Rusya gibi Azerbaycan Cumhuriyeti komşularının işbirliği gerekebilir. 

Rus siyasi uzman Gnadi Avdiyev ise şöyle diyor:"  İran sorumlu bir aktör olarak tüm çabası ile  Kafkasya, Hazar Denizi ve etraf bölgelere yabancıların sızmasını engellemek istiyor. "