“Siyahilerin hayatı önemlidir” hareketinin Biden’den isteği
Siyah derililere yönelik güdümlü ve geniş çapta işlenen ırkçılık ve şiddet, her zaman Amerika toplumunun en bariz özelliklerinden biri olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin kurulduğundan beri gündemde olmuştur.
Siyah derililerin kendi haklarını ihya etmek için geniş çaptaki tüm mücadelelerine rağmen hala çeşitli şiddet ve ırkçılık hareketlerin kurbanı olmaya devam ediyorlar.
Amerika başkanlık seçimlerinin Biden tarafından kazanılması ile siyah deriler mevcut dayanamaz duruma son verilmesini talep ediyorlar.
“Siyahilerin hayatı önemlidir” hareketi Amerika'da seçilen başkanı Joe Biden ve yardımcısı Kamala Harris’e yazdıkları mektupta, başkan Donald Trump’ın görevden ayrılması ile Amerika toplumunda yaşayan siyahilerin dayanılmaz yaşam şartlarının sona ermesinin garanti edilemezken Biden’den onların isteklerine öncelik vermesini istediler.
Bu hareket “seçimlerin kazanan tarafı, siyah derililerdir" diyerek "siyah derilerin Demokrat Parti için güvenilir seçmen olmalarından değil, onların sulta üzerine kurulmuş bir ülkede gerçekten kaotik bir ortamda yaşadıkları için seslerinin duyulması ve taleplerine öncelik verilmesini" istediler.
“Siyahilerin hayatı önemlidir” hareketinin önemli mektubu Amerika'da nüfusun yaklaşık %12'sini oluşturan siyah derilerin, Biden’in renkli derilere karşı ırkçılığın giderilmesi ve Amerika polisi şiddetinin azalması için kararların alınmasına dair seçim vaatlerini gerçekleştirme bağlamada ciddi çalışmalarda bulunmasını istemelerini gösteriyor.
7 Kasım cumartesi akşamı Biden zafer konuşmasında sistematik ırkçılığın kökünün yazılacağı vaadinde bulundu. Biden seçim yarışmasında Temmuz 2020'de Amerika bağımsızlık gününde Twitter üzerinden paylaştığı mesajda "Amerika'da 200 yıldan fazla sistematik ırkçılık var olmuştur ve hala Amerikan toplumunda yıkıcı etkileri devam ediyor" yazdı.
Amerika "Tüm insanlar eşit yaratılmıştır" temeli üzerinde kurulduğu ilke yolunda ilerlemedi ve her geçen gün daha da güçlü bir şekilde bu ilkeyi izlememeye devam ediyor. Bu konu Amerika yeni başkanının bizzat kendisi son asırlarda siyah derilere karşı reva görülenlerin farkında olduğunu gösteriyor.
Fakat yine de Amerikan toplumunda ırkçılık ve ayırımın köklü olması ve de ülkedeki yapı ve kurumlarında bu insanlık dışı durumun devam etmesine yönelik eğilim nedeni ile, renkli derililerin yararına, temelli değişiklikler ve onlara karşı işlenen şiddet ve ırkçılığa son vermeye yönelik az da olsa hiç bir umut görünmüyor.
Aynı zamanda Biden’in Amerika'da sistematik ırkçılık ve siyahilere karşı insanlık dışı durumu itiraf etmesi, üstelik her zaman dünyada insan hakları bayraktar olduğunu iddia eden bir ülkede, acı bir gerçeğin perdesini aralıyor.
Aslında Amerika toplumunda siyah derililere yönelik şiddetin uygulanması ve sosyal, mesleki ve eğitim ayırımcılık, sıradanlaşmıştır. 1950’li yıllarında siyahilerin haklarının ihya edilmesi ve ırkçılığın giderilmesi bağlamında yaşanan sosyal hakları akımına rağmen, Amerika toplumda var olan gerçek bu ülkede ırkçılığın çeşitli alanlarda ve boyutlarda hala devam ettiğini gösteriyor.
Eski başkan Barack Obama'nın belirttiği gibi, "ırkçılık Amerikalıların DNA’sında vardır."
Bu konunun özellikle son yıllarda daha da koyulaşan örneklerinden biri, polisin siyahilere yönelik sınırsız şiddet uygulamalarıdır. Mevcut veriler renkli derililerin, Amerikan polisinin başlıca kurbanlarından olduğunu gösteriyor. Bu şiddetin kaynağını ise Amerika toplumunda ırkçılığın derin katmanlarında aramak gerekiyor.
“Siyahilerin hayatı önemlidir” hareketi aslında Amerika'da özellikle polis tarafından siyahilere yönelik sınır tanımayan şiddet, ırkçılık ve ayırımın sürmesine bir tepkidir./