Amerika'nın Seçimler Hususunda İtham Savurması

Amerika ulusal istihbarat müdürü bürosu 16 Mart salı günü yayımladığı yeni raporda İran İslam Cumhuriyeti ve Rusya'yı Amerika başkanlık seçimlerine müdahale etme ve etki bırakmaya çalışmakla suçladı ve Çin'in tüm araştırmalara ve incelemelere rağmen bu tür bir girişime baş vurmadığını belirtti.

Bu 15 sayfalık raporda şu ifadelere yer verilmiştir: " Bugün yayınlanan bir istihbarat topluluğu değerlendirmesi, hepimizin şimdiye kadar bildiklerini doğruluyor ve Rusya'nın, eski Başkan Trump'ı desteklemek ve Başkan Biden'a zarar vermek ve aynı zamanda seçim sürecimize olan güveni zayıflatmak için hareket ettiğini doğruluyor."

Raporda ayrıca İran ve Çin aleyhine iddialar da yer alıyor ve şu iddialar öne sürülüyor:  "Bu iki ülkenin eylemleri Rusya'nınkinden daha az sistematik ve daha az önemli olmuştur."

Amerika , abartılı ve gerçekleri saptırma yaklaşımı doğrultusunda, rakibi veya muhalefet ülkelerini seçimlerine karışmakla suçlamaya çalışıyor. Washington'un kendisi ise diğer ülkelerin işlerine müdahale etme konusunda uzun bir geçmişe sahip. Bu çabalar, seçimlere çeşitli şekillerde doğrudan ve dolaylı müdahaleleri içermiştir. Örneğin, yıkıcı ve devirmeye yönelik çabalar, özellikle bazı ülkelerde renkli devrimlerin başlatılması, darbe hazırlıkları ve kukla rejimlerin kurulmasına değinmek mümkün. 

Şu anda bile Biden hükümeti, rakip ve Washington karşıtı ülkeler, yani Rusya, İran ve Çin üzerindeki baskıyı ithamlar savurup suçlayarak yoğunlaştırmak için bir bahane arıyor. CNN, birkaç Biden hükümet yetkilisinin, Washington'un önümüzdeki hafta üç ülkeye yani  İran, Rusya ve Çin'e ABD seçimlerine müdahale ettiği iddiasıyla yaptırım uygulayacağını söylediklerini aktardı.

Rus siyasi uzman Pavel Şarikov'a göre, ABD ile Rusya arasındaki ikili ilişkilerin gerginleşmesinin nedeni, "Rus sorununun" ABD'nin iç siyasi meselesi ve tartışmalarının konusu haline gelmesidir.

Rusya, seçimlerinde defalarca ABD'nin açık müdahalesine maruz kalırken, muhalefeti de parlamento veya cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarına tepki olarak protesto ve mitingler düzenlemeye Amerika tarafından  teşvik edilmiştir. Washington, son Rusya seçimlerinde, Moskova hükümetine ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı bir propaganda ve medya savaşına doğrudan karıştı. Bunun en son örneği, Rus muhalefet lideri Alexei Navalny'yi destekleyen ABD-Avrupa'nın açık müdahalesi ve hapishaneden salıverilmesini sağlama çabaları idi. Bu girişimler, Rusya'daki renkli devrimi gerçekleştirme bağlamında gerçekleştirildi. 

İran'a gelince, ABD'nin performansına bakıldığında, Washington'un Londra ile birlikte dönemin başbakanı Muhammed Musaddık hükümetine karşı 1953 darbesinin gerçekleştirilmesinde doğrudan bir rol oynadığı görülüyor. İslam Devrimi'nin zaferinden sonra Amerika , propaganda ve medya savaşı bağlamında İran halkını defalarca seçimlere katılmamaya teşvik etti, başta 2009 cumhurbaşkanlık seçimleri olmak üzere çeşitli seçimlerin sonuçlarını sorgulayarak açıkça muhalefeti kışkırtmaya çalıştı. İran halkını sivil itaatsizlik ve protestolara yönlendirmek istedi.

Çin'e gelince, ABD hükümeti Çin'in içişlerine müdahalesini hızlandırdı, mevcut Washington yetkilileri Pekin'in Hong Kong'daki eylemlerini eleştiriyor ve Tayvan'ı bir ülke olarak adlandırırken yeni yaptırımlar uygulamakla tehdit ediyor.

Genel olarak bu girişim ele alındığında, bu sorunların Amerika'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana diğer ülkelerde en çok müdahaleye sahip olan, ancak rakip ve düşman ülkeleri ABD iç politikasına müdahale etmekle suçlayan geniş kapsamlı yaklaşımını yansıtıyor.