Biden'in Avrupa'ya ilk ziyareti
ABD Başkanı Jeo Biden dün başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana ilk yurt dışı ziyaretini Avrupa ülkelerinden İngiltere'ye gerçekleştirdi. Biden, 8 gün sürecek Avrupa turu kapsamında, Atlantik'in iki kıyısı arasında Trump'ın başkanlığının 4 senesini kapsayan fetret döneminden sonra ilişkileri düzeltmeye ve Rusya ile münasebetleri yeniden tanımlamaya çalışıyor.
Beyaz Saray'a girdikten sonra Jeo Biden kendi konuşma ve açıklamalarında defalarca, Atlantik'in iki kıyısı arasındaki ilişkilerin Trump'ın politikaları ve girişimleri yüzünden açıldığını ifade ederek, Avrupa ile Amerika arasında yakınlaşma sürecini yeniden başlatacağını bildirmiştir.
Biden'in Avrupa'ya ilk ziyareti, ABD'nin Demokrat Başkanı'nın Washington'un büyük Avrupalı müttefikleriyle ilişkileri yönetme noktasındaki diplomatik kabiliyetlerini gösterme adına büyük bir sınav sayılıyor. Eski Başkan Donald Trump, tarife ve ticaret savaşlarını Avrupa ile başlatıp, ABD'yi Paris İklim Anlaşması, Nükleer Anlaşma, Orta Menizlli Nükleer Güç Anlaşması gibi uluslararası anlaşmadan çekerek, ülkesini izole etmiştir.
Biden'in ziyaretinin ilk aşamasını St Ives tatil köyünde düzenlenen G7 Zirvesi'ne katılmasını teşkil ediyor.
Zirvenin esas gündemini, aşı diplomasisi, ticaret, çevre ve gelişmekte olan dünyanın alt yapısını yeniden inşası için girişimler teşkil ediyor.
Biden muhtemelen, ABD'nin elindeki korona aşısını dünyanın diğer ülkeleriyle paylaşma noktasında artan baskı ile karşı karşıya kalacak. Amerikan yetkilileri, bu toplantıyı, Çin'in artan gücüne karşı koymak için G7'nin diğer üyelerini Pekin'e yönelik birleştirmeye teşvik için önemli bir fırsat olarak görüyorlar.
Biden, İngiliz yetkilileriyle görüştükten sonra, NATO ve AB liderleriyle görüşmek üzere, Brüksel'e gidecektir.
Rusya ile münasebetler ve meseleler ve de NATO üyelerini ortak savunma için daha fazla maliyet ödemeye teşvik etme, Biden'in Brüksel'de müttefik ülkelerin liderleriyle yapacağı görüşmelerin önemli gündem maddelerini oluşturuyor.
Biden'in ziyareti öncesinde, Amerikan yetkilileri, NATO Liderler Zirvesi'nden beklentilerini dile getirmeye başladılar. Aslında Biden, aynen Trump gibi, NATO üyelerinden bu askeri teşkilat için daha fazla masraf ödemelerini istiyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ziyaretinin Avrupa turunun son programı olacağından Biden'in, Putin'e Moskova'nın girişimleri ile ilgili sert ve kesin uyarılarda bulunacağı düşünülüyor.
Amerikan kuruluşları ve merkezlerine yönelik siber saldırıları, Biden yönetiminin derin endişe ve kaygısına yol açmıştır. Putin ile Biden görüşmesi, ABD Başkanı'nın Avrupa turunun en önemli bölümü sayılıyor.
ABD ile Rusya münasebetleri, ABD'nin yeni başkanı döneminde kötüleşmiştir. Biden yönetimi açık şekilde Rusya karşıtı bir yaklaşım takip etmekte. Biden muhtelif bahane ve gerekçelerle, Rusya'yı ABD başkanlık seçimlerine karışmak ve siber saldırılar düzenlemekle suçluyor.
Siyaset uzmanlarından Ian Bremmer, ABD ile Rusya ilişkilerinin Biden döneminde Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra en kötü münasebet olabileceğine inanıyor.
Aslında Biden yönetimi, Rusya'ya karşı koyma yaklaşımını izlemekte ve bu doğrultuda, yaptırımları ve Ukrayna'ya siyasi ve askeri yardımının yanısıra, Putin'e karşı psikolojik savaş yürütmekte.
Böylece, Moskova ile Washington arasındaki gerilim yeni bir aşamaya evrilmiş ve bu ülke yetkilileri, Biden-Putin görüşmesinin sonuçlarından pek ümitli değiller.
Avrupa ve ABD'nin Biden döneminde birbirine yakınlaşmasına göre, Biden'in Avrupa ziyaretinin Rusya'ya karşı eşgüdümlü girişimlerini tırmandırmalarıyla sonuçlanabileceği düşünülüyor.
Nitekim Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sulliwan, Putin-Biden görüşmesi öncesi düzenlenecek G7 ve NATO zirvelerinin ABD Başkanı için müttefiklerin birleşmesi noktasında bir dayanak olabileceğini söyledi.