Avrupa Birliğinin Britanya'yı Yaptırımlar ile Tehdit Etmesi
Londra'nın Kuzey İrlanda Protokolü'nü uygulamak doğrultusunda taahhütlerini yerine getirmemesinin ardından, AB ile arasındaki gerilimler arttı. Bu çerçevede Avrupa Birliği, İngiltere ile bu alanda anlaşmaya varamaması durumunda Londra'yı yaptırım uygulamakla tehdit etti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Brexit anlaşmasında Avrupa Birliği'nin çözüm bulmak için baş vurabileceği seçeneklerin olduğuna işaretle, "Bu seçenekler arasında, İngiltere'ye ekonomik yaptırımlara ve bu ülkeden ithal edilen ürünlerin cezalı tarifelere çarptırılmasına yol açabilecek ticari anlaşmazlıkların tahkime götürülmesi yer alıyor." dedi.
2016 yılında İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkması için yapılan referandumun olumlu sonuçlanması ardından Londra, Avrupa Birliği'nden ayrılma sürecini başlatmış ve Birlik ile yapılan çeşitli müzakerelerin ardından, Mart 2017'de, Birlik'ten resmi ayrılmayı başlatmış ve Avrupa Birliği ile yapılan birkaç müzakereden sonra 31 Ocak 2020'de resmen Avrupa Birliği'nden ayrılmıştır.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden resmi olarak çekilmesiyle iki taraf arasında yeni bir ticari ilişki süreci başladı. İki tarafın arasındaki anlaşmayı zorlaştıran durum ise Kuzey İrlanda'nın sınırları meselesidir. İngiltere ve Avrupa Birliği, BREXİT sonrası Kuzey İrlanda Cumhuriyeti ve İrlanda Cumhuriyeti sınırları noktasında sınır komşusu haline gelmişlerdir. Kuzey İrlanda Birleşik Krallık'ın bir parçasıdır ve İrlanda Cumhuriyeti Avrupa Birliği üyesidir. Londra-Brüksel anlaşmazlığının önemli bir bölümünü bu ortak sınırın statüsüne ilişkin müzakereler oluşturmaktadır. Aslında, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması, Kuzey İrlanda'yı bir yandan İngiliz siyasi topraklarında, diğer yandan Avrupa ekonomik düzenlemelerine tabi olacak şekilde özel bir konuma getirmiştir.
Bu durum, son aylarda AB ile İngiltere arasında artan gerilime yol açtı. Tercihli ticaret sözleşmesine göre, İngiltere, Kuzey İrlanda ile Birleşik Krallık'ın diğer bölgeleri arasındaki ürünlerin aktarılmasına ilişkin bazı gümrük denetimleri yapma sözü verdi, ancak denetimleri erteledi.
Brüksel, ise İngiltere'nin ikili BREXİT anlaşmasını ihlal ettiğine inanıyor, ancak İngiltere, Kuzey İrlanda'daki gümrük denetimlerinin başlamasını erteleme amacının, şirketlere BREXİT sonrası dönemde yeni düzenlemelere uymaları için daha fazla zaman vermek olduğunu ileri sürdü.
İngiltere ile Avrupa Birliği arasındaki gerilimler ve tabii ki İrlanda'daki memnuniyetsizlik de artmış görünüyor.
Son dönemde, Kuzey İrlanda'da iş sahipleriyle görüşmek üzere bölgeye giden BREXİT baş müzakerecilerinden Lord Frost yaptığı uyarıda, "Bir an önce bir çözüm bulunması gerekiyor. Yoksa Kuzey İrlanda'daki Cumhuriyetçiler ile monarşistlerin arasındaki barış da baltalanacak ve Kuzey İrlanda tehlikeye düşecektir." dedi.
Ekonomik raporlara göre, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasından, ülkenin finansal piyasaları ciddi şekilde etkilenmiş ve çoğu iş insanı birçok zorlukla karşılaşmıştır .Bu durum İrlanda'da, temel tarihsel ihtilaflar nedeniyle daha da derinleşmiştir.
AB Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, 27 AB üye ülkesinin tamamının Birleşik Krallık-Kuzey İrlanda anlaşmasının İrlanda'da barış ve istikrarı sağlamak ve AB tek parça piyasasının bütünlüğünü korumak için mümkün olan tek çözüm olduğu konusunda hemfikir olduğunu söyleyerek, "Avrupa Birliği ve İngiltere arasındaki gerilimlerin temel nedeni Kuzey İrlanda ile anlaşma sorunu değil, BREXİT anlaşmasının ta kendisidir." dedi.
Görünen o ki, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması ve ihtilafların tırmanması, özellikle mevcut ekonomik durum ve siyasi gelişmeler göz önüne alındığında, bağımsızlık külleri altındaki ateşi tekrar alevlendirmiştir. İşte Londra ve Brüksel arasındaki anlaşmazlığın tırmanması, başta İngiltere olmak üzere her iki taraf için de ciddi bir tehdit sayılıyor./
