Kanadalı Yerlilerin Amerika'daki Yerli Çocuklar Hususundaki Araştırma Talebi
Yerli Kanadalı çocuklara ait toplu mezarların bir biri ardı sıra keşfedilmesi, bu ülke vatandaşları arasında geniş çaplı öfke ve nefrete neden olmuştur. Bu bağlamda insan hakları kurum ve kuruluşları ve dünya kamuoyu da bu toplu mezarların bulunmasının Batı'da özellikle de Kanada ve Amerika'da ırkçılığın net göstergesi olduğunu düşünmüş ve bu ülkelerde yerli çocukların akıbeti ile ilgili araştırmaların yapılmasını istemiştir.
Bağımsız Yerli Milletler Federasyonu Başkanı Bobby Cameron, Amerika başkanına hitaben şöyle bir açıklamada bulundu: " Bu ülkenin hükümeti de Amerika'nın geçmişindeki yerlileri araştırmalıdır. Çünkü Amerika'da da birçok bilinmeyen meçhul mezarlık ve mezar bulunmaktadır. "
Aslında Kanadalı yerlilere ait toplu mezarların bulunması için araştırmalar Mayıs ayının sonunda 215 yatılı okul yerli öğrencisinin toplu mezarının bulunması ile başlatıldı. Şimdi de bir başka yatılı okul araştırmalarında çoğunluğu çocuklar olan 751 çocuğun cesedine ulaşılmıştır. Bu yerli öğrencilerin meçhul ve bilinmeyen bölgelerde ve mezarlarda gömüldüğü ortaya çıkmıştır. Bu öğrencilerin cenazelerinin bulunması, Kanada ve dünyada geniş yankı bulmuştur. Şimdi de daha fazla keşifler ve toplu mezarların bulunması için aramalar devam etmektedir.
Kanada başbakanı Justin Trudeau ise bu ülkenin hükümetinin bu "dehşet verici " hataların aydınlanması için gereken mali kaynakları ve bütçeyi ayıracağını öne sürdü.
Kanada'nın British Columbia eyaletinde bulunan Kamloops şehrindeki kabile liderlerinden olan Rosanne Casimir toplu mezarların bulunmasının ardından şöyle bir açıklamada bulundu: " Bu kadar yerli çocuğun ölümü, okulun hiçbir belgesinde kayıt altında alınmamıştır. Bu da kendiliğinden okul makamlarının çocukların ölümünden sorumlu olduğunu gösteriyor. "
150 bini aşkın Kanadalı çocuk 1883 yılından 1996 yılına dek çoğunlukla da Katolik dini misyonerleri tarafından yönetilen okullara katılmak ve Kanada toplumuna entegre olmak zorunda kaldılar.
Bu çocukların çoğu ise Kanada Gerçek ve Barış Komisyonunun 2015 yılında " Kültürel Soykırım" olarak adlandırılan süreçte yok edilmiş ve eziyete uğramıştır. Gerçekte bu çocuklar bu dini okullara gönderilerek kültürel olarak asimilasyon politikasına maruz kalmışlardır.
Bu komisyonun raporuna göre birçok öğrenci kötü muamele veya cinsel tacize maruz kalmış ve sonuçta 4 bini aşkın kişi hayatını kaybetmiştir.
Bu bağlamda kabile liderlerinden biri de bulunan meçhul mezarlara ve mezarlıklara değinerek şöyle bir açıklamada da bulundu: " Son keşif, kapanan yaraları tekrar açmış oldu. "
Batı'da özellikle de Kanada ve Amerika'da ırkçılık meselesi yeni bir gelişme değildir. Gerçekte bu ülkelerin tarihi ırk ayrımcılığı, yerlilerin eziyet ve işkence edilmesi, özellikle de siyahiler ve azınlıkların darboğazda bırakılması ile harmanlanmıştır. Bu ülkeler yıllar boyunca insan hakları iddiasında bulunsalar da pratikte hem renkli derililere hem de kendi yerlilerine ve azınlıklarına ve mültecilere bile ayrımcılığın zirvesini yaşatmaktadırlar.
Halihazırda yerlilere baskı uygulamak ve renkli derililere ayrımcı davranmak da Batı'nın ciddi sorunlarından sayılır. Koronavirüs pandemisinin yayılması ile bu sorun daha ciddi bir şekle bürünmüş ve Amerika gibi ülkelerde daha net ortaya çıkmıştır.
Nitekim birçok yerli ve renkli derili Amerikalı ve Kanadalı ilaç ve tıbbi teçhizata erişimi olmadığı gibi aşılamada da son sırada yer almaktadır.
Kanada'da ise durum daha vahim ve içme suyuna bile erişim ciddi bir sorundur.
Guardian gazetesi ise son dönemde şöyle bir yazı paylaşmıştı: " Kanada yerlileri topluluğu lideri dünyanın en zengin su sahibi ülkelerinden olan Kanada'da içme suyuna erişimleri yüzünden federal hükümete şikayette bulunup tazminat ödenmesini istemişlerdir. "
Şimdi de Kanada'da yerli çocukların toplu mezarlarının bulunması Amerika'daki durumu da gündeme taşımıştır. Öyle ki kimi duyumlara göre kimi çocuklar da Amerika'ya aktarılmıştır. Nitekim Kanada Bağımsız Yerli Milletler Federasyonu başkanı da Amerika'da birçok meçhul toplu mezarın bulunduğunu söyleyerek Amerika başkanından bu hususta gereken işbirliği yapmasını istedi.