Tunus'ta Darbeyi Aratmayan Olaylar
Darbeyi aratmayan bir girişim çerçevesinde Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said Pazar akşamı başbakan Hişam El Meşişi'yi görevden uzaklaştırıp kabineyi, parlamentoyu ve temsilcilerin dokunulmazlığını lağvetti ve yürütme erkini yeni bir başbakan yardımı ile yöneteceğini belirtti. Bu girişim son onyılda Tunus'ta anayasaya karşı en büyük adım sayılır. Anayasaya göre yürütme gücü cumhurbaşkanı, başbakan ve parlamento arasında paylaşılmalıdır.
Bu gelişme, 2011 yılında dönem Cumhurbaşkanı Bin Ali'nin devrilmesine yol açan Tunus halkının hareketinin ve siyasi krizinin ardından en büyük gelişme sayılır. Tunus cumhurbaşkanının bu girişimi, ufacık bir Kuzey Afrika ülkesi olan Tunus'taki aylarca devam eden siyasi gerilimin sonucudur. Buna rağmen Tunus cumhurbaşkanının darbeyi aratmayacak bu girişimine yönelik eleştiriler artmaktadır.
Bu bağlamda Tunus el-Nehze Hareketi başkan yardımcısı Ali El Arid şöyle bir açıklamada bulundu: " Tunus cumhurbaşkanı tarafından açıklanan kararlar, devlet kurum ve kuruluşları, anayasa ve devrimci Tunus halkına karşı bir darbedir. "
Görünen o ki Tunus sokakları Kays Said'in darbeyi aratmayacak girişimlerinin karşıtları ve yandaşlarının karşı karşıya gelme arenasına dönüşecektir.
Tunus cumhurbaşkanı anayasaya karşı olan bu aniden aldığı girişiminin nedenini koronavirüs pandemisinin kötü yönetilmesi ve de ekonomik koşulların kötüye gitmesi olarak açıkladı.
Buna rağmen unutulmamalıdır ki Tunus uzun süredir bakanların seçimi hususunda anlaşamayan başbakan ve cumhurbaşkanı ihtilafını yaşamaktadır. Sonuçta ülkede iki üst düzey makam arasında uzun bir maraton ve gerginlik süreci devam etmiştir.
Son günlerde ise Tunus'un farklı bölgelerinde insanlar koronavirüs ile mücadeledeki kötü hükümet yönetimi ve zor geçim koşulları yüzünden sokaklarda protesto gösterileri düzenlenmişti.
Tunus cumhurbaşkanı ise gençlerin yoksulluk sebebiyle ülkede kaos yaratmamaya çalışmaları hususunda uyarılarda bulunmuştu.
Tunus'taki siyasi gerilimler devam etse de koronavirüs pandemisi dolayısı ile ülkedeki ekonomik koşullar kötüye gitmekte ve sürekli olarak yoksulluk ve işsizlik oranı da artmaktadır.
Bu koşullar yüzünden Tunus halkının birçoğu da siyasi sorunlara aldırmadan sırf ekonomik ve sosyal zorluklardan dolayı sokaklara inmelerine yol açmıştır.
Binlerce Tunuslu gösterici son günlerde emniyet güçleri ile çatışmış ve yöneticiler ve iktidar partisine karşı sloganlar atarak parlamentonun feshedilmesini istemişti.
Tunus meslekler birliği de bir kaç ay önce hükümetin dağılma ve gerilim sürecini kontrol etmek ve sonlandırmak yönündeki etkili adımlarının atılmadığı bir sırada ekonomik ve sosyal durumun daha da kötüye gitmesi hususunda ciddi uyarılarda bulundu. Gerçekte Tunus'ta 2011 halk hareketinin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen bu ülkede hala siyasi bir istikrar sağlanamamıştır. Tam tersi bu ülke halkının demokratik, ekonomik, sosyal ve siyasal istekleri ve talepleri ihtilaflar yüzünden gözardı edilmiştir.
Şimdi de Tunus hükümetinin ülkenin ekonomik koşullarını iyileştirmedeki zayıf performansı ve koronavirüs ile etkin mücadeledeki başarısızlığı cumhurbaşkanı Kays Said'in kabineyi lağvetmesine ve parlamentoyu askıya alınması bahanesine dönüşmüştür. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, erklerin bağımsızlığı ilkesini gözardı ederek başbakanı da devre dışı bırakıp parlamentoyu kapatarak pratikte ordunun da desteği ile iktidarı tamamen ele geçirmeye çalışmıştır.
Buna rağmen gelecek günlerde Kays Said'in bu girişimine karşı geniş çaplı gösterilerin düzenleneceği, ülke genelindeki siyasi gerilimlerin iyice artacağı ve kaotik durumun insanları daha da zorlayacağı söylenebilir.